Ekonomi yalanları pazara takıldı! 'Doğru dürüst bir şey yediğimiz içtiğimiz yok'

Ekonomik kriz giderek derinleşirken vatandaşlar artan enflasyon nedeniyle temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor.

Ekonomi yalanları pazara takıldı! 'Doğru dürüst bir şey yediğimiz içtiğimiz yok'

Kışa hazırlık için domates, patlıcan ve taze fasulye ile doldurulan kavanozlar bu yıl boş kalacak.

Kışı düşünen yurttaş, giderek derinleşen ekonomik krizle birlikte artık sadece günü kurtarmanın peşinde. Ankara’nın merkezinde bulunan Ulus Hali’ndeki esnaf ve yurttaş, hayat pahalılığını anlattı.

Birgün'den Nisa Küçük'ün haberine göre; ev emekçisi Zeynep Kiraz, pazardan yalnızca günlük ihtiyaçlarını alabildiğini söyledi. Pahalılık nedeniyle kışlık alamadığını kaydeden Kiraz, “Kış için sadece barbunya alabildim ama fiyatı çok pahalıydı. Geçen sene fiyatı 7 TL olan barbunya bu yıl 14 TL” ifadelerini kullandı.

Ancak ihtiyaçlarını azaltarak geçinebildiklerini dile getiren Kiraz, şunları söyledi: “Eve tek maaş giriyor ve kredi borcu ödüyoruz. Üniversiteye giden iki çocuğum var. Okullar da açılıyor, biz şimdi kara kara düşünüyoruz. Çocukları mı okutalım, evi mi geçindirelim? Mutfak masraflarını da kısar olduk. Bu yıl bamya alamadım çünkü kilosu 20 TL'ydi. Şu an domates ve salatalığın mevsimi olmasına rağmen fiyatları çok pahalı. En fazla üç lira olması gereken domates altı-yedi lira. Her şey çok pahalı… Bu yıl idareten menemen yaptım. Geçen sene yirmi şişe yaptıysam, bu sene on şişe yapabildim.”

KIŞA HAZIRLIĞIMIZ YOK

Asiye G. de pazardan sadece salatalık ve domates alabildiğini kaydetti. Hale torunu ile birlikte gelen Asiye G, “Ben Türközü'nde oturuyorum, burası ucuz diye buraya geldim ama ucuz da değil. Fiyatlar bize göre fazla” dedi ve ekledi: “Bir kilo salatalık ile bir kilo domatese 20 TL verdim. Kışa hazırlığımız ise yok. Evdekiler işsiz olduğu için günü bile zor kurtarıyoruz. Kirada oturuyoruz, beş çocuğum ve torunlarım var. Eşim bulabilirse günübirlik işe gidiyor, aldığı iki kuruş parayla geçinmeye çalışıyoruz. Doğru dürüst bir şey yediğimiz içtiğimiz yok.”

Adını vermek istemeyen bir yurttaş da pahalılıktan şikâyet etti. Emekli olduğunu ve kirada oturduğunu söyleyen yurttaş, şunları dile getirdi: “Fakir fukara artık bir kilo değil, yarım kilo sebze alabiliyor. Doğru düzgün hiçbir şey alamıyorum. Bir kilo zeytin, bir kilo peynire 50 TL verdim. Artık eskisi gibi sebze alıp kurutamıyorum, konserve yapamıyorum. Nasıl yapalım? Geçen sene 50 kilo domatesi 60 TL’ye almıştım. Şimdi 10 kilo domatesi 60 TL’ye alamıyorum.”
Yurttaş, sadece sebze fiyatlarından değil, meyve fiyatlarından da yakınıyor. Artan zamlarla birlikte vatandaşın ilk gözden çıkardığı gıdalar arasında meyveler geliyor.

Hale alışveriş yapmaya gelen Leyla Akçın, her şeyin çok pahalı olduğunu vurguladı. Emekli olduğunu aktaran Akçın, “Maaş elektriğe, suya, doğalgaza ancak yetiyor. Bu yüzden her şeyden kısar olduk. Buraya geldim üzüm, muz, erik alamıyorum. Nasıl alalım? Kilosu 10 TL'den aşağı meyve yok. Muzun tadını unuttuk. Artık meyve lüks sayılıyor” diye konuştu.

Halde meyve satan Ahmetcan Yetişir de müşterileri gibi fiyatlardan şikâyetçi. Yaz sonu olduğu için meyve miktarının arttığını dile getiren Yetişir, “Biz meyve satıyoruz ama fiyatlar ucuz değil. Satabildiğimizi satıyoruz ama eski işler yok. Şeftali 10 TL. Dört tane şeftali bir kilo ediyor. Beş kişilik bir ailenin en az iki kilo alması lazım o da 20 TL yapıyor” şeklinde konuştu.

KİRA ÖDEYEMİYORUM

Yurttaş, fiyatların pahalılığından şikâyetçiyken esnaf da işlerin durgunluğundan yakınıyor. 20 senedir Ulus Hal’de sebze meyve satan Seyit Devran, halin boş olduğunu belirtti. Geçinemediğini kaydeden Devran, üç aydır kira ve vergisini ödeyemediğini ifade etti. Sabah erken saatte başına geçtiği tezgâhından tek bir ürün dahi satamadan ayrıldığı günler olduğunu anlatan Devran, “20 senedir bu mesleği yapıyorum ama böyle kötü bir yıl görmedim. Ağustos ayında bamya, barbunya, patlıcan, biber çuval çuval satılırdı, kurutmak için alınırdı. Şimdi ise bir aydır beş kilo kurutmalık patlıcan alan yok. Çünkü pahalı ama biz de pahalıya alıyoruz” dedi.

Aynı manavda esnaflık yapan Kemal Durgun da işlerin kötü olduğunu aktardı. Salgının da kazancı etkilediğini kaydeden Durgun, “Millet almadan geçiyor, eski işler yok. Halk ekonomik olarak zaten sıkıntıda. Vatandaşın alım gücü yok. Fiyatlar kış mevsimi de aynı” dedi.

Geçen seneye göre işlerin daha da kötüleştiğini aktaran Durgun, “Vatandaş ürünleri pahalı buluyor ama biz de pahalıya alıyoruz. Keşke ucuz olsa biz de uyguna satsak. Üretici de haklı çünkü mazot pahalı, gübre pahalı ama vatandaş da tükendi artık” ifadelerini kullandı.

SATIŞ YAPAMIYORUZ

Yıllardır halde sebze sattığını söyleyen Şevket Deniz de piyasadaki durgunluktan yakınanlardan. Müşterilerin çoğunun yabancılar olduğunu kaydeden Deniz, “Yabancılar olmasa şu anki kazandığımızı da kazanamayız” diye konuştu. Artık konserve yapılamadığını söyleyen Deniz, sözlerini şöyle sürdürdü: “43 senedir buradayım, halin eski halini de biliyorum. Önceden 450, 500 parça mal satardık. Şimdi 20,30 parçayı satamıyoruz. Şu an tam konserve zamanı ama alan yok. Çünkü domates üç dört lira. Bu fiyata nasıl alsınlar, iki lira olacak ki konserve yapabilsinler. Biz de o fiyata satamıyoruz çünkü bize de üç liraya geliyor, elli kuruşluk karla satmaya çalışıyoruz. Emekliyim ama yine de çalışıyorum, çocuklara bakmakla yükümlüyüm. Emekli maaşımı kredi borcuma veriyorum. Buradan kazandığımızla da evi geçindirmeye çalışıyorum.”

KAPAK FİYATLARI UCUZ

Halde mutfak malzemelerin satan Hasan Çeliker, sebze fiyatlarının yüksekliği nedeniyle kavanoz satışlarının da azalacağını düşündüğünü söyledi. Kavanoz kapak fiyatlarının geçen seneye göre ucuz olduğunu ifade eden Çeliker, “Müşteri domates, patlıcan alacak ki konserve yapsın. Konserve yapılmayınca kavanoz kapağı da alınmaz. Halk sebze fiyatlarını pahalı bulduğu için kışlık çok yapamayacak gibi. İnsanlar şükretmeye alıştılar. ‘Buna da şükür’ deyip geçeriz. Algılamamız var ama sorgulamamız yok. Bugün burada bir tepki yoksa biz öyle alıştırdık” diye konuştu.

Etiketler
Türkiye ekonomisi Ekonomik kriz Enflasyon