Tadı, kokusu ve dokusu ile geçmişi yaşatıyor

La Pierre Patisserie bir dönemi yansıtan ahşap malzemelerin kullanıldığı dekorasyonu, mermer masaları, fırından gelen kokularıyla çocukluk yıllarımın pastanelerinin sıcaklığını hissettiriyor.

Tadı, kokusu ve dokusu ile geçmişi yaşatıyor - Resim : 1

Bebek Arnavutköy’de unutulmaya yüz tutmuş eski pastane kültürünü yeniden yaşatmak amacıyla kurulan La Pierre Patisserie, butik bir yapıda, büyüme hırsı barındırmadan, sağlıklı ve lezzetli tatlarına yenilerini ekleyerek misafirlerini ağırlıyor. Yer karoları bile özel üretim ve motifler kullanılarak La Pierre’in ambiyansına uygun olarak tasarlanmış.

Tadı, kokusu ve dokusu ile geçmişi yaşatıyor - Resim : 2

Fransız konseptli butik bir pastane olan La Pierre’e adım attığınız anda adeta zamanda yolculuğa çıkıp kendinizi yıllar öncesinin simge pastanelerinden birinde hissediyorsunuz. Dekorasyondaki her unsur eski pastanelerin sıcaklığını yansıtacak şekilde büyük bir titizlikle tasarlanmış. Bu detaycı yaklaşım yaşadığınız deneyimi daha da mükemmelleştiriyor.

Tadı, kokusu ve dokusu ile geçmişi yaşatıyor - Resim : 3

Pastanenin sahibi Bahar Ünal ve eşi ile yaptığım sohbette, hayallerinin keyifli bir Fransız pastanesi ya da eski Beyoğlu Markiz pastanesi gibi klasikleşen bir mekan açmak olduğunu, uzun yıllar yurt dışında gidip gördükleri mekanlardan, lezzetlerden esinlenerek La Pierre’i açtıklarını öğrendim.

Tadı, kokusu ve dokusu ile geçmişi yaşatıyor - Resim : 4

Asla katkı maddesi kullanmıyorlar. Sabah saatlerinde kahvaltı da veren pastanenin geniş bir yelpazeye yayılan menüsünde aralarında kruvasanlar, kişler, tartlar, tatlı ve tuzlu kurabiyeler, açma, poğaça ve ekler çeşitleri, taze susam ve tahin kullanılarak hazırlanan simitler, hurma ve hurma şurubuyla hazırlanan kek çeşitleri, brownilerin yer aldığı leziz ürünler bulunuyor.

Tadı, kokusu ve dokusu ile geçmişi yaşatıyor - Resim : 5

Denediğim her ürününden ve ambiyansından keyif aldığım La Pierre Patisserie’nin günlük, temiz, katkısız ve lezzetli ürünlerin eşliğinde güzel kahve ya da çay içerek caz müzik dinlemek isteyenler için biçilmiş kaftan olduğunu düşünüyorum.

MANZARA İLE LEZZETİ BULUŞTURAN MARNA

Tadı, kokusu ve dokusu ile geçmişi yaşatıyor - Resim : 6

Et ve kebap konusunda damağına güvendiğim dostlarım Marna’dan uzun zamandır bahsediyorlardı ve ben de oldukça merak ediyordum. Yeşilyurt sahilinde bulunan Marna’ya sevgili dostum Executive Şef Ufuk Karadağ’ın daveti üzerine geçtiğimiz günlerde gittim. Marna uzun bir dekorasyon ve hazırlık döneminin ardından açılmış. Kapından girdiğim anda bu hazırlık ve dekorasyon döneminin hakkını fazlasıyla verdiklerini ihtişamlı mimarisi ve fonksiyonel dekorasyonu ile hissettirdiklerini söyleyebilirim.

Tadı, kokusu ve dokusu ile geçmişi yaşatıyor - Resim : 7

İnternet sayfasına baktığımda kendilerini şöyle tanımladıklarını okudum: “Marna Restoran, İstanbul’un gözde semtlerinden Bakırköy’ün eşsiz Yeşilyurt bölgesinde denize sıfır konumuyla misafirlerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Restoranımız, konumuyla ve lezzetleriyle kendine has bir çekiciliğe sahip.

Tadı, kokusu ve dokusu ile geçmişi yaşatıyor - Resim : 8

Denizin huzurlu kıyısında yer alan Marna Restoran, sakin ve zarif bir ambiyans sunar. İster romantik bir akşam yemeği, ister özel bir kutlama olsun, restoranımızda kendinizi özel hissedeceksiniz. Panoramik deniz manzarası eşliğinde, yaratıcı şeflerimizin hazırladığı lezzetlerle damaklarınızı şımartın. Marna’nın menüsü, taze ve yerel malzemelerle hazırlanan zengin seçenekler sunar. Özel et yemekleri, vejetaryen seçenekler ve daha fazlası, her zevke hitap eder.”

Tadı, kokusu ve dokusu ile geçmişi yaşatıyor - Resim : 9

Gerçekten de yüksek tavanları ile oldukça ferah ve denize sıfır konumuyla Marmara Denizi’nin dinginliğini hissettiren deniz manzarası eşliğinde yediğiniz yemeğin lezzetine keyif katan bir mekan yaratmışlar. Servis ekibi her misafir ile memnuniyet seviyesini en üst düzeye çıkaracak şekilde ilgileniyor. Menüyü vejetaryen müşterilerini de düşünerek her damak zevkine hitap edecek zenginlikte dizayn etmişler. Mutfak ekibi oldukça başarılı. Sofraya gelen her tabakta bunu hissediyorsunuz.

Tadı, kokusu ve dokusu ile geçmişi yaşatıyor - Resim : 10

Meze seçeneklerini beğendim. Lahmacunu, kebapları ve ızgaraları İstanbul’un pek çok restoranında bulamayacağınız seviyede. Tabii ki daha iyilerini bulabileceğiniz restoranlar olduğunu da belirtmeden geçmemeliyim. Etleri kendi çiftliklerinden geliyormuş. Bu da yakalanan kalitedeki en önemli faktörlerden biri. Yemeğin finalini tatlı ile yapmak isteyenler için de oldukça zengin bir tatlı menüsü var. Marna’yı güzel bir deniz manzarası eşliğinde ve ferah bir ortamda keyifli bir lezzet deneyimi yaşamak isteyen okurlarıma öneriyorum.