Sepil, Abramoviç'le ne zaman ve nerede görüştü?

Gerçek Gündem okurları haberlerde okumuştur; 14 sezon sonra çıktığı Süper Lig’den beşinci sezonunda TFF 1'e düşmesi kesinleşen Göztepe'nin hisse çoğunluğunu...

Gerçek Gündem okurları haberlerde okumuştur; 14 sezon sonra çıktığı Süper Lig’den beşinci sezonunda TFF 1'e düşmesi kesinleşen Göztepe'nin hisse çoğunluğunu elinde bulunduran ve geçtiğimiz mart ayında kulüp başkanlığından istifa eden Mehmet Sepil bugün bir basın toplantısı düzenleyerek Göztepe taraftarları başta olmak üzere futbol kamuoyunun merak ettiği hususlara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Göztepe Gürsel Aksel Stadı'nda 16.00'da basın biriminde gerçekleşen ve bir buçuk saat süren toplantıdaydım. Sepil, açıklamalarının ardından basın toplantısına katılan gazetecilerin sorularını da uzun uzun yanıtladı ve merak edilen birçok hususa, en başta da devir sürecine ilişkin gelişmelere açıklık getirdi.
En uzun süreyle Göztepe başkanlığını yapmanın onurunu taşıdığını ifade eden Sepil, Göztepeli olduğunu ve devir sonrasında daha iyi bir Göztepeli olarak kulübe desteğinin süreceğini ifade etti.
Göztepe'ye sahici olarak yabancı yatırımcıların ilgi gösterdiğini ve A.Ş. olmalarının da bunun önünü açtığını vurgulayan Sepil, Abramoviç'le yıllar önce bir iki defa İngiltere'de Chelsea maçlarında karşılaşıp el sıkıştığını ancak yıllardır hiç karşılaşmadığını ve konuşmadığını belirtti.
Gerçekten de pekçok gazetenin Sepil’in Ankara'da falancayla görüşerek İstanbul'da filancayla devir için bir araya geldiğini, oradan da Marmaris'e geçip Abramoviç'le görüştüğünü yazdığı günlerde Los Angeles'taki ailesiyle birlikte olduğunu biliyor ve gülüp geçiyordum!


EN CİDDİSİ ANKERSEN'Dİ
Sepil'in açıkladığı gibi en ciddi yatırımcı, birçok fon ile kıyaslandığında bu süreçte Danimarkalı Ankersen'di fakat o da yayın ihalesini takip ederek gelirlerin düştüğünü görünce ilgisini kesmişti. Sepil’in de belirttiği gibi yatırımcı fonlar yayın gelirlerinin düşmesi ile birlikte Türk futboluna da Göztepe'ye de olan yaklaşımlarını değiştirdiler.
Sepil, bu noktada futboldan çekilmekle birlikte Göztepe'ye ilgisini devralacak olan yatırımcı uygun bulursa amatör şubeler düzeyinde sürdürmek istediğinin de altını çizdi.
Sepil, başkanlıktan mart ayında arkadaşlarıyla meseleyi mütalaa ederek karşı çıkılmasına rağmen istifa ettiğini, lig bittikten sonra ayrılmasının daha kötü olacağını, çünkü lig bittikten birkaç hafta sonra yeni sezon hazırlıklarının başlayacağını vurguladı.
Sepil’in üzülerek anlattığı bir süreç ise henüz ligde kalma ümidinin olduğu dönemde yaptıkları oldu. Yüksek prim vaadi de, özellikle Giresunspor maçı öncesinde Urla Adnan Süvari Tesisleri'ndeki yakın ilişki de, nihayet başkanlıktan ayrılma kararıyla beklenen şok da etkili olmamıştı.


DEVİR KONUSU NE DURUMDA?
Sepil, marttan itibaren devirle ilgili çok spekülasyon yapıldığını ve bunlara cevap vermek istemediğini, şu an için bir anlaşma olmadığını, olduğunda sözünü tutup açıklayacağını ve kamuoyu ile tanıştıracağını ifade etti. Gelen yatırımcıdan önce kendisini, sonra taraftarı ikna etmesini; sıfır borçla devredeceği kulübün sadece yayın gelirleriyle yürüyemeyeceği için kaynak aktarabilecek kapasitede olmasını beklediğini; harcadığı paranın çok az bir kısmını alabileceğinin bilincinde olduğunu, yatırımcıdan parasını geriye vermesini ummadığını, bundan dolayı da pişman olmadığını üzerine basarak vurguladı.


"BUGÜN NEREDEYİZ?"
Sepil'in ağzından devir açısından nerede olunduğu da şöyle: "Kendi reklamını yapanlara kulübü vermem. Görüştüklerimle ilk olarak gizlilik anlaşması yapıyorum. Uyan da uymayan da oluyor. Çok kısa bir zamanda bitirilmesi gereken bir süreç var. Haftaya cumartesi Adana Demirspor maçıyla lig bitiyor. Birinci önceliğim, devralacak yatırımcının Göztepe'yi ciddi şekilde yönetebileceğine inanmam. Bunun kadar ciddi olan bir önceliğim de maddi güç. İki üç yıllık planlarını bilmek istiyorum. Sadece gelecek gelirlerle bu iş olmaz."
Devrolmama ihtimalini düşünmek bile istemiyorum. Gelecek hafta yönetim kurulunu toplantıya çağıracağım. Kesinlikle futbolda kalma niyetinde değilim. Kendimle ilgilihiçbirsorunolmaz, deviriçintekönceliğimGöztepe."


HAYALLERİ NEYDI?
Peki Sepil’in Göztepe'deki hayalleri neydi? Bu konuda kurduğu ilk cümle şu oldu Sepil’in: "Göztepe'nin olması gereken yer en iyi yerdir."
Ve şöyle devam etti gerçekleşen hayallerine: "Tesisiniz iyi olacak... Şu an Adnan Süvari Tesisleri en modern tesislerden birisi. Stat yapıldı. Semtin ortasında bir stat; Göztepe Gürsel Aksel, Türkiye'nin en büyük olmasa da en güzel ve etkili stadı olarak anılıyor."
Gerçekleşmediği için üzgün olduğu iki hayalinden de söz etti Sepil; altyapıyı kuramamak ve bir kapalı salonu yapamamak... Siyasi sürtüşme nedeniyle kadük kalan Torbalı altyapı tesisinin önünün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer'in çabalarıyla yeniden açıldığını ve şimdiki Torbalı Belediye Başkanının da projeye sıcak baktığını belirtti.


"SEPİL PİNTİ" YAKIŞTIRMASI
Sepil, basın toplantısında kendisini üzdüğü anlaşılan "pinti" yakıştırmasına ilişkin de birkaç cümle kurdu ve kendisi kadar kulübüne para harcayan sadece Ali Koç'un olabileceğini vurguladı. Gerçekten de bu haksız bir yakıştırma, yaptıklarının hiç reklamını da yapmayan ve Göztepe'yi 2. Lig’den 1. Lig’e, oradan da Süper Lig’e çıkarıp pandemi koşullarında bir kısmı olmak üzere 5 sezon tutan Sepil, gerek tesis gerek stat için de çok maddi özveride bulundu. Bir buçuk sezon tribün geliri olmaksızın, reklam ve sponsor ile ticari gelirlerin dibe vurduğu, kurun iki katına çıktığı, yayın gelirinin düştüğü ekonomik ortamda harcadı da harcadı. Buna ancak şapka çıkarılır.


GÖZTEPE'NIN SAHİBİ TARAFTAR
Sepil, hiç ikircimsiz Göztepe'nin sahibinin tabii ki taraftar olduğunun, kendisinin sadece Göztepe'ye yönetici olarak geldiğini ve sonra da herkes gibi taraftar olarak Göztepe'ye katkısı olacağının altını çizdi ama sitemde de bulunarak 8 yıl boyunca gerek yönetici gerek hoca gerek futbolcu olarak taraftarca üstü çizilmeyen kimse kalmadığını belirtti. Tayfun Bingöl ironik örneğini veren Sepil, bu oyuncunun protesto ile gönderildiğini ama Göztepe Gürsel Aksel'de Göztepe'ye gol attığında alkışlandığını ifade etti. Yine de kimseye kızgın olmadığını belirten Sepil, herkesin aynaya bakıp yüzleşmesi gerektiğini ve kendisinin buna hazır olduğunu belirterek şunları da söyledi: "İlk geldiğimde taraftar parçalı bir yapıdaydı ve beni tanımıyordu. O nedenle taraftarla yakın oldum. Son üç yıl pandemi vb. nedenlerle o kadar yakın olamadık. Ben taraftarım, onlardan birisiyim. Birbirimize kırılabiliriz ama kızgın değilim."


ÖZELLEŞTİRİ
Sepil, düşmenin birçok parametresi olduğunu ancak sorumluluğun kendisinde olduğunun net bir şekilde altını çizerek şu cümleleri kurdu: "Robin Hood gibi savaştım. Elimden geleni yapmaya çalıştım. Son iki yıl aileme ve işime bile Göztepe kadar zaman ayırmadım. Ancak bir kulüp düştüyse herşeyi iyi yaptık diyemeyiz. Birşeyler iyi gitmediyse sorumluluk bende. Türk futbolunun yapısını KBV Başkanı olduğumda daha iyi anladım. Futbolda olmamın nedeni Göztepe. Futboldan hızlı bir şekilde uzaklaşmak ama Göztepe'yi taraftar olarak izlemek istiyorum."


LİGDEN DÜŞME KALKSIN TARTIŞMASI
Sepil, basın toplantısında son olarak Süper Lig’de düşme olmaması tartışmasına ilişkin görüşlerini paylaştı: "Göztepe kulübü olarak düşmenin kaldırılması için girişimde bulunmayız. Bu Göztepelilik duruşuna uygun değil. 23 takımlık bir ligi kaldırmak mümkün değil. Türk futbolunun sorunu; heyecan kalmadı, tribünler boşalıyor, rekabet azaldı. Göztepe bunun dışında, bu konuda taraftarımıza müteşekkirim. Ligi rekabetçi hale getirmek lazım. O zaman taraftarlar tribüne yeniden gelir. İstanbul'dan 7-8 takım ise rekabeti iyice bitirir."
Sepil’in Süper Lig'de heyecan ve rekabet için belki yeni şekillenme denemelerine ihtiyaç olabileceğini de belirttiğini ekleyeyim.


SONUÇTA...
Bir buçuk saatlik basın toplantısında en çok merakla beklenen masadaki ciddi devir adaylarıydı ancak bu konuda somut bir tablo oluşmadığı için Sepil’in bir açıklaması olmadı, olamadı. Ancak anlaşıldı ki adını duyurma sevdalısı kuru kalabalık diskalifiye oldu ve şimdi daha ciddiye alınacak talipleri bekliyor Göztepe A.Ş. Sepil’in beklentisi ise kendisinin giriştiği ve Robin Hood gibi atıldığı macerayı aynı ciddiyetle ve içtenlikle sürdürecek ve çabucak masaya gelecek bir aday, ciddi bir yatırımcı.