Erdoğan'ın tanıtımını yaptığı İnsan Hakları Eylem Planı’nda 261 hedeften 165'i 'unutuldu'

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı’nda, 261 hedeften 165'inin unutulduğunu ortaya koydu.

Erdoğan'ın tanıtımını yaptığı İnsan Hakları Eylem Planı’nda 261 hedeften 165'i 'unutuldu'

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, “İnsan Hakları Eylem Planı Takip Raporu” üzerine açıklamalarda bulundu.

Yeneroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2 Mart 2021’de kamuoyuna tanıtımını yaptığı İnsan Hakları Eylem Planı’nda ortaya konan hedeflerin büyük oranda gerçekleşmediğini belirtti.

261 HEDEFTEN 165'İ "UNUTULDU"

Hazırladığı “İnsan Hakları Eylem Planı Takip Raporu”nu sunan Yeneroğlu, toplam 261 hedeften 165'inin unutulduğunu, yalnızca 96’sının hayata geçirildiğini ifade etti.

“Örneğin; insan hakları eylem planında söylenenin tam aksine, keyfi tutuklamalar Türkiye’de hayatın bir gerçeği haline gelmiş durumdadır” diyen Yeneroğlu, tespitlerini şöyle sıraladı:

"- Kişi özgürlüğü ve güvenliği ile ilgili mevzuatın ölçülülük ve orantılılık ilkeleri çerçevesinde gözden geçirileceği vaat edilmişti ama hiçbir adım atılmadı.

- Sulh ceza mahkemelerinde haksız tutukluluk kararları verilmesini önlemek için HSK bu mahkemelere atanacak hakimlerde asgari kıdem şartı öngörmüştü. Fakat tartışmalı bir tutuklama kararı sonrasında kararı veren sulh ceza hakiminin kıdem şartını sağlamadığı ortaya çıkmıştı. Yani kendi koydukları kurala kendileri uymadılar.

- Yine sulh ceza hakimliklerinin idari yaptırım kararlarına karşı yapılan başvurularda ihtisaslaşması vaadi verildi ama hiçbir adım atılmadı.

- ‘Tutuklamada ölçülülük ve orantılılık’ ilkeleri doğrultusunda katalog suçların kapsamının daraltılacağı vaadi verildi ama bu konuda da hiçbir adım atılmadı.

- Müdafiyle görüşme hakkını kısıtlayan kanun hükümlerinin kapsamı daraltılmadı.

- Hükümlülerin cezalarının mümkün olduğu ölçüde ailelerinin kolaylıkla ulaşabileceği yerlerde infaz edilmesi ve bu suretle aile bağlarını sürdürmelerini sağlamalarına imkan verilmesi vaadinde bulunuldu ama halen hükümlüler sürgün edilir gibi ailelerinden uzak illere gönderiliyor."

"BU DURUM BAŞLI BAŞINA BÜYÜK BİR ZULÜMDÜR"

"Bize ulaşan öyle aileler oluyor ki, başka bir ilde cezası infaz edilen annelerini, babalarını, eşlerini yol parası temin edemediklerinden aylarca göremiyorlar.

Sadece bu durum başlı başına büyük bir zulümdür.

Mahkumların ailelerinin de cezalandırılmasıdır.

Asgari insani duygular ve iyi niyetle çözülebilecek konular ne yazık ki bu hükümet yönetiminde daha da çetrefilli hale getiriliyor, çözmek için insan hakları eylem planına hedef olarak dahi konuluyor ama ne yazık ki sorun çözülmüyor.

- 1 yıllık hedeflerde; işkence ve kötü muamele iddialarıyla ilgili soruşturma ve kovuşturmalara ilişkin veri tabanı oluşturulacağı, işkenceye sıfır tolerans anlayışı kapsamında, daha önce adli suçlar için yapıldığı gibi disiplin suçlarında da zamanaşımının kaldırılacağı vaat edildi.

Yani işkenceci kolluk görevlisi aradan 30 yıl geçse de yaptığı işkence için meslekten atılabilecekti. Lakin iktidarın diğer vaatleri gibi bu da havada kaldı.

Çünkü Adalet Bakanı istediği kadar insan hakları eylem planı hazırlasın, öteki tarafta işkence yapandan mafya bozuntularına dek hukuk tanımayan kim varsa hepsine sahip çıkan, işkencecileri alkışlayan, alnından öpen bir iktidar ittifakı ve bu kötülükleri büyük bir keyifle temsil eden İçişleri Bakanı var.

- Eylem planının 1 yıllık hedefinde; ‘Hakim ve savcılara yönelik disiplin suç ve cezaları objektiflik, öngörülebilirlik ve orantılılık ilkeleri dikkate alınarak gözden geçirilecektir.’ denildi. Gel gelelim eylem planında yer aldığı halde; hakim ve savcıların disiplin suç ve cezaları hakimlik ve savcılık teminatlarına uygun olarak düzenlenmedi.

- Hakim ve savcılara coğrafi teminat tanınmadı.

- Adalet Bakanı’nın, hâkimleri başka bir yargı çevresinde geçici olarak yetkilendirebilmesine ilişkin hüküm kaldırılacaktır denildi ama kaldırılmadı.

- Yargılama süreçlerinde sık hâkim değişikliğini önlemek amacıyla hâkimlerin tayinlerine esas bölge sistemi yeniden düzenlenecektir denildi ama bölge sistemi hakimlik teminatına uygun şekilde düzenlenmedi.

- Bağımsız ve tarafsız bir yargı için mesleğe girişten başlayarak her aşamasında reform gerekmektedir. Ama eylem planında hakim ve savcılık mesleğine girişte nazik ifadeyle ‘referans’ yaygın ifadesiyle torpilin kaldırılmasına yönelik hiçbir madde yer almadı.

Halbuki adil yargı için en başta hakim ve savcıların ‘kul hakkı’na girmeden mesleğe girebilmeleri gerekmektedir. Haksız alım süreçleri sonucunda mesleğe giren ve kendilerini oraya getirenlere borçlu olan hakim ve savcıların adaleti sağlaması mümkün değildir.

Hakim ve savcıların baskı altında olmaması, kendilerine talimat verilse, baskı yapılsa dahi özlük hakları ve teminatlarına güvenerek direnebilmelerine imkan veren bir mevzuat olması gerekmektedir.

- Ama eylem planında hakim ve savcıların teminatlarını güçlendiren, HSK’yı operasyonel bir organ olmaktan çıkaran hiçbir çözüm önerisi yer almamaktadır."

Etiketler
DEVA Partisi İnsan hakları Recep Tayyip Erdoğan