Sezgin Baran Korkmaz'la ilgili uykuları kaçıracak detay: O gün ne olacak?

Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, bugün kaleme aldığı yazısında iş insanı Sezgin Baran Korkmaz ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. 5 Temmuz pazartesi günü duruşması yapılacak olan Korkmaz ile ilgili ne olacağını soran Öztürk, Soylu'yu da eleştirdi.

Sezgin Baran Korkmaz'la ilgili uykuları kaçıracak detay: O gün ne olacak?

Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, bugün kaleme aldığı yazısında iş insanı Sezgin Baran Korkmaz ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. 5 Temmuz pazartesi günü duruşması yapılacak olan Korkmaz ile ilgili ne olacağını soran Öztürk, Soylu'yu da eleştirdi.

Öztürk'ün bugünkü yazısından ilgili bölüm şöyle:

Sedat Peker'in videoları gibi sosyal medya paylaşımları da büyük ilgi görüyor. Ancak yeterli araştırma yapmadan ya da fazla dosya okumaktan bazı olayları birbirine karıştırdığı da oluyor. Bunları daha sonra düzeltse de iş işten geçmiş oluyor. Yapılan çoğu açıklamanın da gerçeği yansıttığı ortaya çıktı.

Aslında bazıları bilinmesine rağmen kimse bu konulara girmek istemiyordu. Birilerinin konuşması, yazması gerekiyordu bu da Sedat Peker oldu. Peker'in konuşmaları ya da yazdıkları haftalardır haber kanallarının ana tartışma konusu olmayı sürdürüyor. Cumhuriyet Savcılarının soruşturma başlatmaması üzerinde de önemli duruluyor.

SAVCIDAN ÖZÜR DİLEDİ AMA

Sedat Peker, “FETÖ Borsası” olarak nitelendirilen, bazı kişilerin para karşılığı yargıdan kurtarıldığı iddiasını da gündeme taşıdı. Bildiklerinin ya da kendisine ulaştırılanların bazılarını sosyal medyada paylaştı. “FETÖ'nün prensi olarak adı geçen Burak Başlılar'a, 2015 yılındaki FETÖ soruşturmasında menfaat karşılığında takipsizlik kararı verildiğini”, bu kararda C. Savcısı Mesut Erdinç Bayhan'ın imzasının olduğunu öne sürdü. Araştırdığımızda bu soruşturmayla gazi Savcı Mesut Erdinç Bayhan'ın hiç ilgisinin olmadığını gördüm.

Peker, sosyal medyada bunları yazınca savcıya kim bilir ne hakaretler yapılmıştır. Anlaşıldı ki takipsizlik kararını veren başka savcılardı. Evet, Peker yalnız savcıdan değil, savcı ile hiç ilgisi olmamasına rağmen akrabası olduğunu yazdığı Murat Gür İbrahimoğlu'ndan da özür diledi. Mesele anlaşıldı ama tabii olan da oldu. Peker özür diliyor ama haksızlığı mahkeme kararıyla, açıklamalarla ortaya çıkan İçişleri Bakanı özür dilemiyor.

GÜVEN SARSILIYOR

İçişleri Bakanlığı'na 4 Aralık 2020'de çağrılan, bakanla makam odasında yaklaşık 2 saat görüşen Sezgin Baran Korkmaz, 5 Aralık'ta Türkiye'den ayrıldı. Yurt dışına “kaçtı” sanmayın, kendi pasaportuyla havaalanından, tarifeli uçakla Türkiye'den ayrıldı. Bunun adı “kaçma” değil, doğru olan “gönderildi” denilmesidir. İçişleri Bakanı'nın, Sezgin Baran Korkmaz'ın, başka bir iş insanından alacağı 40 milyon dolardan vazgeçmesini istediği Baran tarafından öne sürüldü, bakan bunu yalanlamadı. İş insanları arasındaki alacak-verecek meselesi ne zamandan beri İçişleri Bakanı'nın görevi oldu?

Bakan, ortaya attığı 10 bin dolar aldığını öne sürdüğü siyasetçiyi de açıklamadı. Korkmaz, işlerinin çözülmesi için bir televizyoncunun kendisinden 10 milyon Euro istediğini öne sürmesine rağmen, bu olayda bir bakanın adı geçmesine rağmen, bu konuda da derin bir sessizlik var. Adı geçenler susuyor, AKP Sözcüsü Ömer Çelik, suç örgütü liderini muhatap almayacaklarını söylüyor. Almayın ama ihbarların üzerine gidilmemesi de yüce devletimize, yargıya olan güveni sarsar.

PAZARTESİ NE OLACAK?

Sezgin Baran Korkmaz, Türkiye'den ayrıldıktan sonra hakkında yakalama kararı çıkarıldı. ABD ise daha önce bu kararı almıştı. Korkmaz, Avusturya'da tutuklandı. Bundan sonraki süreci, gelişmeleri yakından izleyen bir kaynak, SÖZCÜ'ye şöyle açıkladı:

“Avusturya'nın meşhur tatil beldesi olan Traun Gölü kıyısındaki Gmunden kasabasında ABD'nin iade talebine binaen Sezgin Baran Korkmaz yakalandı. Gözaltına alınmasında Viyana Mahkemesi'nin yetkili olduğu değerlendirildi ve Korkmaz Viyana'ya gönderildi. Sonrasında görevli mahkemenin yakalandığı yerin mahkemesi olduğuna karar verildi. Böylece, Sezgin Baran Korkmaz, Wels Cezaevi'ne gönderildi.

1. Baran, Avusturya'da ABD'nin talebine istinaden gözaltına alındıktan sonra, Türkiye de Baran'ın ülkemize iadesini diplomatik kanalla Avusturya'dan istedi. Baran hakkında hem ABD hem de Türkiye'nin talebi üzerine kırmızı bülten yayımlanmıştı. Ülkeler, iade dosyalarını ilgili mahkemeye değil, o ülkenin Adalet Bakanlığı'na gönderir. Onlar da ülkelerin talebini yetkili mahkemeye gönderir.

O GÜN NE OLACAK?

5 Temmuz Pazartesi günü, duruşma tek hakimli Wels mahkemesinde görülecek. Bu duruşmada, iadeye değil, tutukluluğun devam edip etmeyeceğine karar verilecek. Duruşmanın uzun süreceği beklenmiyor. Çünkü hem ABD'nin hem de Türkiye'nin iadesine gerekçe olarak sundukları suçlamalar oldukça ciddi. Baran'a yöneltilen suçlamaların ağırlığı göz önünde bulundurulduğunda tutukluluğun devamı yönündeki kanaat ağır basıyor. Baran'ı, duruşmada Viyana'dan gelecek iki avukatı savunacak.

Tutukluluğunun devamı yönünde karar verilmesi halinde, ağustos ayında 3 hakimli Linz Eyalet Yüksek Mahkemesi, iade edilip edilmeyeceğine karar verecek. Bu duruşmada suç yeri Avusturya olmadığından, Baran'ın suçlu olup olmadığına mahkeme karar vermeyecek, isnat edilen suçların iadeye uygun olup olmadığına ilişkin inceleme yapacak, bir karara varacak.”

Yargılama aşamasında Baran'a da “Hangi ülkeye gitmek istediği” sorulacak. Ancak esas olan mahkemenin kararı. Sezgin Baran Korkmaz, bakalım gitmek için hangi ülkeyi tercih edecek? Bekleyelim, görelim.

Etiketler
Sezgin Baran Korkmaz Temmuz