Yeni Akit yazarından skandal 'karma eğitim' yazısı!

Akit gazetesi köşesinde yazan Ali Karahasanoğlu karma eğitimi hedef aldığı yazıda skandal ifadeler kullandı.

Yeni Akit yazarından skandal 'karma eğitim' yazısı!

Yeni Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu köşesinde "Erkek lisesinde kızlar, kız lisesinde erkekler!" başlıklı bir yazı yayımladı.

Karahasanoğlu, "Adı: Kabataş Erkek Lisesi.." şeklinde başladığı yazısında kendince 'laf cambazlığı' yaparak erkek ve kadın öğrencileri cinsiyetçi bir şekilde şu ifadelerle hedef aldı: "Erkek lisesi olarak açılmış liselerimiz var.. Yıllarca erkek öğrencileri alarak hizmet vermişler..

Ama 1990’dan sonra laikçilerin “karma eğitim” bağnazlıkları depreşince.. “Ne demek erkek lisesi?” diye itirazlar geliştirmişler. Erkek lisesine, kız öğrenci de almaya başlamışlar. Ama lisenin ismini değiştirmeyi ben diyeyim akledememişler..

Siz deyin, lisenin ismi marka haline geldiğinden, o markaya zarar vermemek için, değiştirmemişler.. Erkek lisesine giden kızların durumu mu? Onu ne siz sorun.. Ne de ben anlatayım.. Hani erkek lisesine giden kızlar, ataerkil bir toplum olduğumuz için.. “Erkek gibi kız” şeklindeki, aslında bizim de pek itibar etmediğimiz algılar sonucu kızların hoşuna gidebilir de.. Kız lisesine giden erkekleri ne yapacağız? Erkek lisesindeki kızların durumunun tersi.. Kız lisesine giden erkek öğrenciler için söz konusu.

Onlar için, “Kız gibi erkek” şeklinde destek alacakları bir atasözü de olmadığından. Tam tersine.. Bu şekildeki bir niteleme, rahatsızlık verici olduğundan.. “Hangi liseye gidiyorsunuz” sorusuna.. Cevap vermeyen erkek öğrenciler.. Veya lisenin ismini değiştirerek cevaplayan erkek öğrenciler ile bol miktarda karşılaşabilirsiniz."

KARAHASANOĞLU, 'BİZİM ÇOCUKLARIMIZ' DİYOR HEDEF ALDIĞI ÇOCUKLAR KİMİN ÇOCUKLARI!

Gerici yazar şöyle devam etti:

Bu kafa, neyin kafası?

“Erkek öğrenci ile kız öğrenciyi, illa ki illa..

Aynı sıraya oturtmamız lazım. Yoksa laiklik elden gider” kafası..

Kabataş Erkek Lisesi örneğinden hareket edecek olursak..

1992’ye kadar sadece erkek öğrenci alınmış..

Kız öğrenciler kabul edilmemiş.

Laikliğin anayasaya girdiği tarih olan 1927’den bu yana laik devlet olduğumuzu kabul edecek olursak..

65 yıldır laikliğe bir zarar gelmemiş..

SHP-DYP koalisyon hükümeti döneminde..

Toplumun gerisinde yürüyen siyasetçilerin ukalalığı sonucunda..

Erkek lisesine, kız öğrenci alınarak, laikliğe halel gelmemesi sağlanmaya çalışılmış..

Son iki gündür bu eksende yaşanılan tartışmaların da..

Erkek lisesine kız öğrenci alma yobazlığından farklı bir yanı yok..

Ne imiş?

“Karma eğitim” zorunluluğu kaldırılıyormuş..

Ne oluyormuş peki?

Karma liselere yasak mı geliyormuş?

Hayır..

Ya?

Yine liselerin çok büyük çoğunluğu karma olarak eğitime devam edecekmiş..

Ama.. Bazı okullar açısından..

Bazı meslekler açısından..

Gerekirse kız lisesi..

Gerekirse erkek lisesi şeklinde bir uygulamaya da engel çıkartılmayacakmış.

Örneğin bir meslek lisesinde tornacılık bölümüne, siz kabul etseniz bile, kaç kız öğrenci başvurur ki?

Dolayısı ile..

Bu esnekliği de kullanarak..

“Tornacılık bölümüne kız öğrenci başvurusu olmamış.. Sadece erkek öğrencilerin başvurduğu bu bölüm, karma eğitim ilkesine aykırı olacağından, açamıyoruz. Yoksa, anayasadaki laiklik ilkesi zarar görebilir.. Tornacılık bölümünü tercih eden erkek öğrencilerimizden özür dileriz” cevabı yerine..

“Karma eğitim bir zorunluluk değil. Başvuranlar sadece erkek ise, onları bu liseye kaydettirmede bir sakınca yok.. Veya bir liseye sadece kız öğrenciler müracaat etmiş ise, onun da laiklik açısından bir sakıncası yok” diyerek..

Akla ziyan uygulamalarla, Türkiye’yi dünyaya güldürmemenin yolu açılmak istenmiş..

Sol çevreler, iki gündür bu işi dillerine doladılar..

Bunun sonunda, Milli Eğitim Bakanı’nı yerlerse de, hiç şaşırmam..

Karma eğitim aşağı.. Karma eğitim yukarı..

Bre akılsızlar..

Siz çocuklarınızın karma eğitimden geçmesini istiyorsanız..

Size engel olan yok ki..

Karma liseler yine olmaya devam edecek.

Değiştirilen ne?

Tüm liselerin karma eğitim yapma zorunluluğu..

Yani, çocuğunu karma eğitimden uzak tutmak isteyen veliler de..

Gönül rahatlığı ile, çocuklarını okullara yollayacaklar..

Erkek çocuğu var ise, erkek lisesini..

Kız çocuğu var ise, kız lisesini tercih etme hakkı olacak..

Karma eğitimci solaklar ise..

Zinhar..

“Böyle bir hak olmaz..

Olamaz” diyorlar..

Sonra da geliyorlar, tepemizde “özgürlük şarkıları” söylüyorlar.

Hay batsın sizin özgürlüğünüz de..

Karma eğitiminiz de..

Bir insan, “özgürlük” yanlısı söylemlerle karşımıza çıkarken..

Hangi akla hizmet edip de, “mecburiyet”i bize dikte ettirmeye kalkabilir?

“Özgürlük” ne demek?

“Mecburiyet” ne demek?

Özgürlükten bahsederken, mecburiyeti dayatmak ne demek?

Bu en temel kavramlardan da mı habersiz, solaklarımız?

Yoksa, dindarları saf gördüler..

“Başörtüyü çıkartmak özgürlüktür” dedikleri gibi..

Üniversitedeki öğrencinin başını zorla açtırıp, sonra da “Onun özgürlüğü için bu zorunlu” dedikleri gibi..

Şimdi de bizim çocuklarımızı karma eğitime zorlayıp..

“Sizin özgürlüğünüz için bu zorunlu” deme utanmazlığını mı tekrarlıyorlar?

Hasanoğlu'nun 2016 yılında yazdığı ve tartışma yaratan 2 köşe 'yazısı':

İlki, Karahasanoğlu, hemşire Ayşegül Terzi’ye şort giydiği için tekme atan saldırgan Abdullah Çakıroğlu’nun tutuklanmasına karşı çıkmış. 20 Eylül 2016 tarihinde kaleme aldığı yazısında Karahasanoğlu, tutuklamaya karşı çıkmış ve eklemiş;

''Bir yanda.. Otobüse şortla binen hemşireyi tekme ile dövmeye kalkışma.. Tekme de, öyle ayağına falan değil. Bodoslamadan çeneye.. Bu birinci psikolojik vaka. Diğer yanda ise..

Mevzuat gereği üst sınırı 2 yıldan düşük hapis cezası gerektiren suçlarda, tutuklama kararı verme imkanı kanunen bulunmadığından.. Saldırganın tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması üzerine... Olduğu yere yığılıp.. Sanki ortada bir cenaze var. Sanki ortada komalık bir durum varmış gibi.. Sanki bir yakınını öldürmüşler gibi.. Dakikalarca ağlayarak tepki veren bir hemşire..

Neresinden bakarsanız bakınız, bu da bir psikolojik vaka! Ve yine medya gücünü gösteriyor.. Bir tekmeden üç suç birden çıkartıp.. Aslında yargılanıp, mahkum edileceği kesin olan saldırgan.. Sırf medya böyle istediği için.. Türk Ceza Kanunu’ndaki üç değişik madde ile birden suçlanıp, 2 yılı aşan bir isnat icat edilip.. Sonuçta tutuklanıyor.. Hemşire de.. Medya da.. Derin bir oh çekiyor..''

Etiketler
Akit gazetesi Yeni Akit