Gıda Sisteminde Adalet Krizi: Türkiye’de Gıda Sermayesi Kimleri Eziyor, Kimleri Zenginleştiriyor?

Gıda, iktidar eliyle bir meta haline getirildi. Anadolu’da bolluğun, bereketin, insanlığın simgesi olan misafirperverliği kaybettik. Çiftçi ve besicilerimiz borç batağında. Emekçilerimiz köleye döndü. Gıdada adaletsizlik her geçen gün büyüyor. Gıda hakkımız her geçen gün daha fazla ihlal ediliyor.

A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Üç harfli zincir marketler, mahallemizin bakkallarını bitirdi. Çiftçilerimizi borç batağına sürükledi. Gıdayı bir metaya çevirdi. Gıda fiyatlarını düzenleyen bir aparat haline geldi. Üç harfli zincir marketlerin ülke genelinde 35 binden fazla şubeleri var. Türkiye’nin toplam 973 kenti, 32.125 mahallesi bulunuyor. Yani kent başına 36, mahalle başına ortalama 1.1 üç harfli zincir market düşüyor.

Bu marketlerin temel özelliği şu: Bize ucuz gıda satmak. Satabilmek değil, satmak. Oysa gıdanın tarlada, bahçede bir emeği var. Katma değerli hale geldiği fabrikada alın teri var. Bunların hepsi, gıdanın gerçek değerini oluşturuyor. Ama çiftçilerimiz, fabrikada çalışan emekçilerimiz ve mühendislerimiz kazanamıyor.

Kazanan; gıda satışını domine eden üç harfli zincir marketler. Bu marketlere özel markalı ürün üreten sermaye sahipleri. Süt üreticisi bir sermayedar, sütün litresini bize 45 liraya satarken, aynı sütü özel markayla bu marketlere yarı fiyatına veriyor. Çünkü market, bir ayda sattığından fazla süte satın alma garantisi veriyor. Sermaye sahibi de bu güvencenin arkasına sığınıp, besicilerimizden sütü yok pahasına alıyor.

Çiftçilerimiz, binbir emekle gıda üretiyor. Yakıt harcıyor, gübre alıyor, sulama yapıyor. Mahsulünü topluyor, değerini belirliyor ama satamıyor. Çünkü ürettiği gıdayı satın alabilecek sadece üç harfli market zincirleri var. Emeğin fiyatını onlar belirliyor.

Üç harfli marketler kazanıyor. Onlara özel üretim yapan sermaye sahipleri kazanıyor. Gıda fiyatlarının gerçek seviyesi ortaya çıkmadığı için AKP iktidarı da kazanıyor. Altta kalan bizler ise eziliyoruz.

Gıdaya Erişimde Büyüyen Eşitsizlik

Gıdaya erişim de adil değil. Doğu’ya, Güneydoğu’ya gitmeye gerek yok. Türkiye’nin tam ortasında yer alan, adı artık mahalle olmuş pek çok köyde bakkal bile yok. “Köy üretiyor, bakkala gerek yok” diyorlar. Oysa köyde herkesin ineği, tavuğu, buğdayı yok. “Köy dayanışır” diyorlar. Ama çiftçilerimizin, besicilerimizin dayanışacak ürünü bile kalmadı. Boğazlarından geçecek ürünü satıp zararlarını çıkarmaya çalışır hâle geldiler.

Köylerimizden kentlere göç bitmiyor. Köy nüfusumuz yaşlanıyor. Çiftçilerimiz ve besicilerimiz eziliyor. Gıdaya erişim daha da adaletsiz hale geliyor. Emekçiler köle gibi üç kuruşa çalışıyor. Mühendisler hor görülüyor. Peki bütün bunlar kimin için? Ne için?

Etiketler
gıda tarım Zincir Market