Kayıtdışı bankacılık kullanan Arapların milyonlarca doları kayboldu

Avukat Ceran, Arap iş insanlarının "geleneksel ticaret" diye tanımladıkları “Hawala” sistemini kayıtdışı özelliğinden dolayı tercih ettiklerini söyledi. Ceran, bu yöntemi kullananların gasp ve hırsızlıkla karşılaştıkların kaydetti.

Kayıtdışı bankacılık kullanan Arapların milyonlarca doları kayboldu

Avukat Ceran, Arap iş insanlarının "geleneksel ticaret" diye tanımladıkları “Hawala” sistemini kayıtdışı özelliğinden dolayı tercih ettiklerini söyledi. Ceran, bu yöntemi kullananların gasp ve hırsızlıkla karşılaştıkların kaydetti.

Türkiye, Arapların gerek turizm gerekse iş için tercih ettiği ülkeler arasında ilk sıralarda yer alıyor.

Yine yabancılara artan emlak satışlarına en fazla rağbet Arap ülkelerinden geliyor.

Bunun sonucunda Suriyeli sığınmacıların dışında Türkiye'de yerleşik bir Arap nüfusu da var.

Bu da hayatın doğal akışına uygun olarak Arapların da zaman zaman hukuki sorunlar yaşamalarına neden oluyor.

İstanbul Barosu'na kayıtlı A.Üsame Ceran, iyi derecede Arapça bilmesinden dolayı Türkiye'de yaşayan Arapların davalarında sıklıkla görev alıyor.

En çok gayrimenkul ve hırsızlık mağduru oluyorlar

Ceran bu davalara dair izlenimlerini Independent Türkçe'den Ali Kemal Erdem'e anlattı.

Avukat Ceran, Türkiye'de yaşayan Arapların en cok gayrimenkul alım satımından ve hırsızlık olayları nedeniyle mağdur edildiklerini söyledi.

Gayrimenkul davalarının da ağırlıklı olarak "Ön Ödemeli Konut Satış Sözleşmesi" kapsamında yaşanan uyuşmazlıklardan kaynaklandığını belirten Ceran, "Araplar özelinde yargısal uyuşmazlıklar dışında en çok ilgilendiğimiz konular ise şirket kurulum işlemleri, ikamet izni, vatandaşlık başvuruları ve gayrimenkul satın alım işlemleri oluyor" dedi.

Kayıtdışı bankacılık olarak bilinen "Hawala" sistemi risk yaratıyor

Ceran, Arapların en çok gasp ve hırsızlık mağduru olmasının nedenini de anlattı.

Ceran'ın anlatımları aslında kayıtlara girmeyen büyük bir ticaretin nasıl yürüdüğünü gösterdi.

Usame Ceran, detayları şöyle anlattı:

Gaspla ilgili spesifik bir durum söz konusu. Araplar ticareti hala eski usulle yapıyor. Çoğunlukla ödemeleri fiziki para taşıyarak gerçekleştiriyor. Sadece yerel ticaret değil, buna uluslararası ticaret de dahil. Bankacılık yerine bankacılığın alternatifi kayıtdışı bankacılık olarak bilinen 'Hawala' sistemini kullanıyorlar.

Bankalar aracılığıyla yapılan transferler yerine devasa bir para komisyoncuları ağının olduğu bir sistemden bahsediyoruz. Hawala sistemi geleneksel ve kayıtdışı bankacılık sistemi olarak adlandırılabilir. Bu sayede bir ülkeden bir ülkeye yasal prosedürleri aşarak para göndermeniz mümkün oluyor.

Örneğin Türkiye'den İtalya'ya 100 bin dolar göndereceksiniz ve bu paranın kayıtlarda görünmesini istemiyorsunuz. Havalecilerle iletişim kuruyorsunuz ve parayı buradaki ilgili havaleciye aktarıyorsunuz. Daha sonra belirlenen tarihte alıcı parayı İtalya'daki havaleciden teslim alıyor.

Burada temel nokta paranın Türkiye'den çıktığına ve İtalya'ya girdiğine dair hiçbir kaydın olmaması. Havale sisteminde de parayı fiziki olarak aktarmak zorundasınız. Bu sebeple de bazı sorunlar ortaya çıkıyor. Öncelikle güvenliği sağlamanız gerekiyor. Bununla ilgili yeterli önlem alınmadığı takdirde de yağma suçunun mağduru olmaları çok olası hale geliyor.

"Saldırganların çoğu kendi vatandaşları oluyor"

"Peki bu tür olaylarda saldırganlar daha çok Türkiye vatandaşları mı yoksa yine kendi vatandaşları mı oluyor?"

Ceran, bu soruyu da şu sözlerle cevaplandırdı:

Fail, hem Türk vatandaşları oluyor hem yabancıların kendi vatandaşları. Fakat çoğunlukla rastladığımız kendi vatandaşlarının olması. Çünkü yaptıkları işlemleri bilen yine kendi çevreleri. Bu konuda en temel eksiklikleri güvenlik. Hem fiziki güvenlik hem veri güvenliği. Her ne kadar çevrelerindeki insanlara güvenseler de meblağlar çok büyük olduğunda bu güven pek bir anlam ifade etmiyor.

"Mağdurlara dair net istatistik yok"

Ceran, bu tür olaylarda mağdur olanlara dair net verilerin olmadığını belirterek, "Açıkçası bununla ilgili istatistikleri ben de çok merak ediyorum. Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü'nce yayınlanan adli istatistiklerde suçun mağdurunun vatandaşı olduğu ülkeye göre tasnif yok. Bu yüzden kesin olarak bilemiyoruz" dedi.

"En çok mağduriyet yaz aylarında"

Pandeminin başında seyahat kısıtlaması nedeniyle yabancılarla ilgili adli işlemlerin azaldığını ancak geçen temmuz-ağustostan itibaren yeniden arttığını söyleyen Ceran, "Mevsimlere göre değerlendirecek olursak da yaz mevsiminde ülkemizde hem turizm hem ticaret için bulunan yabancı sayısı daha yüksek olduğu için bu dönemlerde yaz ayına göre daha düşük olduğunu söyleyebilirim" diyerek sözlerini tamamladı.