Erdoğan'dan Anayasa'da başörtüsü açıklaması: Uzlaşma sağlanamaması halinde milletimizin takdirine sunmanın yollarını arayacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KADEM tarafından düzenlenen 5. Uluslararası Adalet ve Kadın Zirvesi'nde yaptığı açıklamada başörtüsü tartışması hakkında konuştu.

Erdoğan'dan Anayasa'da başörtüsü açıklaması: Uzlaşma sağlanamaması halinde milletimizin takdirine sunmanın yollarını arayacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan'ın Başkan Yardımcısı olduğu Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından düzenlenen 5. Uluslararası Adalet ve Kadın Zirvesi'nde açıklama yaptı.

"Anayasa'da başörtüsü" tartışması hakkında konuşan Erdoğan, "Referanduma gidelim çünkü millet en iyisini söyler, gidelim millete. Teklifimiz üzerinde uzlaşma sağlanabilirse bundan kadınlarımız çok kârlı çıkacaktır. Uzlaşma sağlanamaması halinde bu meseleyi milletimizin takdirine sunmanın yollarını arayacağız. Köklü bir çözümü anayasamıza kazandırmayı ümit ediyoruz" dedi.

Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları şöyle oldu:

"GELİŞMİŞ ÜLKELERDE KADINA YÖNELİK ŞİDDETTE CİDDİ SORUNLAR YAŞANDIĞINI BİLİYORUZ"

Zirvenin kadınlarla birlikte tüm insanlar için hayırlı olmasını diliyorum. Dünyadaki kadın hareketlerini şekillendiren en önemli etken kültürel farklılılardır. Batı medeniyetinin baskın karakteri, en çok kadına bakışta ortaya çıkmıştır. Bugün dünyanın her yerindeki toplumlarla aynı kadın rolü dayatılmaktadır. Ülkelerin pek çoğunda nüfusun kırsaldan şehirlere yığılması da bu dayatmayı beslemektedir. Bunun dışındaki her türlü davranış küresel bir lince tutulmaktadır.

Gelişmiş ülkelerin verdiği imajın tersine, kadına yönelik şiddette ciddi sorunlar yaşandığını biliyoruz. Biz ülkemizde sırf cinsiyeti yüzünden şiddete uğramasını, hayatını kaybetmesini kabul edemeyiz.

"BU MÜCADELEYİ SİZLERLE OMUZ OMUZA, SONUNA KADAR SÜRDÜRMEKTE KARARLIYIZ"

Kadınların dışlandığı bir dünya insanlığın yarasından feragat etmiş demektir. Bu fıtrata ve inancımıza aykırıdır. Yürüttüğümüz mücadelede en büyük desteği gördüğümüz kadınlarla her alanda başarılara ulaşacağımız bir gelecek bizi bekliyor. İnancımızın, medeniyetimizin, kültürümüzün gereği olarak bu mücadeleyi sizlerle omuz omuza, sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız.

Ülkemize 20 yılda asırlık eserler kazandırdık derken mübalağa etmiyoruz. Türkiye demokrasi atağı ile geldiği seviyede, hep birlikte geleceğe güvenle bakabilmemizi sağlıyor. Asıl büyük değişimi zihinlerde sağladığımıza inanıyorum.

"ŞİDDET ÖNLEME MERKEZLERİNDE 1 MİLYON KADINA HİZMET VERDİK"

Anayasımızın 10. maddesinde, "kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir" ibaresini ekleterek işe başladık. Kadına yönelik şiddetle en etkin mücadele edeceğimizin sözünü daha hükümete gelmeden halkımıza vermiştik.

Aile içi ve kadına karşı işlenen suçların cezalarını artırarak bu doğrultuda önemli adımlar attık. Çalışan kadınların şartlarını iyileştirdik. Gebelikten itibaren doğuma ve çocuğun büyümesine kadar anneleri koruyan maddi olarak destekleyen işler yaptık. Ülkemizin 81 iline yaygınlaştırdığımız şiddet önleme merkezlerimizle 1 milyon kadına hizmet verdik.

Kadın Acil Destek Uygulaması (KADES) kadınların maruz kaldığı şiddete süratle müdahale edilmesini sağlayan etkin bir sistem haline geldi. Elektronik kelepçe de kadınlarımızı korumaya hizmet veriyor. Aile içi meselelerinin hakimlerce çözümünü temin ettik. Kız çocuklarımızın her seviyede eğitim-öğretime erişimlerinin önündeki engelleri kaldırdık. Okullaşma oranlarında kızlarımız lehinde çok önemli gelişmeler kaydettik.

"KADINLARIMIZIN YAŞADIĞI TRAJEDİ ÜLKEMİZİN BİR DÖNEMİNİN KARA LEKESİ OLARAK TARİHE GEÇMİŞTİR"

Tarihimizde ilk defa kadın istihdamı toplam istihdamın 3'te 1'ine yaklaşmıştır. Siyasetteki kadın oranları da cumhuriyet tarihimizin en yüksek seviyesine çıkmıştır. Ülkemizde bir dönem çok ağır şekilde varlığını gösteren düşmanlığın en büyük mağdurlarının başında kadınlarımız geliyordu.

Çalışmalarına izin verilmeyen kadınlarımıza bu zulümlerin, çağdaşlık adına yapılması da bir başka garabetti. Ne işi var okulda? Kadına reva görülen bu değil miydi, ülkemizde maalesef yıllarca bunu yaşadık. Liselerin kapılarından bile alınmayan, ziyaret için bile gittiği bazı kamu kuruluşlarına alınmayan kadınlarımızın verdiği mücadelenin şahidiyiz. Başındaki örtüsü nedeniyle haksızlığa uğrayan kadınlarımızın yaşadığı trajedi ülkemizin bir döneminin kara lekesi olarak tarihe geçmiştir.

Bugün hayatın hiçbir alanında kadınlarımız böyle zulme maruz kalmıyor, bu tür adaletsizliklere uğramıyor. Başörtünün düşmanı olan, üniversitelerde ikna odalarını kuranların kim olduklarını bilmiyor muyuz? Şimdi bunlar geldi, başörtüsü sorununu çözelim diyorlar. Bu seçimde kaç tane başörtülü milletvekili adayı çıkaracaksın? Şaşırmayın ha, bunu söyledim ya başörtülü milletvekili adayı da koyar.

ERDOĞAN'DAN MUHALEFETE BAŞÖRTÜLÜ MİLLETVEKİLİ ADAYI ÇAĞRISI

Rozet takmaya başladı. HADEP'te var, bunlarda da olsun, İP'te de olsun. Bunların ağa babaları Meclis'ten başörtülü kardeşimizi kovmadı mı? Aynı zihniyetti. Çark geri dönmeye başladı. Biz ne diyoruz, "Gel Anayasa yapalım, hak ve özgürlükler noktasında bütün kadınlarımız Anayasa teminatı altında bu süreci yaşasınlar." Yaptığımız hazırlığı Meclis'te bulunan tüm partilere götürdük. Arkadaşlarımız ziyarete gittiler, "gerek yok" dediler. "Seçimden sonra bunları çalışalım" dediler. Sen gece yarısı dedin, biz yıllardır bunu düşünüyoruz zaten. Verelim el ele, bu işi bitirelim. Bir daha da gündeme gelmesin, neden kaçak güreşiyorsunuz? Bunların işi her zaman istismar siyaseti.

Çeyrek asır önce hayal bile edilemeyecek şu özgürlük iklimini dizayn ederken nelerle karşılaştığımızı millet çok iyi biliyor. Bu mücadelelerde, vesayetin başını çeken bir partinin başkanı başörtüsü konusunu yeniden gündeme getirdi. Kadınlarımızın başını örtmesi tabii bir durumdur. Devletin tüm kurumlarında başörütüsü kardeşlerimiz var. Hakimimiz, savcımız, polismizi valimiz var. Yaptık da ne oldu? Türkiye yıukıldı mı? Tam aksine şimdi hepsi 'çok daha rahatız, huzurluyuz." diyor. Yeter ki biz ön açalım. Ön açtığımız zaman bu ülke geleceğe yürüyecektir. Son tartışma vesilesiyle bir kez daha gördük ki ülkemizde kökünün kuruduğunu umduğumuz zihniyet hala pusuda beklemekte.

ERDOĞAN'DAN "KAŞAR-SİMİT" SİYASETİ AÇIKLAMASI

Geçenlerde genel başkan yardımcılarımdan bir tanesi Mamak'ta gençlerle bir sohbete gitti. Gençler soruyorlar; 'Bu Amerika ziyareti neydi?' Benim genel başkan yardımcım 'O hamburger siyasetiydi, ben şimdi sizlerle simit-kaşar siyaseti yapacağım' dedi. Ve arkadaşımız da onlara kaşar-simit hediye etti. Benim de tabii gençlik yıllarımdan beri kaşar-simit her zaman hazır yemeğimdir. Hep bunu yaptım. Bundan dolayı zaman zaman istihza ettiler. Onların istihzasına rağmen biz mücadelemizi böyle sürdürdük. Çeyrek asır önce hayal bile edilemeyecek bu özgürlük iklimini ülkemize kazandırırken partimizi kapatma tehdidi dahil nelerle karşılaştığımı millet çok iyi biliyor.

ERDOĞAN'DAN ANAYASA REFERANDUMU ÇAĞRISI

Referanduma gidelim çünkü millet en iyisini söyler, gidelim millete. Teklifimiz üzerinde uzlaşma sağlanabilirse bundan kadınlarımız çok kârlı çıkacaktır. Uzlaşma sağlanamaması halinde bu meseleyi milletimizin takdirine sunmanın yollarını arayacağız. Köklü bir çözümü anayasamıza kazandırmayı ümit ediyoruz.