İdlib'deki saldırıdan saatler önce yazılan kritik yazı! Suriye neden vurdu?

İdlib'de Suriye ordusu tarafından düzenlenen hava saldırısında 33 askerimizin şehit olduğunun açıklanmasından saatler önce kaleme alınan yazıda, sahadaki son durum ve yaklaşan tehlike açıkça belirtiliyor.

İdlib'deki saldırıdan saatler önce yazılan kritik yazı! Suriye neden vurdu?

Bir süredir İdlib'deki gelişmeleri ve sahadaki durumu ayrıntılı şekilde aktaran Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Suriye ordusunun Türk askerine yönelik düzenlediği hava saldırısından saatler önce kaleme aldığı yazıda, sahada dengelerin süreklideğiştiğine dikkat çekerek "sabah nasıl bir tabloyla karşılaşacağımı kestiremiyorum" demişti.

Sedat Ergin'in "İdlib’de dengeler sürekli değişiyor" başlıklı yazısında sahadaki duruma dair verdiği çarpıcı detaylar, İdlib'de Suriye ordusu ile Türk askerinin çartışmasının nasıl adım adım kaçınılmaz bir hal aldığını da ortaya koyuyor.

Yazıda çarpıcı bölümler şöyle:

İdlib konusundaki gelişmeleri bir köşe yazısının sınırları içinde değerlendirebilmek giderek zorlaşıyor.

Bunun başlıca nedeni, sahadaki durumun sürmekte olan çatışmalar ve tarafların alan kazanmak için birbiri ardına yaptıkları hamlelerle muazzam bir hareketlilik ve değişkenlik içinde seyretmekte oluşu.

İdlib'deki saldırıdan saatler önce yazılan kritik yazı! Suriye neden vurdu? - Resim : 2
Öğleden sonra sahadaki duruma bakıp bir çerçeve oluşturarak yazıya başlıyorsunuz, ancak akşam saatlerinde meydana gelen kritik bir gelişme bu çerçeveyi geçersiz kılabiliyor. Bazen yazıyı ve ona eşlik eden haritayı tamamladıktan sonra yenileme ihtiyacı doğabiliyor.

Ayrıca, ertesi sabah güne başladığınızda sizi sahada dün akşam bıraktığınızdan farklı bir tablo karşılayabiliyor.

Dün sabah da İdlib’de sahadaki sınır hattına baktığımda zaten böyle bir değişiklik tablosu ile karşılaştım.

Birinci değişiklik rejimin kontrolündeki Serakib’in yeniden muhalefetin eline geçmesiyle ortaya çıkmıştı.

Esad rejiminin birincil stratejik hedefinin Halep’i kuzey-güney istikametinde başkent Şam’a bağlayan M-5 otoyolunu denetimi altına almak olduğunu, bu çerçevede Serakib’in hayati önemde bir kavşakta durduğunu daha önce birçok kez vurguladık. Bunun nedeni, Serakib’in M-5 ile Halep’i Lazkiye’ye bağlayan M-4 otoyolunun kesişme noktası olmasından kaynaklanıyor. Bir başka anlatımla, İdlib’de bütün yollar aslında Serakib’e çıkıyor.

Serakib, 6 Şubat tarihinde rejime geçti, hatta TSK’nın Esad ordusunun kuzeye doğru ilerleyişini frenleyebilmek için bu kasabanın doğu, batı, kuzey ve güney çıkışlarındaki anayollara kurduğu ‘kontrol noktaları’ da rejim bölgesi içinde kaldı. Esad ordusunun kuzeye doğru hareketini sürdürüp 11 Şubat’ta Halep’e kadar ulaşmasıyla M-5 otoyolu olduğu gibi rejim bölgesi haline geldi. Herkes artık M-5’i rejim açısından mutlak bir kazanım olarak görüyordu.

Öyle olmadığı önceki akşam ortaya çıktı. Silahlı muhalif grupların TSK’nın yoğun topçu ateşi desteğinde Serakib’i geri almak için hafta başından itibaren başlattığı harekât, önceki akşam hedeflerine ulaşmalarıyla sonuçlandı. Böylelikle, TSK’nın Serakib’de kurduğu kontrol noktalarının bazıları üzerindeki rejim kuşatmasının son bulduğunu söyleyebilmek mümkün.

M-5’in Serakib civarındaki bölümü yeniden muhaliflerin denetimine geçince, Esad rejimi, Halep’i bu otoyol üzerinden kesintisiz bir şekilde ülkenin güneye bağlayabilme imkânını bu aşamada kaybetmiş bulunuyor.

M-5 üzerinde yıllar sonra tesis ettiği hâkimiyetinin kısa zamanda kesintiye uğraması kuşkusuz Esad rejimi ve destekçisi Rusya açısından çok büyük bir kayıptır.

Buna karşılık rejimin de elde ettiği toprak kazanımıyla kazançlı çıktığı başka bir bölge var. Esad ordusu son günlerde arazideki önceliğini M-4 otoyolunun altında kalan İdlib’in güney bölgesine kaydırmıştı. Burada bir yandan M-5’in batısına doğru genişleyerek, diğer yandan güneyden kuzeye doğru hamle yaparak muhalefetin kontrol alanını daraltmayı hedefliyordu.

Yazıyı tamamlayan ve ‘syria.liveuamap’ verilerini esas alan harita, rejimin geçen pazartesi gününden bu yana geri aldığı toprakların genişliğini çarpıcı bir şekilde gösteriyor. Bu haritaya bakarak, aslında rejimin M-4 otoyolunu güneyden yaklaşarak hâkimiyetine alma stratejisine yöneldiğini söyleyebiliriz. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SİHG), Esad ordusunun son üç gün içinde İdlib’in güneyinde toplam 58 yerleşimi ele geçirdiğini bildirmiştir.

İşte tam bu noktada çok kritik bir duruma dikkat çekmemiz gerekiyor. Rejimin kuzeye doğru genişlemesinin şimdilik durduğu yerin hemen karşısında El Barah yerleşimi var. Burası TSK’nın geçen pazartesi günü asker sevk ederek yeni bir ‘mevzi bölge’ kurduğu bir yer. El Barah yakınında 3 ayrı yerleşimde de mevzi bölgeler tesis edildi. TSK’nın bu hamlesinin gerisindeki başat askeri mülahazalardan birinin rejimin M-4’e çıkışını kesmek olduğu anlaşılıyor.

Esad ordusunun TSK’nın çektiği bu sete rağmen kuzeye doğru ilerleyişini sürdürüp sürdürmeyeceği önümüzdeki günlerin kritik sorularından biridir. Her halükârda TSK ile Esad ordusu arasında çatışma potansiyeli taşıyan yakın temas noktalarına yenileri eklenmiş oluyor. Sahadan gelen bilgiler, dün üç askerimizin hava saldırısıyla şehit edildiği yerin El Barah’ın altı kilometre kadar güney batısındaki Kafransah’ta tesis edilen yeni mevzi bölge olduğunu gösteriyor.

Bu arada birden çok açık kaynaktan gelen haberlere bakılırsa rejimin güney bölgesindeki alan kazanımının Türkiye açısından bir sonucu Zaviye’deki (10) numaralı gözlem noktasının da Esad ordusu tarafından kuşatılarak rejim bölgesinin sınırları içinde kalması oldu. Bununla birlikte, (10) numaralı nokta açısından bu durumun kesin olmadığı yolunda haberler de var.

(10) numaralı nokta gerçekten rejim kuşatmasına girdiyse, TSK’nın rejim bölgesinde kalan gözlem noktalarının sayısı 7’ye çıkmıştır. Yalnızca batıda (11) ve (12) numaralı gözlem noktaları ile Afrin’in güneyindeki (1) ve (2) numaralı gözlem noktaları muhalefet bölgesi içindedir. (3) numaralı gözlem noktasının doğusu rejim batısı muhalefet bölgesindedir. Bir başka anlatımla, bu nokta sınır hattının tam üstündedir. Ayrıca (9) numaralı gözlem noktasının üzerinde geçen ağustos ayında Maar Hitat’ta kurulan mevzi bölge de rejim kontrolündeki alandadır.

Buna karşılık, TSK’nın 2 Şubat sonrasında İdlib’de kuzeyde rejim sahasının batısı ile M-4’ün kuzeyi ve güneyinde kurduğu mevzi bölgeler bu aşamada muhalefet bölgesi içinde konuşlanmış bulunuyor.

Dün akşam saatleri itibarıyla İdlib’deki sahadaki denge bu şekilde görünüyordu. Ancak bu sabah nasıl bir tabloyla karşılaşacağımı kestiremiyorum. Nitekim, Rusya ve rejime ait savaş uçakları dün akşam saatlerinde Serakib üzerinde kuvvetli bir bombardımana başlamıştı.

Yazının tamamı için

Etiketler
Ordu İdlib Saldırı Şehit