Erdoğan ve O Baba…

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı R. T. Erdoğan dün Ankara’da yeni yurt binalarının resmi açılış töreninde konuşurken her zamanki gibi “Bay Kemal”in yanında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i de hedefe koydu.

Erdoğan, "İzmir'de belediye başkanı çıkıyor Osmanlı'ya hakaret ediyor. Be hadsiz, be ahlaksız. İzmir'i sen afetlerden kurtaramıyorsun. Körfez'i kokudan kurtaramıyorsun. Acaba diktiğin ne var? Dikili taşın ne onu söyle. Sen Osmanlı'ya hakarete edebilecek hadde ne zaman ulaştın. Bunun babası da öyleydi."

SADECE SOYER’E DEĞİL, SEÇMENE DE SAYGISIZLIK

Erdoğan’ın Soyer’e yönelik sözlerinin neresini düzeltsek? Deveye sormuşlar neden boynun eğri. O da nerem doğru ki demiş ya… O misal tam da.

Birincisi, bir cumhurbaşkanına hiç yakışmayan bir üslupla karşı karşıyayız… Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden, herkesin cumhurbaşkanının üslubu asla bu olamaz! Bir cumhurbaşkanı nasıl olabiliyor da Türkiye’nin üçüncü büyük kentinin büyükşehir belediye başkanına ‘ahlaksız’ diyebiliyor?!.

O yakışıksız ifadenin muhatabı olan kişi, 2019 yerel seçimlerinde İzmir’in tarihinde en yüksek oyla, yüzde 58 küsur oyla seçilen bir belediye başkanı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu üslubuyla Soyer’e oy veren seçmenleri de fevkalade incitmiştir.

DEPREM AFET MADEM, BAYRAKLI’YI “AFET BÖLGESİ” İLAN EDİN

İkincisi, “İzmir’i afetlerden kurtaramıyorsun” ne demek? Örneğin İzmir tarihinin en büyük son sel felaketinde sadece bir yurttaş, o da aracıyla dereden geçmeye kalktığı için yaşamını yitirdi. Oysa AK Partili belediyelerin yönettiği örneğin Rize’de her yıl selden kaç yurttaş hayatını kaybediyor farkında mı Cumhurbaşkanı Erdoğan?

Öteyandan, İzmir’de 2020’deki deprem felaketi sonrasında Bayraklı ve depremden etkilenen çeperi neden afet bölgesi ilan edilmedi? İlan etmesi gereken kimdi? Evet, madem afetti o deprem, neden afet etmediniz?

Doğal afetlerden dolayı bir belediye başkanının suçlandığını da görmüş olduk! Hem de depremden sonra depremzede hemşerilerini Hilton Oteli’ne ve sıfır sosyal konutlarına eşya da verilerek yerleştiren bir belediye başkanı suçlanan!

Üçüncüsü, Körfez’deki kokuya gelince… Yüz yılın sorununun çözülmesine çok az kaldı. Soyer, canla başla çalışıyor; hiç merak etmeyin. Bir yandan arıtmalar güçlendiriliyor, bir yandan dere yatakları periyodik olarak bakım altında, bir yandan yağmur suyu-pis su ayrıştırma projesi yürüyor. Yüzyılın sorununun çözümü yolunda önemli adımlar atılıyor ve sonuçta her şey çok güzel olacak.

FETÖ DAHA EMBRİYONKEN SORUŞTURAN SAVCI

Dördüncüsü, “Bunun babası da öyleydi” ne demek Sayın Cumhurbaşkanı? Bir belediye başkanının ölmüş babasını neden gündelik siyasetine meze yapmaya kalkarsınız? Bu nasıl bir yaklaşımdır? Hangi kitapta yazar?

O baba, şerefli bir Türk subayı idi. Askeri bir savcıydı. Türkiye’nin başına bela olan ve bir zamanlar “Allah affetsin” diyeceğiniz kadar içli dışlı olduğunuz, ne istedilerse verdiğiniz sözde cemaati (FETÖ’yü) soruşturan-kovuşturan, siz henüz üniversite ve askerlik çağlarındayken üzerlerine giden bir sağduyu sahibi devlet görevlisiydi.

Uğur Mumcu, Nurettin Soyer’le konuştu ve 12 Eylül Adaleti kitabı böyle oluştu. 12 Eylül’ün demokrat savcısını daha iyi tanımak isteyen o kitabı UMAG Yayınları’ndan alıp okumalı.

OSMANLI’YA HAKARET YOK, MUSTAFA KEMAL’E İDAM KARARI VEREN İRADEYE TEPKİ VAR

Beşincisi, diyor ki Erdoğan, “Bir belediye başkanı çıkıyor, Osmanlı’ya hakaret ediyor”.

Öyle mi? Kuşkusuz değil. Soyer, Cumhur İttifakı’nın dezenformatif demogojilerini çürüten açıklamalarını çoktan yaptı. 9 Eylül kutlamasında Soyer sahnede Atatürk’ün Nutku’ndan yola çıkarak konuştu. Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı öncesinde çizdiği tabloyu aktardı. Kısacası Soyer, Osmanlı’ya hakaret etmedi. Bunun da altını televizyonlarda çok güzel çizdi.

Mesele başka… Mesele, Kurtuluş Savaşı’nı örgütlemek için kendisini Anadolu’ya, milletin kucağına atan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve arkadaşlarına idam kararı çıkarttıran, üstelik İstanbul’u İngilizlere teslim ederek yine onların Malaya zırhlısına binerek yurdu terk eden Padişah Vahdettin’i sahiplenmek!

GÜNDOĞDU’NUN HAZIMSIZLIĞI

Meselenin bir başka tarafı da var… 9 Eylül’ün 100.yılı İzmir’de, Gündoğdu’da-Kordon’da muhteşem kutlandı. 2 milyonu aşan İzmirlinin yanında dış ilçelerde dev led ekranların önünde de binlerce İzmirli toplanmıştı kutlama için.

İşte bu muhteşem kutlama anlaşılıyor ki AK Parti’nin kimyasını bozmuş!..

Bozmuş ki, hemen arkasından 20 yıldır el atmadıkları düşük gelirli yurttaşlara sosyal konut açıklaması yaptı Cumhurbaşkanı Erdoğan! Sahi 20 yıldır nerelerdeydiniz? Kiralar yüzünden büyük kentlerden memurlar torpil bulup küçük kentlere kaçmak istiyor! Gençler evlenemiyor yüksek kiralar ve satılık dairelerin fiyatları yüzünden! 20 yıldır farkında değil miydiniz?

İzmir’in projelerinin önünü tıkadığınız gibi, 40 veren İzmir’e yıllardır 1 verdiğiniz gibi bir de çıkıp İzmirlilerin yüzde 58 küsürle seçtiği belediye başkanına ve ölmüş babasına karşı üslup bozmak da ne oluyor?

Olmaz… Böyle olmaz…

Ancak anlıyorum… Akıldaneler diyor ki, “Gerin,” kutuplaşmayı artırmak için “sürekli gerin..”

Gündoğdu’dan İzmirlilerin de Başkan Soyer’in de verdiği mesajlar anlaşılıyor ki iktidarı çok rahatsız etmiş, çok…

Bendeniz de buradan diyorum ki, “Kıskananlar çatlasın!”