Gamze Taşcıer: Devletin yapması gerekeni kurumlar STK'lar yapıyor

CHP Ankara Milletvekili ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi Gamze Taşcıer 8 Mart öncesi Türkiye’de kadın portresini değerlendirdi.

Gamze Taşcıer: Devletin yapması gerekeni kurumlar STK'lar yapıyor

CHP Ankara Milletvekili ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi Gamze Taşcıer 8 Mart öncesi Türkiye’de kadın portresini değerlendirdi.

DEVLETİN YAPMASI GEREKENİ KURUMLAR, STK’LAR YAPIYOR

Gamze Taşcıer BirGün’e yaptığı değerlendirmede kullandığı verilerin neredeyse tamamını çeşitli STK ve kurumlardan edindiğini ifade ederek şunları söyledi:

“ Her ay ve yıl sonlarında yaptıkları çalışmaları kamuoyu ile paylaşan, çok kıymetli sivil tolum kuruluşları ve demokratik kitle örgütleri, farkındalık oluşturmak ve sorunu çözmek adına atılması gereken adımları organize etmek için gerekli olan verileri topluyor. Bu veri toplama meselesi hayati önem taşıyor. Bu işin asıl sorumlusu elbette devlettir fakat bu sorumluluktan kaçan bakanlıkların görevini Bianet, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Umut Vakfı gibi çok değerli kurumlar üstlenmiş durumda.


VERİLERİN TOPLANMASI VE ANALİZİ ÇÖZÜM İÇİN OLMAZSA OLMAZDIR

İstanbul Sözleşmesi’ne de gönderme yapan Taşcıer, “ Verilerin toplanması ve analizi, sorunun çözümü için yapılacak çalışmaların ilki ve olmazsa olmazdır. Bu İstanbul Sözleşmesi’nin de maddeleri arasında yer alıyor. Bu verilerin yoksunluğuna GREVİO raporunda da yer verildi. Şöyle düşünelim; elinizde veri olmazsa; çözmek istediğiniz sorun hangi bölgede, çoğunlukla, hangi sebepten, nasıl yollarla yaşanmış bunları analiz etmezseniz sorunu çözmek için nasıl bir yol izleyebilirsiniz? Örneğin Umut Vakfı diyor ki 2018 yılında Türkiye’de 477 kadına silahlı saldırı gerçekleşmiş. 391 kadın silahla öldürülmüş. Bu bize bireysel silahlanma ile ilgili bir bilgi veriyor. Bireysel silahlanmayı engellersen, bununla ilgili yasalar koyarsan bu çözüm için katkı sunacaktır” dedi.

TEK BİR BAŞLIK DEĞİL TOPYEKÜN VE SİSTEMLİ BİR HAREKAT GEREKLİ


Türkiye’de kadın sorunlarının birçok başlığı olduğunu ifade eden Taşcıer, “ Sorunu başlık başlık ayırmak doğru fakat ayrı ayrı değerlendirmek sorunlu olur diye düşünüyorum. Örneğin kadınların eğitimini kadın istihdamından ayrı değerlendirmemek gerek ya da her şeyin başında kadınlar hayatta kalma mücadelesi veriyor, cinayetlere kurban gidiyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformuna göre 2018 yılında 440 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 317 kadına cinsel şiddet uygulandı. Bu sayı Bianet’e göre ise 2018'de en az 255 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Demek istediğim bir yaşam mücadelesi söz konusu. Bütün sorunlar elbette birbiri ile bağlantılı. Özetle kadın meselesine organik bir bütünlük içinde bakılmalı.

YÖK’E GÖRE VAR BİZE GÖRE YOK


Akademide kadın sayısına dikkat çeken Taşcıer, “ Yakın zamanda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği projesinin YÖK tarafından iptal edildiğini, adının Toplumsal Adalet olarak değiştirildiğini ve meselenin asıl can alıcı noktasına ket vurulduğunu izledik hep birlikte. Daha önce MEB de bu “proje sonlanmıştır artık” diyerek konuyu gündeminden çıkarıştı.

Bunların üzerine geçenlerde YÖK Başkanı Yekta Saraç’ın bir açıklaması ile karşılaştım ve hayret ettim doğrusu. Akademide kadın sayısının diğer ülkelere oranla fazla olduğunu ifade etmiş. 322 kadın dekan 17 de kadın rektörümüz varmış. Devlet üniversitelerinde 1388 dekanın 216’sı; vakıf üniversitelerinde 409 dekanın 106’sı kadın. Bu başarı, iktidarın bunca eşitsiz politikalarına rağmen, kadınların kendi başarısıdır.

Yönetenler kadın meselesine bu kadar duyarlıysa Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ifadesinden neden bu kadar rahatsız oldular? Bakın TÜİK verilerine göre Türkiye’de üniversite mezunu erkeklerde işsizlik oranı %9,9 iken üniversite mezunu kadınlarda bu oran %17,4. Bu açıdan bakarsan Sayın Saraç’ın verdiği rakamlarda akademide kadın temsiliyeti az da olsa var gibi. Fakat meseleyi nitelik açısından değerlendirdiğimizde toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı kurumlara, STK’lara ve demokratik kitle örgütlerine göre böyle bir temsiliyet yeterli değil.

BU OLUMSUZ TABLOYU BİZ KADINLAR RENKLENDİRECEĞİZ


Çıkan olumsuz tabloyu değiştirmek için kadınların yeterli güce sahip olduğunu ifade eden Taşcıer, “ Bu olumsuz tabloyu değiştirecek gücü haklılığımızdan alıyoruz. Hiç umutsuz değilim. Aksine kaşımızdaki örgütlü kötülüğün pili tükendi diye düşünüyorum. Biz çok daha güçlüyüz, enerjimiz yerinde ve kararlıyız. Elimizdeki renklerle bu tabloyu bizler değiştireceğiz, renklendireceğiz. Mücadelenin ve direncin daha köklü olduğu bir alan var mı? Mutlaka kazanacağız” dedi.

8 MART RESMİ TATİL OLMALI


8 Mart’ın kadınlar için önemine vurgu yapan Taşcıer; “ Dünya Kadınlar Günü'nün kökleri, işçi hakları hareketlerine dayanıyor ve 8 Mart Birleşmiş Milletler tarafından da Dünya Kadınlar Günü olarak kabul ediliyor. Pek çok ülkede Dünya Kadınlar Günü resmi tatil. Bu konuyu Meclis gündemine taşıyıp Kanun Teklifi hazırladım. İktidar, kadın cinayetlerinin artışını, istihdam konusunda yaşanan gerilemeyi görmezden gelerek kadın meselesinde çok yol kat ettiğini ifade ediyor her fırsatta. Madem bu kadar hassaslar bu teklif meclis açıldığında Genel Kurula gelmeli ve el birliği ile kanunlaşmalıdır” ifadelerini kullandı.

Etiketler
Ankara Milletvekili Türkiye