Kentlerde Gıda Sistemi Nasıl Dönüşür?
Kentlerimizin gıda altyapısını bilmiyoruz. Gıda sistemimizi kentlerimizin odağı haline getiremiyoruz. Kentleri dönüştürürken gıda sisteminin ihmal edildiğini görüyoruz.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yetkilerini yerel yönetimlere devretmiyor, destek almak istemiyor ve belirli standartlar getirmiyor. Bunları yapmadığını ve gıda sistemimizle ilgili kendisi de çalışmıyor.
Kentlerin Gıda Altyapısı Nasıl Haritalanır?
İstanbul’un üzüm bağları, Ankara’nın Atatürk Orman Çiftliği, Şırnak’ın zeytin bahçeleri. Ya yok oldular ya da can çekişiyorlar. Kentlerimizde hangi gıdalar, hangi tarımsal araziler vardı? Bilmiyoruz. Kentin nasıl bir gıda üretim potansiyeli var? Onu da bilmiyoruz.
Tarım arazilerinde yetiştirilen binalar, birkaç kente yığılan gıda üretimi, normalde sağlanamayan ve afette de sağlanması mümkün olmayan gıda güvenliği. Kenti yönetenler, yönettiği kentin tarım alanlarını, kentimizin ürettiği gıdaları, gelecek potansiyelini, yerel üretici sayısını net bir şekilde bilmeli.
Kentin gıda altyapısını ortaya koyduk. Dünü, bugünü ve yarını biliyoruz diyelim. Bu temel bir veri; bu haliyle bizim için hiçbir anlam ifade etmiyor. Verileri anlamlandırabilmek için detaylı bir şekilde haritaya işlememiz ve bu alanları besleyen doğal kaynakları, lojistik altyapıyı, hammadde kaynaklarını da bu haritada göstermemiz gerekiyor.
Haritanın tarım arazisinin toprak kalitesini, gıda işletmelerinin kullandığı doğal kaynakları, bu alanların çevreye etkilerini ve gelecekte ne duruma geleceğine dair tahminleri de içermeli. En önemli noktasının ise halkın erişimine tamamen açık olmalı.
Kısa Gıda Tedarik Zinciri Nasıl Kurulur?
Kenti karmaşıklaştıran en önemli hususlardan birinin de gıda tedarik zinciri. Tarım arazileri ve gıda üretim alanlarına hammaddeler nereden ve hangi rotayı takip ederek geliyor? Bu alanlardan çıkan gıdalar nerelere ve hangi rotayı takip ederek gidiyor? Burası da önemsenmeyen, düğüm olmuş bir konu.
Kentin mevcut gıda altyapısına göre gıda tedarik zincirini olabildiğince kısaltmamız gerekiyor. Lastik gibi uzattığımız gıda tedarik zinciri, gıda fiyatlarının artmasına, gıda güvenliğinin tehlikeye düşmesine ve şoklara karşı zincirin çökmesine neden oluyor. Karbon salınımı, sosyal adaletsizlik, kaynakların olağandışı tüketimi de cabası.
Şehir Planlamasına Gıda Mühendisleri Neden Dahil Olmalı?
Gıda mühendisliğinde hijyenik tasarım adında özel bir alan var. Bir yerde gıda üreteceksek o yapının, gıda üretilebilecek hijyenik altyapıyı tamamen sağlayacak şekilde kurulan bir tesiste üretilmesini sağlamamız gerekiyor. Basit olarak üretim alanını tamamen temizlenebilir kılmalı, çöp alanını, soyunma odalarını, tuvaletleri üretim alanından uzakta konumlandırmalı, üretim alanını çevresel tehditlere kapalı tutmalıyız.
Hiçbir kentin planlamasının buna uygun olmadığını görüyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın çıkıp kentlerimizde fırınların, gıda tesislerinin, marketlerin yerinin net bir şekilde bellidir diyemez. Ondan sonra binaların altında binaya zarar veren fırınları, düzeni oturmadığı için kolon kesen marketleri, alakasız sanayi sitelerinde ya da apartman dairelerinde üretim yapan gıda işletmeler ortaya çıkıyor. Acı sonuçlarını da bizzat tecrübe ediyoruz.