“Gaf ya da itiraf değil” | Erdoğan’ın Hatay sözlerinin deşifresi: “Bu bir hegemonya inşası, teşkilatına işaret ediyor”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Hatay’da yaptığı konuşma aslında malumun ilamıydı. 6 Şubat depreminin yıktığı ve hala hayalet bir kenti andıran Antakya’da Erdoğan’ın “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, mahzun kaldı. Şu anda Hatay’daki mevcut yerel yönetim, maalesef şu deprem olayından sonra ‘bad-el harab-ül Basra’ oldu. Nerede belediye başkanı? Yok” şeklindeki cümleleri sosyal medyada infial yarattı.

Erdoğan'ın Hatay'daki sözlerine tepki yağdıSiyaset

“SİYASAL BEDEL ÖDEMEYECEĞİNİ BİLİYOR, AVANTAJ YARATMAYA ÇALIŞIYOR”

Erdoğan’ın açıkça “hizmet istiyorsanız bize oy vereceksiniz” demesi ve bunu aslında yalnızca depremin yıktığı Hatay’a değil tüm Türkiye’ye söylemesini tepki üstüne tepki yağdı.

30 yılı aşkın süredir Türkiye sağını yakından takip eden gazeteci Kemal Can, bu sözlerinin hiç beklenmedik sözler olmadığı görüşünde.

Sosyal medya hesabından paylaşımlarda bulunan Can, “Erdoğan’ın Hatay’da söyledikleri, gaf ya da itiraf değil. Bu tavrından dolayı bir siyasi bedel ödemesi riski şöyle dursun, bunu söyleyerek avantaj yaratacağını hesaplıyor. Teşkilatına, yerel seçimde çokça tekrarlanması gereken temalardan birini işaret ediyor. Bu tabloyu mümkün kılan, bu sözleri duyup alkışlayan kalabalıkların yaratılması. Ancak siyaseti tercih ve prensiplerden azade bir menfaat paylaşımı olarak gören ve gösteren yaklaşımın suç ortakları, bu sözlere hayret edenler arasında da çok rahat geziyor. Hatta gerçekçi bulunuyor” dedi.

ERDOĞAN HEGEMONYA İNŞA ETMEK İSTİYOR BAZI ADAYLAR İSE “SİYASET ÜSTÜ KERAMETİNİN SAVUNUCUSU”

Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerini “hegemonya inşası” olarak değerlendiren Kemal Can, buna siyaseten yanıt üretmek yerine yerel seçimlerde “hizmet belediyeciliği” kulvarında kalmayı tercih eden muhalefet pozisyonuna da itiraz ediyor.

“Bu bir fıtrat meselesi gibi ele alınmamalı. Bu bir iktidar (hegemonya) inşası. Çaresizliklerini hatırlattığınız rehineler (mahkumlar) daha ‘uysal’ hale gelirler. Her lütuf çok verimli olur. Bunun alternatifi ‘biz de veririz’ olursa, yapabilirliği yüksek olan daima fazla kazanır. Bazı siyasal iletişimciler, kampanya mühendisleri, danışmanlar, muhalefetin genel siyasi konuların dışında kalmasının ve ‘hizmet belediyeciliği’ üzerinden yürümenin çok doğru olacağı görüşünde. Bazı adaylar da bu yaklaşımın fanatiği ve ‘siyaset üstü’ kerametinin savunucusu. Yerel iktidarları tercih sorunlarından arındırılmış teknik yeterlilik veya liyakat meselesine indirgeyince, merkezi yönetimin desteğini almak, otomatik avantaja dönüşüyor, insanları heyecanlandıracak vaatlerin bulunması zorlaşıyor. Geriye ahlaki düşkünlük hayıflanması kalıyor.”

Kaynak: Gerçek Gündem