Organ bağışı nedir?

Organ Bağışı Haftası'da konu hakkında farkındalık yaratma çalışmaları devam ederken Prof. Dr. Yalçın Polat organ bağışı hakkında merak edilenleri yazdı.

Organ bağışı nedir?

Organ bağışı, yaşayan veya ölen bir kişinin organ ve dokularının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin verilmesidir.

Prof. Dr. Yalçın Polat, Habertürk Sağlık'ta organ bağışını yazdı.

İşte organ bağışı ile ilgili merak ettikleriniz...

Ne zaman organlarımı bağışlayabilirim?

Kişi hayattayken kendi iradesi ile organlarını bağışlayabilir veya hayattayken bu konuda bir beyanda bulunmamışsa yine tıbben yaşamı sonar erdikten sonra yakınları tarafından organ ve dokuları bağışlanabilir. Kişi hayattayken kendi iradesi ile böbreğini veya karaciğerinin bir kısmını bağışlayabilir.

Organ bağışı için nereye başvurabilirim?

Canlı bir verici iseniz organ bağışı için alıcı adayı hasta ile bir organ nakli merkezine başvurmanız yeterlidir. Öldükten sonra kullanılmak üzere organlarınızı bağışlamak için büyük hastanelerin organ bağış ünitelerine ya da Türkiye Organ Nakli Vakfı'na başvurabilirsiniz. Burada iki tanık huzurunda bu isteğinizi beyan ederek imzalayacağınız organ bağış formu ile size bir organ bağış kartı verilecektir. Dilediğiniz zaman organ bağış ünitesi olan bir hastaneye başvurup organ bağış kartınızı iptal ettirebilirsiniz.

Organ bağışı için yaş sınırı var mıdır?

Canlıdan canlıya yapılan organ bağışında 18 yaş altındaki kişilerden organ alınmaz. Ancak, kadavradan yapılan bağışlarda yaş sınırı yoktur. Ölen bir yenidoğan bebeğin bağışlanan organları kullanılacağı gibi doksanlı yaşlardaki bir vericinin de organları kullanılabilir.

Ölen bir kişinin organları alınırken vücut bütünlüğü bozulur mu?

Yaygın inanışın tam tersine ölen bir kişinin bağışlanan organlarının başka hastaların tedavisinde kullanılabilmesi için organ çıkarım ameliyatının normal ameliyathane koşullarında ve normal ameliyat tekniklerine göre göre yapılması gereklidir. Normal ameliyat teknikleri ile özentili bir şekilde cilt kapatılarak cesede bir saygı içerisinde temizliği yapılarak morga gönderilir. Burada cesedin parçalanması veya vücut bütünlüğünün bozulması gibi bir durum söz konusu değildir.

Öldükten sonra kullanılmak üzere bağışladığım organlarım satılır mı?

2238 Sayılı organ nakli yasasına göre organların satılması yasaktır ve cezai müeyyide gerektirir. Ölen kişilerin bağışlanan organları Sağlık Bakanlığı Organ Nakli Ulusal Koordinasyon Sistemi içerisinde belli bir dağıtım düzenine göre paylaştırılmaktadır. Sistem açık ve çok kontrollü bir şekilde çalıştığından bağışlanan organların herhangi bir ticari döngüye girmesi mümkün değildir.

Bağışladığım organlar adaletli bir şekilde ihtiyacı olanlara nakledilir mi?

Ölen kişilerin kişilerin bağışlanan organları Sağlık Bakanlığı Organ Nakli Ulusal Koordinasyon Sistemi içerisinde akademisyenlerden oluşan bilimsel danışma komisyonlarının belirlediği kurallar ve prensipler çerçevesinde organ nakli merkezlerine ve hastalara tahsis edilmektedir. Irk, din, dil, cinsiyet ve statü farkı gözetmeksizin kurallar katı bir şekilde uygulanarak organlar en uygun hastalara adalet ve şeffaflık ilkeleri çerçevesinde nakledilmektedir.

Diyanet'e sorduk: “Organ bağışı dinen caiz midir”?

Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde, Organ ve doku nakli konusunda sarih bir hüküm bulunmamaktadır. İlk müçtehit ve fakihler de kendi devirlerinde böyle bir mesele söz konusu olmadığı için, bu bağışın hükmüne temas etmemişlerdir. Ancak dinimizde, Kitap ve Sünnet’in delaletlerinden çıkarılmış genel hükümler ve kaideler de vardır. Kitap ve Sünnet’te açık hükmü bulunmayan ve her devirde karşılaşılan yeni meselelerin hükümleri, fakihler tarafından bu genel kaideler ile hükmü bilinen benzer meselelere kıyas edilerek (tahriç yoluyla) çıkarılmıştır.

Organ ve doku nakli konusundaki hükmün tayininde de aynı yola başvurulması uygun olacaktır. Bilindiği üzere, insan mükerrem bir varlıktır. Yaratıklar içinde Allah onu mümtaz kılmıştır. Bu itibarla, normal durumlarda ölü ve diri kimselerden alınan parça ve organlardan faydalanılması, insanın saygınlık ve kerametine aykırı olduğu için, caiz görülmemiştir (Buhari, Libas, 83-87; Müslim, Libas, 33; Kasani, Bedai’, V,125; İbn Kudame, el-Muğni, I, 107; İbn Nüceym, el-Bahr, VI, 133). Ancak zaruret durumunda, zaruretin mahiyet ve miktarına göre bu hüküm değişmektedir (Mecelle, md. 22).

İslam alimleri, karnında canlı halde bulunan çocuğun kurtarılması için ölü annenin karnının yarılmasına, başka yoldan tedavileri mümkün olmayan kimselerin kırılmış kemiklerinin yerine başka kemiklerin nakline, bilinmeyen hastalıkların teşhis tedavilerinin sağlanabilmesi için, yakınlarının rızası alınmak suretiyle, ölüler üzerinde otopsi yapılmasının caiz olacağına fetva vermişler; canlı bir kimseyi kurtarmak için, ölünün bir parçasını itlaf etmeyi caiz görmüşlerdir (Nevevi, el-Mecmu‘, III, 145; Fetava’l Hindiye, V, 440).

Günümüzde kan, doku ve Organ nakli, tedavi yolları arasına girmiş bulunmaktadır. O halde, bazı şartlara uyulmak kaydıyla, hayatı veya hayati bir uzvu kurtarmak için başka çare olmadığında, bazı şartlara uyularak kan, doku ve Organ nakli yolu ile de tedavinin caiz olması gerekir. “Her kim bir hayatı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur.” (Maide 5/32) ayeti de buna ışık tutmaktadır.

Bu bağlamda, aşağıdaki hususlara dikkat edilmek kaydıyla, Organ nakli caiz olur. Nitekim İslam konferansına bağlı, uluslararası bir fetva kuruluşu olan Mecmeu’l-Fıkhi’l-İslami de bu istikamette karar almıştır. Buna göre;

Zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayati bir uzvunu kurtarmak için, bundan başka çaresi olmadığının, mesleki ehliyet ve dürüstlüğüne güvenilen uzman doktorlar tarafından tespit edilmesi,

Hastalığın bu yoldan tedavi edilebileceğine zann-ı galibinin bulunması,

Organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması; eğer Organ canlı bir insandan alınacaksa, bu Organın, alınan kişide (donör) temel bir hayati fonksiyonu devre dışı bırakmaması,

Toplumun huzur ve düzeninin bozulmaması bakımından, Organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında (ölmeden önce) buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla, yakınlarının rızasının sağlanması,

Alınacak Organ veya doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması,

Tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak bu nakle razı olması gerekir.

Kaynak1: Türkiye Organ Nakli Vakfı (tonv.org.tr)

Kaynak2: Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı (fetva.diyanet.gov.tr)

Organ bağışı ile ilgili bilmeniz gerekenler

3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası öncesi Memorial Ataşehir Hastanesi Organ Nakli Merkezi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yalçın Polat, organ bağışı hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

Organların hayata bağışlanması çok önemli

Organ bağışındaki yetersizlik, dünyada ve ülkemizde en önemli sorunlardan biridir. Son verilere göre şu anda yaklaşık olarak 25.000 kişi kadavradan bağış ile nakil olabilmek için beklemektedir. Ülkemizde kadavra organ bağışı az olduğu için canlıdan canlıya nakiller çok daha fazla yapılmaktadır.

Organ bağışının artması için toplumda her bireye önemli görevler düşmektedir. İnsanlar genellikle hayattayken organlarının bir parçasını sevdikleri kişiye vermekten çekinmemektedir. Kişinin hayatını kaybettikten sonra organ bağışlama fikrine henüz yaşarken sıcak bakması çok daha önemlidir. Hayatını kaybeden bir insan; böbrek, karaciğer, akciğer kalp, bağırsak, pankreas ya da kornealarını bağışlayarak birçok insana sağlıklı bir hayat armağan edebilir. Organların toprağa değil umutla bekleyen kişilere kısacası “hayata” bağışlanması gerekir.

Çocuklar, organ nakli ile sağlıklı bir geleceğe kavuşuyor

Bebeklerde ve çocuklarda doğuştan ya da sonraki dönemlerde gelişen bazı sebepler nedeniyle böbrek ve karaciğer yetmezlikleri sık görülebilmektedir. Akraba evlilikleri de bu tür hastalıkların oluşmasında önemli bir etkendir. Büyüme geriliği ve kalıcı problemler oluşmadan nakil operasyonunun gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Ancak günümüzde bağış yetersizlikleri birçok çocuğun da hayatını kaybetmesine yol açabilmektedir. Oysa ki başarılı bir şekilde nakli gerçekleştirilen ve muayene takibi yapılan çocuklar yaşamlarına sağlıklı bir şekilde devam edebilmekte, organ nakli ile hayata yeniden sarılabilmektedir.

Bağış için 2 dakikanızı ayırmanız yeterli

18 yaşını doldurmuş ve akli melekelere sahip her birey kendi isteği ile bağışta bulunabilir. Eğer bir kişi organ bağışında bulunmak istiyorsa eğitim ve araştırma hastanelerine, organ nakli yapan tüm kamu ve özel hastanelerin organ nakil koordinatörlerine başvurabilir

Organ bağışı yapmak için iki şahit huzurunda bir form doldurulması yeterlidir. Kişi hayattayken organlarını bağışladığı için kendisine bunu ibraz eden bir kart verilir. Daha sonra bu veriler Sağlık Bakanlığı’nın sistemine kaydedilmektedir. Organ bağışından vazgeçilmesi durumunda aileye bildirilmesi ya da Türkiye Organ Bağışı Bilgi Sistemi'nden kaydını sildirmesi yeterlidir.

Organlarınızı bağışladığınızı ailenizle paylaşın

Hukuki açıdan bir kişi akıl sağlığı yerindeyken organlarını bağışlamışsa ve bu kartı taşıyorsa bu kişinin organları öldükten sonra alınabilir. Ancak ülkemizde organların resmi olarak bağışlanması ve bağış kartı alınmasının yanında ölen kişinin aile bireylerinin de onayı gerekir. Vefat etmiş olan kişi eğer organlarını bağışlamışsa, bu kişinin birinci derece yakınlarından etik olması için de onay alınmaktadır. Dolayısıyla organ bağışı yapan kişiler bu konuyu mutlaka ailesiyle de paylaşmalıdır.

Bitkisel hayattaki kişilerden değil tıbben hayatını kaybetmiş bireylerden nakil yapılabilir

Bağış yapmış bir kişinin organlarının alınabilmesi için o kişinin tıbbi olarak hayatını kaybetmiş olması gerekir. Tıbbi ölüm, beyin ölümüdür. Bitkisel hayat tıbbi bir ölüm değildir. Kişinin şuuru açık olmasa da, solunum makinesine bağlı olsa da eğer o kişi bitkisel hayatta ise o kişinin organları alınmamaktadır.

Beyin ölümü kararı; kardiyolog, nörolog, nöroşirurji ve anestezi uzmanlarından oluşan, organ nakli ekibi dışında başka bir ekip tarafından verilir. Kişiyi her bir uzman ayrı ayrı değerlendirir. Beyin ölümünün tespitiyle ancak bu kişi donör adayı olabilir.

Organ bağışı tamamen gönüllülük esasına dayanır

Hastanelerdeki beyin ölümleri Türkiye’de Ulusal Koordinasyon Merkezi tarafından takip edilmektedir. Beyin ölümü kararı verildikten sonra kişinin ailesi ile hastanenin organ nakli koordinatörleri görüşmektedir. Organ bağışı yapıldıktan sonra organ nakil merkezlerindeki ekipler bu konudan haberdar olmaktadır. Dolayısıyla hiç kimsenin organ bağışı için zorlanması mümkün değildir. Organ bağışı süreci tamamen gönüllülük esasına dayalıdır.

Organ nakli bekleyen kişilerle empati kurmak önemli

Organ nakilleri, insanların yeniden hayata tutunmasını sağlayan, sihirli bir dokunuştur. Bunun için herkese önerimiz, ilk boş vakitlerinde bir saatini ayırarak bir diyaliz merkezine ya da organ nakli yapan hastanelere gitmesi, nakil öncesi ve sonrasında bu hastaların durumlarını izlemesidir. İnsanlar aradaki bu farkı kendi gözleriyle gördükten sonra organ bağışına daha sıcak bakacaklardır.

Aile içinde bu konuyu gündeme getirin

Organ bağışı bilincinin toplumun her kesimine yayılması çok önemlidir. Bunun için toplumun en önemli birimi olan aile içinde de bu konu gündeme gelmelidir. İnsanların bu konuyu aileleriyle sadece yılda bir kez bile olsa tartışmaları organ bağışı bilincinin oluşması için önemlidir. Organ bağışı ve nakli ile ilgili akıllarında şüphe veya bir soru varsa bilgi almak için ilgili kurumlara başvurabilir. Sağlık Bakanlığı’nın organ bağışı birimlerinden de bilgi alınabilmektedir. Bu şekilde sistemin nasıl işlediği rahatlıkla öğrenilebilir.