Gıda mühendisini ihmal etmek yıkımı büyütüyor

Yaşadığımız afeti bir kenara bıraktık. AKP afet bölgesinde inşaata girişti. Canlarımızla uğraşırken, yurttaşlarımızı defnedemezken ve acı içerisinde kıvranırken inşaat projeleri çizilmiş.

Plansızlık, rant ve menfaatçilik Türkiye’ye çok büyük bir yıkım yaşattı. Maraş Depremi’nin öncesinde de yaşadığımız yıkımlar vardı fakat dar bir etki alanında birkaç yurttaşımızı etkilediği için bir süre sonra bu yıkımları konuşmayı bıraktık. Türkiye gündemi saniyelik değişen, büyük olayları sıradanlaştırmış bir ülke artık.

30 Aralık’ta Aydın’da bir afet yaşadık. Bir gıda işletmesi tüp değiştirilirken havaya uçtu, 8 yurttaşımızı kaybettik. Maraş Depremi’ndeyse herkesin bildiği ama görmezden geldiği olay tekrar kendini gösterdi. Bazı gıda işletmeleri binaların kolonlarını kesmiş.

Kent dönüştürülürken gıda ihmal ediliyor

Yaşadığımız afeti bir kenara bıraktık. AKP afet bölgesinde inşaata girişti. Canlarımızla uğraşırken, yurttaşlarımızı defnedemezken ve acı içerisinde kıvranırken inşaat projeleri çizilmiş. İstanbul’da Deprem Bilim Kurulu toplandı. Kentin afetlere dayanıklı hale getirilmesi için olağanüstü bir çaba var. İmarlar belirleniyor, olağanüstü yetkiler veriliyor. Bu iki durumu yönetenlerin atladığı bir şey var. Kent planlanırken gıda ve gıda işletmelerinin yapısı ihmal ediliyor.

Bir kent planlanırken şehir planlamacılar, mimarlar, inşaat, ulaşım, jeofizik, jeoloji, deprem, ziraat ve gıda mühendisleri bir arada çalışmalı. Kentte ilk tespit edilecek yerler tarım alanları ve kentin içerisindeki gıda işletmelerinin nerelere konumlanacağı olmalı. Kent içerisindeki gıda işletmelerinden kastım fırınlar, restoranlar, gıda halleri gibi yerler. Bir yapının altına fırın kurmak için yapının otoparkı olacak, ısı ve ses yalıtımı olacak, trafiği etkilemeyecek gibi çeşitli şartlar var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bu düzenlemesinin denetlenmediğini hepimiz biliyoruz. Tüm bu şartlar uygun olsa bile yapılar hem gıda üretimi için hijyenik tasarım ilkelerine göre inşa edilmiyor hem de ne kadar iyi yapılırsa yapılsın yapı zarar görüyor.

Bunun haricinde büyük gıda işletmelerinin kentin içerisinde rezidansların konut görünen dairelerinde gıda ürettiğini biliyoruz. Üretilen gıdaların gıda güvenliği riskli, rezidansın o kısmında oturan yurttaşlarımızın canı tehlikede. Kentte fırın, restoran, üretim tesisi nerelerde olacak, gıda halleri nerelere kurulacak, market için nasıl yapılar inşa edilecek? Kimin canı nereye isterse. Bugünden sonra bunların hepsinin multidisipliner olarak belirlenmesi gerekiyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın hijyen eğitimleri

Fırınları, restoranları ve diğer gıda işletmelerinin yerlerini belirledik. Sorun çözüldü mü? Hayır, gıda güvenliği yine tehlikede. 10 personelden az çalışanı olan veya 30 beygir motor gücünden az beygir gücüne sahip olan gıda işletmesi gıda mühendisi çalıştırmak zorunda değil. Bakanlık yılda kaç kere denetliyor, nasıl denetliyor zaten kamuoyunun malumu.

Daha büyük bir sorun daha var. Gıda işletmelerinde çalışan emekçi yurttaşlarımız Milli Eğitim Bakanlığı’ndan zorunlu hijyen eğitimi almak zorunda. Bu eğitimi ve sertifikayı almazlarsa gıda işletmelerinde çalışamıyorlar. Bu eğitimleri gıda mühendisleri veriyor sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bu eğitimler hemşireler, ebeler, sağlık memurları, laborantlar ve biyologlar veriyor. Milli Eğitim Bakanlığı ısrarla bu hatadan da geri dönmüyor.

Gıda sermayedarlarının bilgisizliği

Yapı ve gıda emekçileriyle ilgili sorunları çözdük ama yine bitmedi. Bu sefer gıda güvenliği karşısında sermaye sahibi risk yaratıyor. Gıda işletmelerinin yüzde 80’i küçük ve orta birimdeki işletmeler. Sermaye sahiplerinin gıdayla ilgili bir bilgisi de genellikle olmuyor. Hatta çoğu gıda işletmelerinin ABCD Otomotiv, İnşaat, Turizm, Tekstil, Gıda, Nakliye Ltd. Şti. gibi çok alanda faaliyet gösterdiğini artık herkes biliyor. Sermaye sahibi kâr marjını artırmaya, maliyetleri kısmaya çalışıyor.

Gıda işletmesine sahip olan sermaye sahibi gıda alanı dışında faaliyet gösterememeli. Sermaye sahipleri meslek odalarından yetkinlik belgesi almalı ve periyodik olarak eğitim alarak bilgisini güncellemeli. Gıda güvenliğini riske attığında nelerle karşılaşacağını öğrenmeli.