Tansiyon Düşüklüğü mü Daha Tehlikeli, Yüksekliği mi? Uzmanlar Uyarıyor

Tansiyon dengesizlikleri milyonlarca insanı etkileyen ciddi sağlık sorunlarının başında geliyor. Ancak toplumda yaygın bir inanış var: Düşük tansiyona sahip bireyler kendilerini genellikle daha sağlıklı kabul ediyor. Oysa uzmanlara göre hem düşük hem de yüksek tansiyon, hayati komplikasyonlara yol açabilecek riskler taşıyor.

Tansiyon Düşüklüğü mü Daha Tehlikeli, Yüksekliği mi? Uzmanlar Uyarıyor
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Tayland'daki Samitivej Hastanesi'nden uzman doktorlar, tansiyonla ilgili yanlış bilinenleri ve tehlikeleri bir raporla açıkladı. Peki, hangisi daha tehlikeli: hipertansiyon mu, hipotansiyon mu?

Tansiyon, kalbin pompaladığı kanın damar duvarlarına uyguladığı basınca verilen isimdir. Ölçümler sistolik (büyük tansiyon) ve diyastolik (küçük tansiyon) olmak üzere iki değerle ifade edilir. Sistolik basınç, kalp kasıldığında oluşan en yüksek değeri, diyastolik ise gevşeme sırasında kaydedilen en düşük basıncı temsil eder.

Tansiyon Düşüklüğü mü Daha Tehlikeli, Yüksekliği mi? Uzmanlar Uyarıyor - Resim : 1

HİPERTANSİYON: SESSİZ TEHLİKE

Normal bir bireyde tansiyon değeri genellikle 120/80 mmHg civarındadır. Ancak 140/90 mmHg seviyesinin üzerindeki değerler, yüksek tansiyon (hipertansiyon) olarak tanımlanır.

Uzmanlar, yüksek tansiyonun genellikle belirti vermediğine dikkat çekiyor. Bu durum, hastalığın "sessiz katil" olarak anılmasına neden oluyor. Tanı konulmadığı takdirde hipertansiyon; kalp hastalıkları, inme, böbrek yetmezliği gibi birçok ciddi rahatsızlığa zemin hazırlayabiliyor.

Hipertansiyonun nedenleri arasında yaşın ilerlemesi, genetik faktörler, aşırı tuz tüketimi, sigara ve alkol alışkanlıkları ile hareketsiz yaşam tarzı yer alıyor. Erkeklerde daha sık görülürken, kadınlarda özellikle 65 yaş sonrasında risk artıyor.

Bazı durumlarda hastalar sabahları baş dönmesi, ense ağrısı, yorgunluk, kalp çarpıntısı ya da burun kanaması gibi belirtilerle karşılaşabilir. Ancak çoğu zaman bu semptomlar tansiyon çok ciddi düzeylere çıkmadıkça görülmez.

HİPOTANSİYON: HAFİFE ALINAN RİSK

90/60 mmHg altındaki tansiyon değerleri ise düşük tansiyon, yani hipotansiyon olarak tanımlanır. Toplumda genellikle zararsız olarak algılanan bu durum, bazı bireylerde belirti vermese de ciddi riskler doğurabilir.

Düşük tansiyon; baş dönmesi, bayılma, bulanık görme, aşırı yorgunluk, mide bulantısı ve konsantrasyon eksikliği gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bu belirtiler özellikle aniden geliştiğinde veya uzun süreli olduğunda, düşmeler ve yaralanmalar gibi ikincil riskleri de beraberinde getirir.

Uzmanlara göre hipotansiyonun sebepleri çok geniş bir yelpazeye yayılır. Yaygın nedenler arasında:

Hamilelik (kan dolaşımı genişlediği için tansiyon geçici olarak düşebilir),

Kalp rahatsızlıkları,

Şiddetli enfeksiyonlar veya iç kanamalar,

Dehidratasyon (sıvı kaybı),

Beslenme bozuklukları (B12, folat, demir eksikliği),

Endokrin hastalıklar (tiroid, adrenal bez yetersizlikleri),

Bazı ilaçlar (idrar söktürücüler, antidepresanlar, Parkinson ilaçları) yer alıyor.

Tansiyon Düşüklüğü mü Daha Tehlikeli, Yüksekliği mi? Uzmanlar Uyarıyor - Resim : 2

İKİ UÇ NOKTA DA TEHLİKELİ

Yüksek tansiyonun uzun vadede organlara zarar verdiği ve ölümcül sonuçlara yol açabildiği bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek. Ancak düşük tansiyonun da görmezden gelinmemesi gerekiyor. Özellikle yaşlı bireylerde hipotansiyon kaynaklı baş dönmeleri ve düşmeler, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebiliyor.

Samitivej Hastanesi'nden uzmanlar, “Tansiyon değerleri ideal aralıkta tutulmalı. Her birey, hem yüksek hem de düşük tansiyona karşı düzenli kontrol yaptırmalı. Her iki durumun da erken fark edilmesi, ileride oluşabilecek ciddi sağlık problemlerinin önüne geçer,” uyarısında bulunuyor.

Kaynak: Haber Merkezi

Etiketler
Sağlık Hastalık