Ayten Öztürk’e destek açıklaması: Diri diri mezara gömülmesine seyirci kalmayacağız

Bir yıla yakındır ev hapsinde tutulan ve dört aydır ayağına elektronik kelepçe takılan Ayten Öztürk için yapılan basın açıklamasında, 6 aylık işkence sürecinin ardından yapılan hukuksuz yargılama ve verilen cezaya tepki gösterildi.

Ayten Öztürk’e destek açıklaması: Diri diri mezara gömülmesine seyirci kalmayacağız

GERÇEK GÜNDEM - FİLİZ GAZİ

Altı ay boyunca kendisine yapılan işkenceyi teşhir ettiği için iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Ayten Öztürk, 3,5 yıl cezaevinde tutuklu kalmasının ardından bir yıldır ev hapsinde tutuluyor. 22 Nisan 2022 tarihinde elektronik kelepçe takılan Öztürk İçin Beyoğlu’nda bulunan İnsan Hakları Derneği’nde basın açıklaması yapıldı.

Basın toplantısında 4 Eylül 2022 tarihinde düzenlenecek olan, "Emperyalizmin politikası; işkenceler ve kaçırmalar" konulu sempozyum duyurusu yapıldı.

Ayten Öztürk’e destek açıklaması: Diri diri mezara gömülmesine seyirci kalmayacağız - Resim : 1

“İŞKENCECİLER, AYTEN'İ 6 AYIN SONUNDA BIRAKMAK ZORUNDA KALMIŞLARDIR”

Açıklamayı Grup Yorum üyesi Bahar Kurt’un annesi Nagehan Kurt okudu. Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Siyasal iktidar, özellikle son yıllarda içeride ve dışarıda yaşadığı krizlerin sonucu olarak baskılarını daha da arttırmış, bu baskılar da esas olarak halkın en dinamik kesimi olan devrimcilere yönelmiştir.

Devrimcilere yönelik olarak işkence, kaçırma ve katletme gibi birçok pratik yaşanmış; bu şekilde halk teslim alınmak istenmiştir, 2018 yılında, Lübnan'da Refik Hariri Havalimanı'nda Lübnan polisi tarafından gözaltına alınıp resmi olmayan bir şekilde Türkiye'ye teslim edilen Ayten Öztürk de sosyalisttir, devrimcidir.

Ayten Öztürk'e Türkiye'de, Ankara'nın göbeğinde bir işkencehanede 6 ay boyunca işkence yapılmış; bu işkencelerin sonucunda Ayten Öztürk'ün vücudunda 898 yara açılmıştır. "Ayten Öztürk Nerede?" kampanyası sonucunda işkenceciler, Ayten'i 6 ayın sonunda bırakmak zorunda kalmışlardır. İşkenceyi devam ettiren yargı mensupları, işkence izlerinin geçmesi ve işkencenin teşhirini engellemek için Ayten Öztürk'ü tutuklamış ve 3.5 yıl tutsak etmişlerdir.

Ayten Öztürk, 3.5 yılın sonunda 2 ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilerek ev hapsiyle tahliye edilmiştir. Bu karar, istinaf mahkemesince onaylanmış ve Yargıtay'a gönderilmiştir. Yargıtay bu kararı onarsa, Ayten Öztürk tutuklanarak ömür boyu tek kişilik bir hücrede tutulacak.

TUTUKLANMA GEREKÇESİNİ ANLATTILAR

Ayten Öztürk'e ceza verilmesine gerekçe olarak, tüm dosya kapsamında sadece bir itirafçı sanığın soruşturma aşamasındaki beyanları gösterilmektedir. İtirafçı sanık Mesut Pekgöz, Ayten Öztürk için "Kaldırımda linç olayını izliyordu." demiştir. Bu linç olayı, 2008 yılında Okmeydanı'nda Selahattin C. isimli kişinin halk tarafından dövülmesi olayıdır. Olayın, linç edilen kişinin çocuk istismarcısı olması nedeniyle gerçekleştiği belirtilmektedir.

Sadece bir istismarcının linç edilmesini izlediği iddia edilerek Ayten Öztürk'e 2 ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesinin hukuki bir açıklamasının bulunmadığı açıktır. Ayten Öztürk bir seneyi aşkın zamandır ev hapsinde tutulmakta, artık hastaneye gidişine dahi izin verilmemektedir. Ayten Öztürk, bir devrimci, olduğu için cezalandırılmak istenmekte ve bu yolla da esas olarak halka gözdağı vermek, halkı sindirmek amaçlanmaktadır.

Biz bu toprakların devrimcileri / demokratları olarak; Ayten Öztürk'ün diri diri mezara gömülmesine sessiz kalmayacağız. Herkes bilsin ki, bu toprakların en soylu damarı olan devrimciler; halklara korku nesnesi değil, umut olacaktır.”

Açıklamada imzası olan kurumlar ise şunlar: Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, Devrimci Parti, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Kaldıraç, Sosyalist Meclisler Federasyonu, TAYAD'li Aileler.

AYTEN ÖZTÜRK’TEN MESAJ

Açıklamanın ardından söz alan Halkın Hukuk Bürosu'ndan Avukat Doğa İncesu, “Ayten Öztürk, Ankara’nın göbeğinde en ağır işkenceleri gördü. Önüne konan kağıtları imzalamadığı ve kimseye iftira atmadığı için 3,5 yıl cezaevinde kaldı.” diyerek Ayten Öztürk’ün mesajını okudu:

“Merhaba,

Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Bugün burada ülkemizdeki işkence gerçeğini teşhir etmek ve buna karşı birlikte mücadeleyi büyütmek için bir aradayız.

İşkence gördüğüm altı ay boyunca işkenceciler bana sesini kimse duymayacak dediler, ama ben hiç umutsuzluğa kapılmadım. Bedenimde 898 yara açtılar. Kör-karanlık bir hücrede havasız, güneşsiz, insansız bıraktılar. İşkencelerle dolu geçen o altı ay boyunca yanımda hep halkım, yoldaşlarım, dostlarım vardı.

Siz de biliyorsunuz ki, bana yapılan işkenceler ve adaletsizliklere direnen, mücadele eden tüm devrimci, demokrat kesimleri, ezilen-sömürülen halkı susturmak, sindirmek ve gözdağı vermek içindir. Kaçırma, kaybetme ve işkence politikası direnme hakkımızı da elimizden almayı ve dayanışma kültürünü yok etmeyi amaçlıyor. Bugün burada yaptığımız basın toplantısı dayanışmayı engelleyemediklerinin göstergesidir.

Dört yıldır işkencelere ve adaletsizliklere karşı mücadelemi çeşitli şekillerde sürdürüyorum ve sürdürmeye devam edeceğim. 4 Eylül 2022 tarihinde düzenlenecek olan, "emperyalizmin politikası; işkenceler ve kaçırmalar" konulu sempozyumda siz dostlarımı da orada görmeyi istiyorum.

Tüm bu işkence, baskı ve saldırı politikalarını birliğimiz ve dayanışmamızla boşa çıkaracağımıza olan inançla hepinize teşekkür ediyorum.

Ayten Öztürk - Ev Hapsinin 412. Gününde.”

HİKAYESİ TÜYLER ÜRPERTİCİ

Ayten Öztürk’ün mesajının okunmasının ardından İnsan Hakları Derneği, İstanbul Temsilcisi Ümit Efe söz alarak şunları kaydetti:

“Ayten Öztürk’ü insan hakları örgütleri olarak başından beri takip ediyoruz. Öztürk, bu ülkenin işkence karnesinin göstergesidir. İşkence, insan hakları ihlalleri, gözaltında kaybedilme, tecrit edilme ve şu anda da ev hapsi, ayak kelepçesi ve ağırlaştırılmış müebbet tehdidi altındadır. Çoğumuz hikayesini okuduğunda tüylerimiz diken diken oluyor. Genç bir kadın, tek başına 6 ay boyunca kaybediliyor ve akıl almaz işkencelerden geçiriliyor. Şu an sadece ev hapsi uygulanmıyor Ayten’e, ayak kelepçesi de uygulanıyor. Bütün bu yaşadıkları sonucunda sağlık sorunları için sağlığa erişim hakkı da engelleniyor.”