Gurbetteki Rumlardan Cumhurbaşkanı’na mektup: Toplumun yok olmasını önlemenin tek yolu gençlerin yurda dönüşü

1955 sonrası göç etmek zorunda bırakılan İstanbullu Rumlar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a mektup yazdı. Mektupta yurda dönüş için atılabilecek adımlar için önerilerde bulunulurken gençler için alınması gereken önlemler de sıralandı.

Gurbetteki Rumlardan Cumhurbaşkanı’na mektup: Toplumun yok olmasını önlemenin tek yolu gençlerin yurda dönüşü

Nüfus demografisi her geçen gün biraz daha düşen ve giderek yaşlanan Rum nüfusunun bugünkü Türkiye’deki sayısı 2 bini geçmiyor. Türkiye’ye geri dönmek isteyen Rumlar, daha önce birkaç kez taleplerini dile getirmiş ve yetkili makamlara iletmişti.

Göç ettirilmiş yurt dışındaki Rumlar adına İstanbul Rumları Evrensel Federasyonu Başkanı Niko Uzunoğlu ve Genel Sekreteri Niko Anagnostopoulos tarafından yeni bir mektup kaleme alındı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben yazılı mektupta, AKP iktidarının bugüne kadar azınlık toplumlarına geçmişte ellerinden alınan haklarının yeniden tanınması açısından etkili olduğu vurgulansa da hala toplumun yüzde 98’inin Avrupa ve Amerika’da gurbetçi olarak yaşadığına dikkat çekildi.

Rum toplumunun tamamen yok olmasını önlemenin tek yolunun gençlerin yurda dönüşleri için olumlu tedbirler almak ve önemli teşvikler sağlamak olduğunun altı çizilen mektupta, mevcut yasaya göre gençlerin vatandaşlık kazanabilmelerinin çok zor olduğu ifade edildi.

VATANDAŞLIK HAKKI, KAMUDA ÇALIŞMA İMKANI…

Mektupta şu ifadeler yer aldı:

• Zorunlu göçe mecbur edilmemizden bu yana 2 kuşak fark olduğu ve 1960-2003 döneminde toplum üyelerimizin vatandaşlıklarının sistematik olarak ıskat edildiğini göz önüne alındığında, gençlerimizin mevcut yasaya göre vatandaşlık kazanabilmeleri büyük zorluklarla karşılaşmaktadır. Anne ve babadan en az birinin, çocuğun doğduğu tarihte Türk vatandaşlığına sahip olma şartı çok az durumda geçerli olmaktadır.

• Vatandaşlığı olmayan, oturma ve çalışma izni almakta güçlük çeken gençlerimiz, kısa zamanda hayal kırıklığına uğramakta ve yurda dönmekten ve İstanbul’da kök salmaktan vazgeçmektedir.

• Ülkesine geri gönderilen gençlerimizin yerlilerle birlikte iş bulabilmesi için bir teknoloji araştırma biriminin kurulmasını defalarca önerdik. Böyle bir merkezin kurulması hem azınlık hem de yerel halk için faydalı olacaksa da önerilerimiz dikkate alınmamıştır.

• T.C. Vatandaşları olarak, Cumhurbaşkanı ve TBMM için oy kullanma hakkına sahipken, atalarımızın eseri olan ve çoğumuzun onları desteklediği Vakıflarımızda oy kullanmanın yasaklanması paradoksu ile karşı karşıyayız. Vakıflarımızdaki son Seçim Yönetmeliği, özellikle Toplumumuza karşı sert hükümler taşımakta ve diğer Gayrimüslim Cemaatlerin Vakıflarına uygulananların aksine, sadece bizim Vakıflarda oy kullanma yasağı uygulanmıştır.

• Özellikle en büyük vakfımız olan Balıklı Rum Hastanesi ve Yaşlılara Bakım Evi Vakfı, 32 yıldır devlet yasalarına karşı seçilmemiş bir yönetim tarafından yönetilmektedir. Bu yönetim, bu kurumda çalışmak için başvuran tüm hemşerilerimize karşı sürekli olarak olumsuz bir tavır sergilemektedir: Diploması Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınmış doktorlar tarafından yapılan ve cevapsız kalan birçok başvurular mevcuttur.

• Toplumumuzun mensuplarının kamu hizmetlerinde çalıştırılmasına yönelik tekliflerimiz değerlendirilmemiştir. Bu gerçek, Osmanlı Devleti'nde 1860-1908 döneminde tam tersi yaşanırken, hiçbir Rum kamu görevine (üniversiteler dışında) atanmasının bugüne kadar bazı yöneticiler için bir tabu olduğunu göstermektedir.

• Bugünlerde 68 yılını geride bırakan 6-7/9/1955 olayları, gizli kararnamelerle tüm medeni hakların ortadan kaldırılması ve zorunlu göç gibi travmaların ne olursa olsun unutulmadığı herkesçe malumdur. Yılların geçmesine rağmen sonraki nesillere de aktarılır.

Bu mektupla bir kez daha Devlet yetkililerinden ricamız bizimki gibi bir toplumun yeniden canlanmasını sağlayacak inisiyatifler, eylemler ve müspet tedbirler almalarıdır.

GERİ DÖNÜŞ İÇİN ÖNERİLER

İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu, mektupta biz dizi öneriler sıralayarak toplumun yeniden Türkiye dönüşünün kapısının açılmasını talep etti.

Öneriler şöyle sıralandı:

1) Türkiye'de doğanların altsoyu, hâlihazırda var olan kısıtlamalar olmaksızın vatandaşlığı kazanabilmelidir. Bir geçiş aşamasında, oturma ve çalışma izinleri için özel düzenlemeler yapılması önerilmektedir.

2) Aşağıdaki gibi olumlu önlemlerle yeni neslin dönüşü için bir program formüle etmek:

(a) ebeveynleri/ataları İstanbul / Imbros/Tenedos'tan gelen gençler için özel bir Geri Dönüş Programının Türkiye tarafından oluşturulması ve finanse edilmesi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın eski "Yurda Dönüş Araştırma Burs Programı" prosedürlerine uygun şekilde uyarlanmış faydalı bir rehber olabilir.

(b) Türkiye üniversitelerinde her öğrenim dönemi için gençlere burs verilmesine yönelik özel bir Programın oluşturulması ve finansmanı. Böyle bir program toplumumuza sağlayacağı faydanın yanı sıra akademik kurumlara dışa dönüklük kazandıracaktır.

c) Geri dönen gençlerin bir kısmının istihdam edileceği yeni bir araştırma ve geliştirme merkezi kurmak için bir devlet üniversitesi veya Araştırma Merkezi ile işbirliğinin gerçekleştirilmesi ve desteklenmesi.

(3) İstanbul Rum Toplumu ile bağlarını sürdüren gurbetçi topluluk üyeleri, Rum Vakıfları seçimlerine katılabilmesinin sağlanması.

(4) Yaşı ne olursa olsun, üyelerimizin yurda dönüşlerinden doğabilecek sorunları çözmek için sizin kararınıza göre yetkili olacak bir organ veya makamın kurulması veya belirlenmesi.

Kaynak: Gerçek Gündem

Etiketler
Recep Tayyip Erdoğan