Akademide korkutan taciz ve şiddet artışı

Prof. Dr. Gülriz Uygur, kendilerine gelen başvurular içinde ilk sırada öğrenciler arası, ikinci sırada idari memurlar arası, üçüncü sırada da akademisyenler ile öğrenciler arası 'cinsel taciz' ve 'saldırı' vakalarının bulunduğunu söyledi.

Akademide korkutan taciz ve şiddet artışı

ANKARA Üniversitesi Cinsel Taciz ve Saldırıya Karşı Destek Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Gülriz Uygur, kendilerine gelen başvurular içinde ilk sırada öğrenciler arası, ikinci sırada idari memurlar arası, üçüncü sırada da akademisyenler ile öğrenciler arası 'cinsel taciz' ve 'saldırı' vakalarının bulunduğunu söyledi. Prof. Dr. Uygur, 'flört şiddeti', 'tehdit', 'fiziksel şiddet', 'ısrarlı takip' gibi şikayetlerin yoğun olduğunu belirtti.

Ankara Üniversitesi bünyesinde 2011 yılında kurulan Cinsel Taciz ve Saldırıya Karşı Destek Birimi(CTS), üniversite içerisinde cinsel taciz ve saldırı olaylarını engellemek, bu tür davranışta bulunanları cezalandırmak ile akademik kültürün cinsel taciz ve saldırıya yer vermeyecek şekilde dönüşümünü sağlamak için çalışıyor.

'ŞİKAYET ETMEYE KORKUYORLARDI'

CTS Koordinatörü ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Gülriz Uygur, birimin başlıca 2 işlevi olduğunu anlatarak, "Birincisi cinsel taciz ve saldırıya ilişkin bize müracaat olduğunda, şikayette bulunulduğunda bu şikayetin peşinden gitmek, şiddete uğrayan kişilerle birlikte hareket etmek. İkincisi de sürekli eğitim programları yaparak, üniversitedeki toplumsal cinsiyet eşitliği ile bununla ilgili cinsel taciz ve saldırıya karşı bir farkındalık sağlamak" dedi.

ÖĞRENCİLER ARASI ŞİDDET VE TACİZ İLK SIRADA

Uygur, CTS birimi sayesinde üniversite içinde cinsel taciz ve saldırının konuşulur hale geldiğini, bununla mücadele edilmesi gerektiğine dair bilincin oluşumuna katkı sağlandığını belirtti. Gülriz Uygur, başvurular içinde ilk sırada öğrenciler arası, ikinci sırada idari memurlar arası, üçüncü sırada da akademisyenler ile öğrenciler arası cinsel taciz ve saldırı vakalarının bulunduğunu kaydetti. Uygur, "En fazla 'flört şiddeti' başvurusu oluyor. Bunun altını çizmek lazım. 'Flört şiddeti' üniversitedeki kadın ve erkek öğrenciler arasında yaşanan şiddet olarak karşımıza çıkıyor. Ya 'flört ilişkisi' yaşarken çıkıyor ya da ilişki sona erdikten sonra çıkıyor. Örneğin bir kadın öğrenci, erkek öğrenciyle flört ilişkisi bulunduğunda, ayrılmak istediğinde veya tam tersi olduğunda bu tür bir şiddetle karşılaşıyor. 'Tehdit etme' şeklinde en fazla karşımıza çıkıyor, 'fiziksel şiddet' bazen oluyor. 'Aileye söyleme' tehdidi çok ciddi bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bir de 'ısrarlı takip' var. Israrlı takipte istenmeyen arkadaşlık teklifleri oluyor. Öğrencilerimiz bununla da çok karşılaşıyorlar" diye konuştu.

'ÖZEL GÖRÜNTÜLERİNİ YAYMAKLA TEHDİT EDİYOR'

Uygur, erkek öğrencilerin kız öğrencileri, ellerindeki fotoğrafları yaymakla tehdit ettiğini veya sosyal medyaya eski kız arkadaşının resimlerini koyduğunu söyledi. Başka kişilerin eski sevgiliyi aramasını sağlayacak şekilde ilanlar verildiğini kaydeden Uygur, "Daha fazla taciz edici birçok şey olabiliyor. Özel fotoğrafları da koymaya çalışılıyor tabii, bunlar da çok. Bu tehditlerle bize geliyor öğrenciler ve bunları biz çok kolay çözüyoruz" dedi.

Uygur, taciz ve saldırı vakalarının genelde erkekten kadına yönelik olduğunu, sayıca az olmakla beraber kadından erkeğe yönelik vakalarla da karşılaştıklarını söyleyerek, "Erkek öğrenciler fazla başvurmuyor; çünkü bu tür şiddete uğrayan erkek bunu dile getirmeyi pek kendisine yüklenilen rolden dolayı kabullenemiyor, pek gelemiyor. Ama başkalarının tanıklığı önünde gerçekleşmişse de bir şekilde olay bize gelebiliyor" diye konuştu.

'ŞİDDET OLAYINDA CEZA DAVASI AÇILIYOR'

Cinsel taciz ve saldırı olaylarına müdahale ederken, tehdidin türüne göre farklı bir yöntem izlediklerine dikkat çeken Uygur, "Fiziksel şiddet durumunda eğer öğrenciyse üniversitede soruşturma açılır, artı ceza davası. Ama dışarıdan bir kişi bizim öğrencimize yapmışsa, o zaman onun hakkında ceza davası açılır. Bütün bu yargılama ve soruşturma aşamalarında öğrencinin yanında gidiyoruz. Bir de 6284 sayılı koruma tedbirleri kanunu var, bundan çok fazla faydalanıyoruz. Cinsel taciz ve saldırıya uğrayan öğrencilere hukuki, maddi ve psikolojik destek veriyoruz. Israrlı takip veya fiziksel şiddet uygulama tehdidi durumlarında öğrencileri koruma tedbiri olarak yurda yerleştiriyoruz" dedi.

'TACİZCİ HOCAYA ÜNİVERSİTEDEN ATMA CEZASI'

Öğretim üyesinden öğrenciye yönelik cinsel taciz ve saldırının çok problemli bir konu olduğunun altını çizen Uygur, şöyle konuştu;

"Çünkü akademisyenle öğrenci arasındaki ilişki etik bir ilişki, kutsal bir ilişki. Bu etik ilişkiyi ortadan kaldırıcı şekilde bir hocanın, bir akademisyenin hiçbir şekilde davranmaması gerekiyor. Öğrencinin eğitim hakkı, vücut dokunulmazlığı hakkı, bir sürü hakları bu tür davranışlarla ortadan kalkabiliyor. Cinsel saldırı olursa üniversiteden uzaklaştırmaya kadar gider. Ama sözlü tacizde 'kınama' veya 'aylıktan kesme' gibi cezalar olabiliyor. Cezalandırma elbette gerekiyor, mutlaka olması gerekiyor. Ama bu iş cezalandırmayla çözülmez. Burada hiyerarşik bir ilişki var, güç ilişkisi var, bu hiyerarşik güç ilişkisini değiştirmediğiniz sürece bunu cezalandırmayla tek başına çözemezsiniz."

Diğer üniversitelerdeki CTS birimleriyle aralarına iletişim ağı kurduklarını belirten Gülriz Uygur, her yıl Mayıs ve Kasım aylarında düzenledikleri çalıştaylarda biraraya gelerek, deneyimlerini paylaştıklarını ve neler yapabileceklerini tartıştıklarını ifade etti.

Etiketler
Akademisyen Öğrenci Saldırı Şiddet