Eğitimcilerden yeni müfredat taslağına tepki: Bu bir din istismarıdır, 'kindar ve dindar nesil' özlemiyle gençlerimizi aşılamalarına izin vermeyeceğiz!

Milli Eğitim Bakanlığı'nın "Türkiye Yüzyıl Maarif Modeli" müfredatına tepkiler sürüyor. Modeli kabul etmediklerinin altını çizen eğitimciler yeni düzenlemeyi Gerçek Gündem'e değerlendirdi.

Eğitimcilerden yeni müfredat taslağına tepki: Bu bir din istismarıdır, 'kindar ve dindar nesil' özlemiyle gençlerimizi aşılamalarına izin vermeyeceğiz!

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından 26 Nisan’da duyurulan tüm öğretim kademelerindeki derslere ait “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” başta eğitimciler ve veliler olmak üzere toplumun farklı kesimleri tarafından tepkiyle karşılandı. Muhalefet partilerinin de karşı çıktığı düzenlemeyi Birleşik Kamu İş İstanbul Başkanı ve Eğitim İş İstanbul 4 Nolu Şube Başkanı Alkoç Turan Başgönül, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Gaziosmanpaşa Şube Başkanı Murat Çamcı ve Eğitim Sen 1 No’lu Şube Başkanı Barış Uluocak, Gerçek Gündem'e değerlendirdi.

Eğitim İş İstanbul 4 Nolu Şube Başkanı Alkoç Turan Başgönül, "Bize göre bu bir din istismarıdır. Eğitimi gericileştirip, gençlerin geleceğini karartma pahasına eğitim üzerinden oy devşirmeyi amaçlıyorlar" dedi.

Yeni müfredat taslağının kimlerle hazırlandığının bilinmediğine vurgu yapan Eğitim Sen 1 No’lu Şube Başkanı Barış Uluocak ise "Milli manevi değerler adı altında iktidarın tamamen kontrolünde bir eğitim sistemi amaçlanıyor" ifadelerini kullandı.

Yeni müfredatı reddettiklerini belirten ÇYDD Gaziosmanpaşa Şube Başkanı Murat Çamcı, "'Kindar ve dindar nesil' özlemleri doğrultusunda çocuk ve gençlerimize ideolojik aşılama yapılmasına hizmet edecek bir öğretim programına izin vermeyeceğiz" dedi.

"BU BİR DİN İSTİSMARIDIR"

İktidarın kendi yararları doğrultusunda eğitimde de dini istismar ettiğini vurgulayan Birleşik Kamu İş İstanbul Başkanı ve Eğitim İş İstanbul 4 Nolu Şube Başkanı Alkoç Turan Başgönül, şöyle konuştu:

"22 yıllık sürece bakarsak, geçmişten bu yana olduğu gibi yine çağdaş, bilimsel eğitimden uzak bir müfredat taslağı var. Bize göre bu bir din istismarıdır. Siyasi iktidar yıllardır, göreve geldiği günden bu yana, halkın bu yönünü hep istismar etmeye çalıştı. Dini kendi yararlarına kullanmak adına, kendi kitlesini bir arka bahçe olarak görerek, o arka bahçeyi de hoş tutacak uygulamalar harekete geçiriyorlar. Bu halk 2002 yılından önce de Müslüman’dı, bundan sonra da Müslüman kalacaktır. Eğitimin konusu bu olmamalı. “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" adı altında bir taslak hazırladılar, sözde bunu kamuoyuna açtılar, görüşleri alacaklar. Bizim en baştan bu yana duruşumuz bellidir; laik ve bilimsel eğitimden uzak, Atatürk’ü ve Cumhuriyet’i yok sayan "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" isimli eğitim programı taslağını asla kabul etmiyoruz. Bu taslak laik ve bilimsel eğitimden uzaktır; içinde fen yoktur, bilim yoktur, ilim yoktur. Gençlerimizi, ülkemizi çağın ötesine taşıyacak değil; tamamen geriye götürecek bir taslaktır."

"TÜRKİYE GENELİNDE İMZA KAMPANYASI BAŞLATTIK, BAKAN TEKİN'E TESLİM ETTİK"

Yeni müfredat taslağının geri çekilmesi için imza kampanyası başlattıklarını ifade eden Başgönül, toplanan imzaların geçtiğimiz hafta Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e teslim edildiğini aktardı.

"SÜRECE KİMLER DAHİLDİ; ÇEDES’İ YARATANLAR MI, TARİKAT VE CEMAATLER Mİ?"

Bakan Tekin'in yeni müfredat taslağı için yaklaşık 1000 kişilik çalışma grubu oluşturduklarını söylemesine değinen Başgönül, "Sözde 10 yıllık uzun bir süreçte hazırlandığı söylenmiş bu müfredat değişikliğinin. Fakat ne eğitim ve bilim uzmanlarının ne de üniversitelerin ve demokratik kitle örgütlerinin bu sürece herhangi bir katkısı yoktur. Biz çok merak ediyoruz, 1000 arkadaş kim? ÇEDES’i yaratanlar mı, tarikat ve cemaatler mi? Biz dahil değildik, onu çok iyi biliyoruz. Ben Atatürkçü, Cumhuriyet değerlerine bağlı bir öğretmen olarak bu sürece dahil değildim, sendikam da dahil değildi. Bu kadar köklü bir değişimin sağlanabilmesi için toplumda eğitimin tüm paydaşlarının bu sürecin içine dahil edilmesi lazım. Kim dahildi, bu da açıklanmaya muhtaç bir soru" ifadelerini kullandı.

"ATTIKLARI HER ADIMDA OY HESABI YAPIYORLAR"

Başgönül, sözlerine şöyle devam etti:

"Siyasetini en baştan bu yana ayrıştırma üzerine kuran bir siyasi yapıdan bahsediyoruz. Kendine karşı görüşten birilerini ikna etmek yerine siyasetin en kolay olanını yapıyor. Alıyor bir tarafı kendine ayırıyor, orayı konsolide ediyor; öbür taraftan da ne gelirse… Bu çok basit, ötekileştiren, toplumu ayrıştıran, toplumda dönüşü çok zor yollar açan ve günü kurtaran bir siyasi anlayıştır. Cumhuriyet’in temelinde bu yoktur. Cumhuriyet birleştiricidir, uzlaştırıcıdır, bir araya toplayandır, birlikte hareket etme geleneğidir. Bu Cumhuriyet ile bir arada olmaması gereken bir siyasi anlayıştır. Olay eğitim değil; hükümet yıllardır her attığı adımda ‘bunun bana oy getirisi ne olur’, ‘tabanımı kitleyebilir miyim’ hesabı yapıyor. Malum bir oy kaybı da var yerel seçimlerde... Çağdaş bir ülkede, bir Avrupa ülkesinde bu devirde bunlar konuşulmamalı ama maalesef attıkları her adımda alacakları oyu hesap ederek bir pozisyon alıyorlar. Yine bir oy devşirme peşindeler.

"GENÇLERİN GELECEĞİNİ KARARTMA PAHASINA OY DEVŞİRME PEŞİNDELER"

'Kamuda tasarruf tedbirleri' diyorlar ama kontenjanının yüzde 10’unu bile doldurmayan İmam Hatip liselerini birleştirmiyorlar veya çok programlı liselere dönüştürmüyorlar. Çünkü amaç başka… Amaç bir arka bahçe yaratma, amaç eğitim üzerinden kendi kadrolarını hazırlamak üzere zemin oluşturma, amaç eğitimi gericileştirip gençlerin geleceğini karartma pahasına eğitim üzerinden oy devşirmek... Toplumu da bu şekilde konsolide etmeye çalışıyorlar ama tutmaz, tutmayacak. Tarihte hiçbir zaman karanlık aydınlığa karşı galip gelmemiştir. Biz Cumhuriyet’in geleceğinin de aydınlık olacağını biliyoruz."

"CUMHURİYET İÇİN SUÇ TEŞKİL EDİYOR"

Yeni müfredatın uygulamaya konmaması için mücadele etmeye devam edeceklerini vurgulayan Başgönül, "Müsterih olun, biz dimdik ayaktayız; bu taslağın geçmemesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Bugüne kadar Cumhuriyet değerlerinden bir adım geri atmadık, bundan sonra da atmayız. 'Sonucu suç teşkil eden emir, yerine getirilmez' diye bir söz vardır; bu taslakta anlatılanlar da Cumhuriyet için suç teşkil ediyorsa biz o taslağı işleme koymayız" dedi.

EĞİTİM SEN 1 NO’LU ŞUBE BAŞKANI BARIŞ ULUOCAK: AKP'NİN KİMYASINA UYGUN ÖĞRENCİLER YETİŞTİRİLECEK

Yeni müfredat taslağını 'eğitimdeki tahribatın doruk noktası' olarak değerlendiren Eğitim Sen 1 No’lu Şube Başkanı Barış Uluocak da şöyle konuştu:

"Uzun zamandır zaten eğitimde laiklik ilkesinin kazanımlarıyla ilgili epey bir tahribat var, azalma var. En son müfredat da bunun doruk noktası çünkü çok kapsayıcı bir model açıklandı. Bütün ders içeriklerine yedirilmiş, tüm ders içeriklerinin sonuna eklenmiş ‘milli manevi değerler’ adı altında Milli Eğitim Bakanlığı’nın kimlerle hazırladığını bilmediğimiz bir müfredat ile karşı karşıyayız. Bütün ders içeriklerinin sonunda ‘erdem’, ‘değer kavramlarından bahsediliyor. Evrensel norm ve değerler yerine milli manevi değerler adı altında iktidarın tamamen kontrolünde bir eğitim sistemi amaçlanıyor. Teknik bilgiyi azaltan daha çok da AKP’nin kendi kimyasına uygun öğrenciler yetiştirmeyi hedefleyen bir müfredat programı var. Hayata ne kadar geçirilir, henüz onunla ilgili bir malumatımız şu anda çok yok ancak bu müfredata muhalefetimiz tüm süreç boyunca devam edecek."

ÇYDD GAZİOSMANPAŞA ŞUBE BAŞKANI MURAT ÇAMCI: HAZIRLIK SÜRECİ OLDUBİTTİYE GETİRİLDİ

Müfredat değişikliğinin ciddiyetten uzak bir şekilde oldubittiye getirildiğini ifade eden ÇYDD Gaziosmanpaşa Şube Başkanı Murat Çamcı, "Bir eğitim ve öğretim programı, tüm toplumu ikna eden gerekçelere sahip olmalı; açık ve sağlam bir hazırlık süreci işletilmeli; geniş ve şeffaf bir toplumsal katılım sağlanmalı ve programı test edecek bir pilot uygulama öngörülmelidir. Gerçekten amaç, çocuk ve gençlerimizi çağa uygun bilgi ve becerilerle donatmaksa, bu unsurlar esastır. Bu unsurların hiçbirini taşımayan ve bir oldubittiyle getirilen bir değişiklikle karşı karşıyayız. Oysa öğretim programları nasıl bir toplumda yaşamayı ve nasıl bir gelecek inşa etmeyi arzuladığımıza ilişkin hayati bir konudur; ciddiyet, özen ve hassasiyet gerektirir" dedi.

"'KİNDAR VE DİNDAR NESİL' ÖZLEMİYLE GENÇLERİMİZE İDEOLOJİK AŞILAMA YAPMALARINA İZİN VERMEYECEĞİZ"

Müfredat değişikliğine karşı çıktıklarını ifade eden Çamcı, "'Kindar ve dindar nesil' özlemleri doğrultusunda çocuk ve gençlerimize ideolojik aşılama yapılmasına hizmet edecek bir öğretim programına izin vermeyeceğiz. Öğretim programları aracılığıyla inancın bir dayatmaya dönüşmesine seyirci kalmayacağız. Ulusun çocukları arasında ayrım yapılmasına göz yummayacağız. 'Sadeleştirme' gerekçesiyle, öğretim programlarından Atatürk ve devrimlerinin, Cumhuriyetin, laikliğin, bilimin ve aydınlanmanın çıkarılmasına da asla izin vermeyeceğiz. Beklentimiz demokratik bir ülke ve demokratik bir eğitimdir. Ülkemizin çağdaş geleceği olan çocuklarımızı asla yalnız bırakmayacağız" açıklamasını yaptı.

Kaynak: Gerçek Gündem

Etiketler
Yusuf Tekin Eğitim-Sen