Ahmet Şık, Meclis'ten yurttaşlara seslendi: Siyasi parti kılığına girmiş bir suç örgütünün tahakkümüne son vereceğiz.

TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmasında yurttaşlara seslenerek "Bu karanlığın devam etmesine göz mü yumacağız? Sandıkta, kimi demiyorum, neyi seçeceğiz?" diye sordu.

Ahmet Şık, Meclis'ten yurttaşlara seslendi: Siyasi parti kılığına girmiş bir suç örgütünün tahakkümüne son vereceğiz.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Meclis Genel Kurulu'ndaki bütçe görüşmelerinde söz aldı.

Şık, İsmailağa Cemaati'ne bağlı Hiranur Vakfı'nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in kızı H.K.G.'nin 6 yaşında evlendirilmesi ve o yaştan itibaren cinsel istismara uğramasını bir kez daha Meclis gündemine getirdi.

Şık, konuşmasında "Türkiye’deki tarikatların, cemaatlerin, din şarlatanlarının gerçek yüzünü bir kez daha gördük! Ve yine kanıtlandı ki, AKP’yle temsil edilen siyasal İslam’ın ülkenin geleceğine dair sunabileceği hiçbir umut, hiçbir fayda yok. Kanıtı ise buraya gelip bakan kimliğiyle oturanların kendisi. Kutsal sarayınızı temsilen her gün gelip gidiyorlar. İyi de temsil ediyorlar. Çünkü gelip oturanlardan bir tekinin bile temiz sicili yok" dedi.

Şık, "Mesela Türkiye yargısına Fethullahçı virüsünün taşıyıcılarından birisi olan ve bu nedenle de bir siyasi rehine haline gelmiş kişi adalet bakanı. Memleketi kültürel olarak çölleştiren, SİT alanları içine kendi otellerini dikerek betonlaştırmak için çabalayan kişi kültür ve turizm bakanı. Bakanlığında cirit atan menzilcileri seyreden kişi sağlık bakanı, Öğrencilere 1 öğün yemeği çok gören kişi eğitim bakanı. Emekçinin haklarını gasp ederek zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul kılan kişi çalışma bakanı. İki yıldır bir cemaatin tümden ortak olduğu istismarı bilip de susan, tecavüzcülerin elini kolunu sallayarak gezmesine müsaade eden maalesef aile bakanı. Asgari ücretlilere “fakir fukara” diyen, zenginin parasını yoksulun maneviyatını seven kişi ekonomi bakanı" dedi.

Soylu'ya ilişkin de açıklamada bulunan Şık, "Bir de pis işlerinizin bakanı var ki evlere şenlik bir naylon kahraman. Uyuşturucu kaçakçısı, tecavüzcüsü, dolandırıcısı, vurguncusu, bozguncusu, çete lideri, beşli çetesine kadar her biri Soylu’nun başucunda. Ama kendisine, “Bizim için şeref sayfasısınız" diyeniniz var. Geçmişte küfrettiğinden hesap sormaktansa biat edip namert olmayı seçen biri şeref çıtanızı belirliyor" diye konuştu.

Soylu'nun ortaya çıkan fotoğraflarını da hatırlatan Şık, "AKP’nin yirmi yılına bakıyoruz, Soylu'nun fotoğraf albümündekileri bile kıskandıracak bir suç karnesi var önümüzde. Öyle bir karanlık yarattınız ki artık şunca olanın adı, iyilerle kötülerin savaşı!" ifadesini kullandı.

"SİZ İSTİSMARCININ YANINDASINIZ"

Şık şöyle devam etti:

"Taraf olmayan bertaraf olur" demişti ya reisiniz. Dönün bir bakın etrafınıza, siz esasen kimin yanındasınız?

Sistematik istismarını din sömürüsün altına gizleyenlerin yanındasınız.

Uyuşturucu baronlarının, rüşvetçilerin, ihaleye fesat karıştıranların, bu ülkenin varlıklarını talan edenlerin yanındasınız.

Bankaların, tefecilerin, holding patronlarının yanındasınız.

Belki gerçek yüzünüz görünmez umuduyla mollaların, tarikatların, cemaatlerin istediği karanlığın tam ortasında saklanmaktasınız!

Tam da bu uğurda bu ülkede yolsuzluğu, arsızlığı, hırsızlığı daha önce hiç olmadığı kadar normalleştirdiniz. Geleceğe umutla bakmaya çalışan herkesin umutlarını, hayallerini yok ettiniz.

Yani ne bahşettiğiniz düzene hayat denmesi ne de başımıza gelen bunca kötülüğe fıtrat ya da kader denmesi doğru.

MECLİS KÜRSÜSÜNDEN YURTTAŞLARA SESLENDİ

O yüzden tüm yurttaşlara sesleniyorum.

Genci, yaşlısı, kadını erkeği LGBTİ+'sı, tüm meslek gruplarından emekçileri, öğrencileri, Kürt’ü Türk’ü, Alevi’si Sünni'siyle herkese soruyorum:

Bu karanlığın devam etmesine göz mü yumacağız?

Sandıkta, kimi demiyorum, neyi seçeceğiz?

Nasıl bir Türkiye’yi seçeceğiz?

• Çocuklarımızı istismarcı cemaat/tarikatların elinde birer birer kaybetmeyi mi seçeceğiz? Laik, çağdaş, bilimsel eğitim veren, çocuklarını okullarda aç bırakmayan bir Türkiye’yi mi?

• Kendinden ve paradan başka bir şeyi gözü görmeyen, yurttaşları bizden olanlar ve düşmanlar diye ayırarak ülkeyi bölenlerin tahakkümü altında yaşamayı mı tercih edeceğiz? Herkesin birlikte barış içinde, eşit ve özgürce yaşadığı bir Türkiye’yi mi?

• Beşli çeteyi vergilerimizle semirten, modern köleliği "inşallah, maşallah" diyerek meşrulaştıran, yandaş sermayeye ucuz emek gücü yaratmaya kendini adamış siyasetçilerin olduğu bir Türkiye'yi mi seçeceğiz? Sosyal adalet tesis eden, yurttaşlarının onurlu ve mutlu bir yaşam sürdüğü, zenginlikte birleştiğimiz, eşit bir Türkiye’yi mi?

• Kirli bir düzenin hukuksuzluklarını meşrulaştıran sahibinin sesi bir medyanın olduğu Türkiye’yi mi seçeceğiz? Her şeye rağmen hakikati dile getirmekten vazgeçmeyen Timur Soykan gibi gazetecilerin olduğu bir Türkiye’yi mi?

• İktidarın suçlarını örtbas eden, parayı verenin adaleti satın aldığı bir yargının olduğu Türkiye’yi mi seçeceğiz? Evrensel hukuk normlarına inanan yargı mensuplarının olduğu bir Türkiye’yi mi?

• Tarikatların, cemaatlerin cirit attığı, orta çağ karanlığında bir ülkeyi mi seçeceğiz? Yoksa gözünü geleceğe dikmiş, her bir yurttaşın kimliğini tanıyan ve sahip çıkan bir Türkiye’yi mi?

Yapacağınız tercih, haysiyetimizin Saraylara rehin bırakılmadan nasıl bir ülkede yaşayıp yaşamak istediğimizi belirleyecek. Gücünü adalet ve eşitlikten değil kanunsuzluktan, kalabalık olmaktan, zorbalıktan ve ayrımcılıktan alan siyasi parti kılığına girmiş bir suç örgütünün tahakkümüne son vereceğiz.

Korkunun bizi yok etmesine izin vermeyerek Cumhuriyetin ikinci yüzyılında barış içinde, eşit ve özgürce yaşadığımız bir ülkeyi hep birlikte inşa edeceğiz.

Ve inanın hesaplaşacağız!"

Etiketler
Meclis Ordu İstanbul Ahmet Şık