Boğaziçi eylemlerinde tutuklanan öğrenciler: İyi insanlarız, tanısanız seversiniz

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki sergi nedeniyle 30 Ocak’ta tutuklanan Doğu ve Selahattin MedyaPort’un sorularını yanıtladı.

Boğaziçi eylemlerinde tutuklanan öğrenciler: İyi insanlarız, tanısanız seversiniz

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki sergi nedeniyle 30 Ocak’ta tutuklanan Doğu ve Selahattin MedyaPort’un sorularını yanıtladı. Tutuklu öğrenciler, “Eğer bugün yapılan haksızlıklara, tutuklanan, gözaltına alınan öğrencilere ses çıkarmazsanız, yarın tutuklama sırası sizde olacak. Size dokunmayan yılan bin yaşarsa, sizi de sokacak. Hepimiz için uğraşıyoruz, lütfen bizi yalnız bırakmayın” diye seslendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne Melih Bulu’yu ataması üzerine okul kampüsünde protestolar ve etkinlikler devam ederken, bir grup öğrenci atamayı protesto etmek için Kampüs içinde sergi düzenledi. 100’ü aşkın sanatçının 400 eser gönderdiği sergiyi, iktidar “kabe-i muazzama”ya ve inananlara hakaret olarak hedef gösterdi; hemen ardından iki öğrenci bu sergi nedeniyle tutuklandı.

Tutuklanan öğrencilerden Doğu , sergiyi izlerken kendisini takip eden kişileri şikayet etmek üzere gittiği Emniyet’te tutuklandığını öğrendi; Selahattin Can ise sergi nedeniyle 30 Ocak’ta tutuklandı. Şu an Metris Cezaevi’ndeler, Korona önlemleri nedeniyle tek kişilik hücrelerde tutuluyorlar.

Selahattin ve Doğu, kampüste ne olduğunu, serginin nasıl hazırlandığını, kendilerini tutuklamaya götüren süreci ve Metris Cezaevinde yaşananları MedyaPort’a anlattı.
Atanmış rektör ve devamındaki iktidar politikalarına karşı, “bilim ve sanatla direnmek istedik” diyen öğrenciler, sergi fikrinin buradan çıktığını anlatıyorlar.

Selahattin, “O kadar çok eser gelmişti ki bazı eserleri yerde sergilemek zorunda kaldık, hatta benim eserimin üzerinde köpek yatıyordu” diye o günü anlatıyor. Amaçlarının hakaret ya da aşağılamak değil, tepkilerini var oldukları yerden göstermek olduğunu söylüyorlar.

Onları en çok rahatsız eden koğuşta dinledikleri radyodan, haklarında yapılan anti propaganda. Selahattin, “Bizi tanısanız seversiniz aslında” diyor. Yandaş medyanın diliyle olayların başından bu yana büyük bir nefret dalgasının hedefine oturtulmaya çalışılan iki öğrenci, önce temelsiz bir tutuklamayla cezaevine gönderildi. Hatta cezaevi girişinde, henüz içeri girer girmez sözlü saldırıya uğradı. Şimdi Metris’te tek kişilik koğuşlarda yan yana kalıyorlar, birbirlerine hamleleri söyleyip satranç oynayarak zamanlarını geçiriyorlar.

MedyaPort’un sorularını yanıtlayan öğrenciler, yaşananları şöyle anlatıyor:

MedyaPort: Tanımayanlar için soralım, kimdir Doğu ve Selahattin?

Selahattin: Ben Selahattin. 1996 Uşak doğumluyum. Annem belediye memuru, babam muhasebeci. Bir de küçük kardeşim var, şimdi ODTÜ öğrencisi. Liseye kadar ailemle Uşak’ta yaşadım, liseyi Aydın Fen Lisesinde okudum. 4 sene boyunca lisenin yurdunda kaldım. 2015’te Boğaziçi Üniversitesi fizik bölümüne yerleştim. Doğu’yla bölümden tanışıyoruz. 2021’de tutuklandım.

Doğu: Liseden beri Boğaziçi fizik istediğim için ilk tercihimle fizik okuyan bir lisans öğrencisiyim. Hiçbir örgütle veya siyasi partiyle bağlantım yok. Koronadan önce okulun su topu takımında sporcuydum. (Şimdi havuz kapalı)
Şimdi de Metris’teyim.

Çünkü fikrim ve vicdanım hür. Ülkemi seven gelişmesini isteyen ve çabalayan bir gencim. LGBTİ+ birey olmamama rağmen insan haklarını savunan her insan gibi tüm hakları sonuna kadar destekliyorum.

ŞİKAYETÇİ OLMAK İÇİN GİTTİ, TUTUKLANDI

MedyaPort: Sergi Günü Neler Yaşandı?

Doğu: Melih Bulu atandığında ne tepki gösterirsek gösterelim yalan haberler ve bilgi kirliliğiyle geçiştirmeye çalışılacağını biliyorduk. Eylemlerimizi başka bir olaymış gibi göstermesinler diye sanat eserleriyle insanlar tepkisini göstersinler o zaman çarpıtmalar olmaz diye düşünmüştük. Yanılmışız. Sahi diğer eserlere bakıldı mı medyada?

Sergiden çıktığımızda 3 kişi takip ediyordu bizi. Polise şikayet ettik. Ekip otosu geldi bizi eve götürmek için, fakat biz ifade verip şikayetçi olmak amacıyla karakola gittik. İfade vermek için beklerken gözaltına alındım. Zaten yalan haberlerde olduğu şekilde resim üzerinde tepinme falan olmadığı gibi, o eser yerde olduğu sırada bir çok eser daha yerdeydi.

Kaldı ki dosyaya bakarsanız suçlama o resmin yerde olmasıyla ilgili değil, çünkü tutuklanma sebebim resmi asmış olmamın iddia edilmesi.
Eser anonim olmasına rağmen LGBTİ+ birisinin yaptığı nasıl iddia ediliyor anlamış değilim. Okul dışına servis edildiği için eylemlere ya da arkadaşlarımıza bir zarar verdiysek eyleme gönül veren başta arkadaşlarım ve kıymetli hocalarımızdan tek tek özür dilerim.

Selahattin: 4 Ocak’taki protestolardan sonra bir hocamız ‘Siz bilim ve sanat yaparak direneceksiniz’ demişti. Biz de sergi fikriyle çıkageldik. Hem düşüncelerimizi barışçıl bir şekilde ifade etmek, hem de bu gergin günlerde kampüsümüzü renklendirmek için. Sergi Boğaziçili olan olmayan herkese, rektörle alakalı olan olmayan herkese açıktı. 100’den fazla sanatçı, 400’e yakın eser gönderdi. Hiçbiri ayırılmadan sergilendi.

22 Ocak Cuma günü sergi açıldı. Çok da güzel geçti. 28 Ocak Perşembe kampüsteki olaylar yüzünden işler aceleye geldi, sonradan gelen resimler yerlere konuldu. Kendi yaptığım resmin üzerinde köpek yatıyordu hatta.

Cuma günü insanların Şahmeranlı resmin yerde olmasından rahatsız olduklarını öğrendik. Biz de resmi asmaya karar verdik, altına da açıklamasını ekledik. Çünkü bizce resim kimseyi aşağılamıyordu. Cuma akşamı tutuklandık, iki arkadaşımızı ev hapsine, Doğu’yla beni cezaevine hapsettiler.

EVİMİZİ YÖNETECEKLERİ SEÇERKEN BİZE SORSUNLAR İSTİYORUZ

MedyaPort: Boğaziçi nasıl bir yer sizin için?

Doğu: Herkesin özgürce yaşayabildiği, sorunları konuşarak çözebilen insanların yaşadığı bir yer. Tüm kulüplerin bir şekilde etkinliklerine katılıp, hemen her kulüpten arkadaşlarımız vardır. Zaten bu sayede birbirimizi anlayabiliyoruz.

Selahattin: 14’ümde memleketimden ayrıldığımdan beri 4 sene Aydın’da 3 sene de İstanbul’un farklı yerlerinde yaşadım. 3 senedir de üniversite yakınlarında oturuyorum. 10 senedir ilk kez evimde hissettiğim yer Boğaziçi Üniversitesi ve çevresi. Evimizi yönetecek insanlar seçilirken bize de sorulsun istiyoruz.

TEK KİŞİLİK HÜCREDE KALIYORLAR

MedyaPort: Cezaevindeki süreç nasıl geçiyor?

Selahattin: Özgür olmamak zor, ancak insan alışıyor. Kendim de şaşırıyorum. Lise yurdu ve yemekhanesinden sonra alışmak pek zor olmadı açıkçası. Doğu’yla otostop çekip gezerken sokaklarda uyumuştuk, mahpus arkadaşı olacağımız da varmış.
Koronadan dolayı tek kişilik hücrelerde kalıyoruz, hücrelerimiz yan yana. Sabah bir somun ekmek, öğlen ve akşam da birer öğün veriyorlar.

Doğu: Ananem Isparta kazasında ölen Engin Arık’ın sınıf arkadaşıydı. Ben de şimdi Metin Arık hocamızla çalışmalarıma devam ederken bir yandan da yavaş yavaş Cern ve parçacık fiziği ile ilgili çalışan laboratuarda hocalarımızdan eğitim alıp ufak işlerle de olsa çalışmaya başlıyorum, gerçi Korona’da biraz ara vermiş gibi oldum. Ayrıca yine parçacık fiziği dersi de alıyordum bu dönem Cern’den, Türkiye’ye yeni dönüş yapan hocamızdan, ama olaylardan dolayı son sunumumu yapamadım, tutuklu olduğum için de finali kaçırdım.

Gezmeyi de seviyorum. Bizden sonra gözaltına alındığını ve yumruk yediğini öğrendiğim arkadaşımla Kaçkarlarda kampa, ülkemizin doğusuna da geziye gitmiştik. Hatta buradan selam söyleyim ona.

Yan koğuşta olan arkadaşımla da tırlara otostop çekerek bayağı dolaşmıştık, Ege ve Marmara’da. Fizik konferansı için İtalya’dayken beraber sokakta yatmıştık, kilise önünde evsizlerle. Şimdi de Metris’te yatıyorum o da yan hücrede kalıyor. Satranç aldık, camdan hamleleleri söyleyerek satranç oynuyoruz.

Bir de üniversiteden farklı bölümden bir sürü arkadaşlarla liseliler için kültür, sanat, siyaset bilimi (herkes kendi bölümünden konular) konularında pod cast’ler hazırlıyorduk. 30 tane falan oldu, yayınlamadık. İnternet çağında herkes, tüm bilgilere ulaşsın istiyorduk. İçinde bolca eleştiriler de vardı.

Ülkedeki eğitim sorununa karşı, çıktığımda haklı eylemlerimiz için arkadaşlarımın yanına gideceğim yine.

Ayrıca tüm destek veren sanatçıların olayla ilgili eserlerini bir yerde sergileyebilirsek çok hoşuma gider. Tarihte kalır en azından. Sergi alanı için yardım etmek isteyen olursa iletişime geçebilir. Tüm Türkiye’nin dahil olduğu bir ‘Büyük Resim’ sergisinin oluşması hayalim. Bu sayede yaşanan olaylar da unutulmamış olur.

Ayrıca iddia ettikleri gibi ‘teröristler’ de varsa 18 yıllık hükümetin beceriksizliğidir. Biz GBT mi soralım? Ayrıca kaç harf var, kaç örgüt ismi çıkabilir? Serdar Ortaç’a da selam olsun.

‘SİZE DOKUNMAYAN YILAN YAŞARSA SİZİ DE SOKACAK’

Medyaport: Dışarıya bir mesajınız var mı?

Doğu: Bu vatan sadece hükümetin değil, hepimizin. Milletin bizi temsil et dediği insanlar, kendilerine sonsuz yetki verdiğimizi sanıyorlar. Yakında 3/B sınıf başkanını da biz belirleyelim diyecekler herhalde. Millet biziz, siz vekil, bunu anlamanız lazım. Zaten gençleri karşı karşıya getirmek yerine bizlere emanet edilmiş ülkemizi bize bıraksalar güzelce yaşayabiliriz hep birlikte.

İslam’da Allah her şeyi affeder. Kul hakkını helallik almadığı sürece affetmez. Bizi yalan haberlerle hedef gösteren herkes, başta yandaş medya ve buna ‘üstün hizmet madalyası’ alanlar dahil eğer gerçekten ahiretten korkuyorlarsa ve gerçekten iyi bir Müslüman olmaya çalışıyorlarsa benden ve tüm arkadaşlarımdan özür dileyerek, helallik istemeli.

Bakalım kibirleri mi ağır basacak yoksa Allah korkuları mı? Ahireti düşünmeyen insanlar nasıl Müslüman olabilirler? Hakkımı helal etmiyorum. Aydınlık bir üniversiteden aydınlık ülke yaratacağız, bunun için hareket eden öğrencilere selamlarımı iletiyorum.

Selahattin: Kimseyi aşağılamaya çalışmamıştık, bizim derdimiz rektörle. Bunu da ilk günden beri dile getiriyoruz.

Radyoda hakkımızda söylenen yalanları duymak çok üzücü. Bize kızanlar ne düşünüyorlar bilmiyorum, ama bizi tanısanız seversiniz. İyi çocuklarız. Rektörlük konusunda ne yaparız da bu çocukları haksız gösteririz diye tutuklandığımızı düşünüyorum. Eğer bugün yapılan haksızlıklara, tutuklanan, gözaltına alınan öğrencilere ses çıkarmazsanız, yarın tutuklama sırası sizde olacak. Size dokunmayan yılan bin yaşarsa, sizi de sokacak. Hepimiz için uğraşıyoruz, lütfen bizi yalnız bırakmayın.

Etiketler
Boğaziçi Üniversitesi protestoları Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci sergi