10 yıl sonra azınlık vakıfları seçimlerini yaptı: Sonuçlardan memnunlar mı, beklentileri ne?

167 azınlık vakfı 10 yılın ardından seçime giderek yönetim kadrolarını yeniledi. Kimi toplumda seçimler çekişmeli geçerken kimi toplum sorunsuz bir şekilde süreci tamamladı. Vakıf temsilcileri, yönetmeliğin yeterli olmadığını konuyla ilgili kanun çıkarılması gerektiğini söyledi.

10 yıl sonra azınlık vakıfları seçimlerini yaptı: Sonuçlardan memnunlar mı, beklentileri ne?

Azınlık vakıflarının 10 yıldır beklediği süreç 2022’nin son günlerinde sonuca erdi. Yahudi, Ermen, Süryani, Rum toplumu uzunca bir aranın ardından yeniden seçime giderek yönetim kadrolarını yeniledi.

Ermeniler Kasım ayında seçim sürecini başlatırken, Rum, Yahudi, Süryani toplumları Aralık ayında seçimlerini yaptı. 15’den az vakfı olan Yahudi ve Süryani toplumları il bazında tek günde seçim yaparken 69 vakıfa sahip olan Rum toplumu ve 54 vakfa sahip olan Ermeni toplumu bölge bazında seçimlerini gerçekleştirdi.

10 yıl sonra azınlık vakıfları seçimlerini yaptı: Sonuçlardan memnunlar mı, beklentileri ne? - Resim : 1

BÜYÜK KRİZLER ÇIKTI

Çekişmeli bir seçim süreci yaşayan Rum ve Ermeni toplumu büyük krizlerle de karşı karşıya kaldı. Rum toplumunda Büyükada Rum Yetimhanesi Vakfı seçim tertip heyetinin çeşitli iddialarla ikinci listeyi düşürerek seçime girmesini engellemesiyle gündeme gelirken Ermeni toplumunda Büyükdere ve Beyoğlu Üç Horan Vakfı seçimlerinde sorun yaşandı.

Süryani toplumunun ise Mardin Artuklu’daki vakfında mevcut yönetimin adil bir seçimin gerçekleşmesine engel olduğu iddia edildi.

10 yılın ardından çekişmeli de olsa seçimlerini yapabilen Rum, Ermeni, Yahudi ve Süryani toplumu ile konuştuk.

“AYRIMCILIK YAPILDI”

10 yılın ardından seçim yapılmasını önemli bulan RUMVADER Yönetim Kurulu üyesi avukat Mihail Püsküloğlu, İstanbul’da yapılan seçimlerin üç seçim çevresine bölünerek yapılması, diğer adres ile seçime katılma gibi konularda sıkıntılar yaşandığını söyledi.

Püsküloğlu, 15 vakfı olan cemaatlerin il genelinde seçim yapabildiğini ve bunun bir ayrımcılık olduğunu ifade ederek “Diğer vakıflar il genelinde seçim yapabiliyor ama Rum ve Ermeni toplumlarında vakıf sayısı çok olduğu için bölge bazında seçim yapılabildi. En az nüfus Rum cemaatinde. Bakırköy ve Yeşilköy vakıflarında 210 kişi ile seçim yapıldı. Rum cemaatinin de il genelinde seçim yapabilmesi gerekirdi. Bir opsiyon olarak dahi bu hak tanınmadı. Yönetmelik seçime katılım açısından kısıtlayıcı nitelikte” dedi.

EN FAZLA KATILIM ASYA YAKASINDA

Birinci bölgede yani Asya yakasındaki seçimlere katılımın yüksek olduğunu söyleyen Püsküloğlu, birden çok aday listesinin katıldığı seçimler olmasının bunda etkili olduğunu ifade etti. Şişli, Beyoğlu, Beşiktaş’ın dahil olduğu ikinci bölgedeki vakıf seçimlerine ise çoğunlukla tek aday listesi katıldığından oy verme oranının daha düşük kaldığını dile getirdi.

Genel olarak yaklaşık yüzde 45 oranında seçimlere katılımın olduğunu söyleyen Püsküloğlu, seçilen yeni yönetimlere mazbata verildikten sonra süreci bütün olarak değerlendirmenin daha doğru olacağını söyledi. Püsküloğlu şöyle devam etti:

“Yeni yönetmelikle ilk defa seçimler yapıldı. Seçimleri değerlendirmek için mazbataların verilmesini ve kimi vakıflarda yapılan itirazların sonuca bağlanmasını beklemek lazım. Her vakıf için aday listesi oluşturuldu hatta çok adaylı seçimler de oldu ancak il bazında seçim yapılamadığından bunun çok da demokratik olmadığını düşünüyorum. Üçüncü bölgedeki vakıflarımız 200 kişilik bir seçmen havuzundan aday çıkardı. Halbuki bin 800 kişi de İstanbul’un geri kalanında var. Bugünkü şartlarda Kadıköy’de oturan birisi gidip Bakırköy’de vakıf yöneticiliği yapabilirdi ama bundan mahrum bırakıldı.”

Yapılan seçimlerin çoğunda ortak seçim tertip heyetleri kullandıklarını söyleyen Püsküloğlu, katılımı teşvik etmek için birden fazla noktaya sandık konulduğunu, seçmen listesini eksiksiz oluşturmaya gayret sarfettiklerini belirtti. Seçimlere ilişkin şu ana kadar toplumdan ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden olumsuz bir geri dönüş almadıklarını ifade eden Püsküloğlu, 69 vakfın yaklaşık 63-64 tanesinin gruplar halinde aynı gün ve ortak seçim tertip heyetleri kullanarak seçim yaptığının altını çizdi.

“AJANLIK İDDİASININ ORTAYA ATILMASI RAHATSIZ EDİCİ”

Püsküloğlu, Büyükada Yetimhane Vakfı’ndaki seçim sürecinde ortaya atılan iddialara da değindi. İddiaları tek tek ele alan Püsküloğlu yönetmelikte bir din adamının aday olmasını engelleyecek herhangi bir madde olmadığını söylerken, bir adayın da üç vakıfta yönetici olmasına ilişkin olarak ise henüz mazbata alınmamışken aday oldu diye onu seçimden men etmenin hukuksuz olduğunu dile getirdi. Seçimden sonra konuyu Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün değerlendirmesi gerektiğini söyleyen Püsküloğlu bir başka aday için gündeme gelen ajanlık iddiasını da değerlendirdi.

Püsküloğlu şöyle konuştu:

“Adaylığını koyan bir listenin tamamının seçimden düşürülmesi o seçimin meşruiyetini ortadan kaldıran bir şey. Bir aday için yapılan ajanlık iddiası ise çok vahim bir iddia. Bunun için somut delillerinizin olması lazım. Aslı astarı olmadan seçimde bir yarar sağlamak için ileri sürülmesi son derece üzücü. Akla geçmişte kalmış uygulamaları hatırlatıyor. Bu konuda İdarenin itirazı değerlendirip nasıl karar alacağını görmek gerekir.”

Bir Rum olarak böyle bir iddianın ortaya atılmasının rahatsız edici olduğunu söyleyen Püsküloğlu “Üç iddia da hukuksuz ama şayet ortada geçerli bir sebep olsaydı dahi, burada aday listesindeki diğer tüm adayların da seçime girmesi engellenmiş. Halbuki karşı listede istifa edenler olmasına rağmen, istifalar yokmuş gibi bu liste seçime katılıyorsa, burada artık seçimden ya da yönetmeliğin uygulanmasından bahsedilemez. Bu şimdiye kadar seçimlerde yaşanan en olumsuz gelişmedir” dedi.

ERMENİ TOPLUMUNDA 2 AY SÜREN SEÇİMLER

Ermeni toplumu da Kasım ayında başladıkları seçimleri Aralık ayının sonunda tamamladı. Ancak Ermeni toplumunda da seçimler oldukça çekişmeli geçti. Beyoğlu Üç Horan Vakfı, seçim tertip heyetinin istifa etmesiyle seçimini erteledi. Üç Horan Vakfı dışında tüm vakıfların yakın zamanda mazbata alması beklenirken Ermeni toplumundaki seçim sürecini avukat Aren Dadıroğlu ile konuştuk.

Dadıroğlu,10 yılı aşkın süredir yapılamayan vakıf seçimlerini sonunda gerçekleştiriyor olmanın önemli olduğuna vurgu yaparak süreçteki aksaklıklara rağmen bu seçimlerin kurumlarda değişime, dönüşüme kapı araladığının altını çizdi.

Yeni isimlerin ve genç adayların yönetimlere talip olmuş olmasının gelecek için iyi bir işaret olduğunu belirten Dadıroğlu, “Ancak Ermeni toplumu açısından üzerinde konuşulması ve düşünülmesi gereken konusu seçime katılımda en düşük oranın gençlerde oluşu” dedi.

Dadıroğlu şöyle devam etti:

“Seçim çevresinin ilçeden bölgeye çıkartılması katılımcılığı olumlu anlamda etkiledi ancak eski yönetmelikte vakıf yönetim kurullarının yeterli seçmenin bulunmadığı durumda seçimlerini ilde gerçekleştirebilme olanağı vardı. Bu yeni yönetmelikte yer almadığından geleneksel olarak seçimlerini ilde yapan ve Ermenice’de 5 hasdadutyun (5 kurum) olarak adlandırılan vakıflarımız (hastane getronagan, kalfayan, karagözyan, tıbrevank) bu kez ilde yapamadı.”

“YÖNETMELİK FİİLİ ENGELİ KALDIRSA DA SORUNLARI BERABERİNDE GETİRDİ”

Yeni yönetmeliğinde eski yönetmelik gibi seçim tertip üyelerini mevcut vakıfların belirlemesine yol açan maddesinin kimi vakıfların seçimlerinde sorun yarattığını söyleyen Dadıroğlu, “2022 tarihli Cemaat Vakıfları Seçim Yönetmeliği vakıf seçimlerinin önündeki fiili engeli kaldırdı ancak sorunları da beraberinde getirdi. Gönül isterdi ki yönetmelik yayımlanmadan önce kamuoyu nezdinde tartışılsa, yetkin kişilerce incelense ve gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra yürürlüğe konsaydı. Maalesef böyle olmadı. Önceki yönetmelikte olduğu gibi seçim tertip heyetlerinin yine vakıfların mevcut yönetim kurullarınca atanacağı düzenlenmişti. Nitekim hiçbir uzlaşı ve işbirliğine yanaşmayan Beyoğlu ve Büyükdere vakıflarında son derece sorunlu ve trajikomik süreçlere sebep oldu” diye konuştu.

Dadıroğlu şunları söyledi:

“Kilisenin günü bahanesiyle hafta içi bir güne seçim tarihi almak, seçim başvurusunu geciktirmek, yönetmeliğe aykırı bir şekilde seçim çevresinde 17.000 seçmenin bulunmasına rağmen 5000 kişilik seçmen listesi verilmesi, seçmen listesindeki eksiklikler ve son olarak nüfusun yoğun olduğu semtlerin yerine alakasız noktalara sandık koymak (Boyacıköy Surp Yerits Mangants Kilisesi Vakfı ve Eyüp Surp Yeğya Kilisesi Vakfı’nın 20 Kasım günü gerçekleşen yönetim kurulu seçimlerinde dahi söz konusu kiliselere sandık konulmamıştır.) gibi girişimlere maruz kaldık. Söz konusu girişimlere karşı gerek Patriğimiz, gerek yöneticiler, gerekse toplum mensupları idareye itirazlarını sunuyor, sosyal medyada seslerini duyurmaya çalışıyor. Toplumun anti demokratik kararlara karşı ses çıkarması elbette önemli ancak bu çabalar her zaman olumlu sonuçlar almaya yetmeyebiliyor. Konunun özü yönetmelikte seçim tertip heyetlerinin vakıfların mevcut yönetimlerinin insafına bırakılmasının yapısal bir sorun haline gelmiş olmasıdır. Bu sorunun kökten bir çözüme ihtiyacı vardır. Seçim sürecindeki uygulamaların yeknesak olması, süreçlerin tarafsız, adil ve şeffaf bir biçimde yürütülmesi açısından gücünü yönetmelikten alan ve seçimle iş başına gelen her bir toplum bünyesinde her bir seçim için merkezi bir seçim tertip heyetinin oluşturulması zaruridir. Yeni seçilen yönetimlerin ilk işi bu hususta girişimde bulunmak olmalıdır.”

BEYOĞLU ÜÇ HORAN SEÇİMLERİ

Beyoğlu Üç Horan Ermeni Kilisesi Vakfı ortak seçim tertip heyetine riayet etmeden doğrudan kendi seçim tertip heyetini kurduğunu anlatan Dadıroğlu, vakfın seçime iki gün kalmasına rağmen seçim usulüne dair toplum nezdindeki belirsizlikleri gideremediğini ifade etti.

Dadıroğlu, vakfın sandık kurulması için diğer bölgelerdeki vakıflarla iletişime geçmediğini söyleyerek “Son olarak sandık lokasyonları Beyoğlu kilisesi, Esayan ve Boyacıköy olarak revize edildi. Belirtilen lokasyonlarda kaç adet sandık olacak, kaç adet kabin olacak bilinmiyor” diye konuştu.

Mükerrer oy kullanımının engellenmesi için de herhangi bir çalışma yapılmadığını ifade eden Dadıroğlu, “Oy verirken listede isimlerin yanına imza atılacak. Yaklaşık 450 sayfalık bir liste bu. Bu listede seçmenin isminin bulunması ve karşılığında zarf verilmesi için ve aynı zamanda da mükerrer oyların kullanımını engellemek için bir bilgisayar sistemi gerekiyor. Bu sistemler kendilerine teklif edildiği halde bunları kullanmayı reddettiler” dedi.

Adayların sıra numaralarının olup olmayacağının belirsiz olması, pusulada adayların isimlerinin sıralanması, tasnif aşamasında geçerli oy sayılabilmesi için pusulada en az kaç adayın işaretlenmesi gerektiği, sayımın hangi kriterlerde olacağı konusunda ciddi sıkıntılar olduğunu ifade eden Dadıroğlu, seçimde blok liste yerine çarşaf liste kullanıldığını söyledi. Böylelikle bir gün içerisinde tamamlanması gereken seçimlerde 61 asil aday 22 yedek aday başvurusu yapıldı.

Seçim tertip heyetinin istifa etmesiyle yönetmelikteki geçici maddede belirtildiği üzere seçim 31.12.2022 tarihine kadar tamamlanamadı. Dadıroğlu, Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü’nün 30 gün içinde bir seçim tertip heyeti ataması yapacaklarını ifade etti. Beyoğlu Üç Horan Vakfı için şimdi süreç sıfırdan başlayacak.

“YÖNETMELİK DEĞİL KANUN LAZIM”

Dadıroğlu, vakıf seçimlerinde nihai bir çözüme ulaşabilmek için yönetmelik değil kanuna ihtiyaç olduğunu söylüyor:

“Vakıf yönetimlerinin belirlenmesi, seçme ve seçilme hakkı ile vakıf kurma hakkından bağımsız bir biçimde ele alınamayacaktır. (Anayasa’nın 33.hükmü) Temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlandırılabileceğine dair anayasal kural gereğince cemaat vakıflarının seçimlerindeki usul ve esasların kanunda düzenlenmesi gerekir. Cemaat vakıflarının seçimlerine ilişkin düzenlenecek kanun kapsamında seçim çevresi, seçmenler ve seçilecekler yönünden herhangi bir coğrafi sınır olmayacak şekilde belirlenmeli, seçimlerin tarafsız ve adil bir biçimde yapılabilmesi açısından da her bir cemaat içinde seçimleri organize edecek ortak bir seçim komisyonu kurulmasına olanak tanınmalıdır.”

Süryani toplumu ise seçimlerini İstanbul ve Mardin’de gerçekleştirdi. İstanbul’daki seçimler sorunsuz ilerlerken Mardin’deki seçimler çekişmeli geçti.

YAHUDİ TOPLUMUNDA SORUNSUZ SEÇİM

Türk Yahudi Toplumu Eş Başkanları Erol Kohen ve İshak İbrahimzadeh ise cemaatinin “sorunsuz ve huzur içinde” bir seçim yaptığını dile getirdi:

“Uzun yıllar sonra dar bir zaman içinde de olsa anlayışla, birlik ve umut içinde yapılan seçimlerle vakıflarımız tekrar yeni vizyonları ile hizmete devam edecekler.

Dostlar arası yarış olan Çanakkale seçimi dışındaki vakıflarımızda seçimlere tek liste ile girilmiş olsa da -ki tek listeyi bazen insanlar yadırgıyor- bu konuya farklı bir açıdan da bakabiliriz. 14 tek liste ve hepsi de bağımsız birer vakıf olunca toplum bu vakıfların uzlaşma anlayışı, ortak iç denetim, hizmet görev paylaşımı, fikir birliği ile geniş bir koalisyon kültürü ile yönetildiğini biliyor. Tabii bu uzlaşma ve koalisyon kültürünü yaşatmak, çalıştırmak yoğun bir çalışma ve özveri gerektirse de toplum bunu gördüğünde yöneticilerine daha çok güveniyor.”

“DEMOKRATİK BİR SEÇİM YAPILMIŞ OLDU”

İstanbul’da bir, Mardin’de üç, Diyarbakır ve Elazığ’da bir vakfının bulunduğu Süryani toplumu da Mardin’in dışında seçimleri sorunsuz bir şekilde geçirdi.

İstanbul Süryani Kadim Vakfı Başkanı Sait Susin, seçim sürecine ilişkin olarak 9 yıl aradan sonra seçimlerin yapılmış olmasının sevindirici olduğunu ifade etti.

Susin şöyle devam etti:

“Seçim yönetmeliği biraz aceleye getirildi. Bazı hassasiyetler vardı vakıfların göz önüne alınmayan. Ancak alınamazdı da. 167 vakıf var. Bize uyan başka cemaate uymuyor. Başka cemaate uyan bize uymuyor. Bizim vakıflarda yönetimde gidenler de oldu kalanlar da. Hiç değişmeyen de oldu. Demokratik bir seçim yapılmış oldu.”

"MARDİN'DE ADİL BİR SEÇİM OLMADI" İDDİASI

Ayrıca Mardin Artuklu Vakfı’nda mevcut yönetimin adil bir seçimin gerçekleşmesine engel olduğu iddia edildi. Karşıt liste itiraz sürecini başlatırken Mardin'deki adaylar bu süreçten sonra konuşmak istediklerini ifade etti.

Kaynak: Gerçek Gündem

Etiketler
Vakıf Azınlık Kadro Seçim