Sicilleri kabarık: Tarikatlar kapatılsın!

İstismar, ölüm, darbe girişimi skandallarıyla anılan tarikat ve cemaatlere tepkiler büyüyor. CHP ve HDP sıkı denetim gerektiğini savunurken İYİ Parti, “kilit vurulmalı” dedi.

Sicilleri kabarık: Tarikatlar kapatılsın!

Uşşaki tarikatı lideri Fatih Nurullah'ın 12 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunması nedeniyle tutuklanmasının ardından tarikat ve cemaat yapılanmalarının faaliyetleri yeniden gündeme geldi.

Muhaliflere, gazetecilere, akademisyenlere göz açtırmayan iktidar, tarikatların yasadışı faaliyetlerine ise göz yumuyor.

Birgün'den Hüseyin Şimşek'in haberine göre; AKP'nin cemaat ve tarikatlara sağladığı ayrıcalıkların istismar, yolsuzluk ve devleti ele geçirme girişimleri" olarak geri döndüğünü ifade eden muhalefet, "sıkı denetim" ve "kapatma" seçeneklerinin uygulanmasını istedi.

‘DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ VAR’

TBMM Adalet Komisyonu'nun CHP'li Üyesi Alpay Antmen, "Bu yapılarla ilgili yeni hukuki düzenlemelere ihtiyacımız var" dedi.

Laiklik ilkesi gereği din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması gerektiğini ancak AKP'nin bunun tam tersi yönde hareket ettiğini dile getiren Antmen, “Dinimizi saf bir şekilde yaşamamız çok önemli ama kendisine cemaat süsü veren oluşumların ticaret yaptığını, çocuklarımızı güç elde etmek için kullandığını görüyoruz. Bunun yanında çocuk yurtlarındaki denetimsizlik, adam kayırma olayları çok sayıda istismar vakasına neden oluyor. İktidarın bu din düşmanlarına karşı harekete geçmesi gerekirken her seferinde daha da koruyup kolladığına şahit oluyoruz” diye konuştu. Antmen, "Laiklik ilkesine sarılmalıyız. Cemaatlerin, vakıfların, tarikatların amaçları dışında faaliyette bulunmasını, insanları kandırmasını, çocukları istismar etmesini engellememiz gerekiyor" dedi.

Diyanet'in uzun süren sessizliğine tepki gösteren CHP Burdur Milletvekili Mehmet Göker, tutuklanan Nurullah’ın Kadir Mısıroğlu'yla yan yana fotoğrafını paylaşıp Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a "Her şeye bir açıklama yapan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, sapık tarikat şeyhi hakkında neden susuyorsunuz?" diye sordu.

‘TAMAMEN KAPATILMALI’

İYİ Parti Milletvekili Feridun Bahşi ise denetim yerine "komple kapatma" seçeneğinin uygulanması gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin şeyhler ve müritlerinin ülkesi olamayacağını dile getiren Bahşi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tarikatların kapısına kilit vurulmalıdır. Bu yapılar için denetim de yetmez. Bunlar doğrudan tarikat olarak hizmet göstermiyorlar. Vakıf olarak hizmetteler. Cumhuriyet düşmanı vakıf ve kuruluşlar, sapkın dernekler ihalelere girip devlete sızıyor. Öyle bir duruma geldiler ki girdikleri ihalelerle büyük sermaye gruplarına dönüştüler. Dinini yaşamak isteyenlerin tarikat gibi aracılara ihtiyacı yoktur.”

AKP'NİN VAR OLDUĞU ALAN

HDP'li Mahmut Toğrul ise yaptığı açıklamada, "Devleti idare edenlerin cemaat ve tarikatlara bu kadar anlayış göstermelerinin nedeni, iktidarın kendisini bu alanda var etmesidir" ifadelerini kullandı.

AKP'nin cemaati cesaretlendiren, güçlendiren, çeşitli alanlara girmelerine olanak sağlayan bir parti olduğunu kaydeden Toğrul, "Muhaliflere karşı yargıyı sopa olarak kullanan AKP, kendisini var eden cemaatlere ise göz yumuyor. Cemaatleri illa kapatmak gerekmez ama hiçbir cemaat devlette var olmak, yönetmek için bir çaba içerisine girmemelidir. Şu anda temel mesele, cemaat veya tarikatların devleti ele geçirmenin bir aracı gibi görülmesidir. Yakın geçmişte bunun zararlarını darbe girişimi dahil pek çok olayla yaşadık" şeklinde konuştu.

‘YOKSUL HALKI KUŞATIYORLAR’

SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen de tarikatların yoksul halkı kuşattığının altını çizdi. Türkiye’nin AKP iktidarında bir tarikat-cemaat devletine dönüştürüldüğünü dile getiren İşleyen, “FETÖ ile ittifakları ülkeyi kanlı bir darbe gecesine çıkarmıştı. Bugün de devlet başka tarikatlar-cemaatler arasında paylaştırılıyor. Halkın dini duyguları istismar edilerek kurulan bu tarikat-siyaset-ticaret ilişkisi bu rejimin tam göbeğinde yer alıyor” dedi.

İşleyen, bu tarikatların Türkiye toplumunun doğal bir parçası olmadığının bilinmesi gerektiğine dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı:

Bunların toplumun değerleriyle, halkın inançlarıyla asla ilgisi yok. Bu örgütlenmeler ABD’nin yeşil kuşak projesinin parçası olarak CIA eliyle oluşturulmuş kontrgerillanın parçasından başka bir şey değil. 12 Eylül’den AKP’ye uzanan karşı devrim sürecinde bu yapılar devletleştirildi.

Tarikatların kapatılması gerektiğini kaydeden İşleyen, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Türkiye’de gerçekten demokratik bir düzenin kurulması tüm tarikat-cemaat örgütlenmelerinin devlet yapısı içinden temizlenmeden gerçekleşemez. Halkın inancını sömüren bu tarikatlar, onlara bağlı tüm şirketler, okullar kapatılmalıdır. O nedenle bugün laikliği kazanma mücadelesi; toplumu kuşatan bu kirli odaklara karşı yürütülecek bir toplumsal aydınlanma mücadelesine dayanarak laik ve demokratik yeni bir Cumhuriyet’i kurma mücadelesi olmak zorundadır.”

***

Diyanet sessizliğini bozdu

Öte yandan istismarın önünü açan skandal fetvalarla gündeme gelen Diyanet İşleri Başkanlığı ise, tepkilerin ardından sessizliğini bozdu. Bakanlığın açıklamasında “İlim ve irfan ile alakası olmadığı halde, kendilerine menfaat devşiren din istismarcılarına karşı aziz milletimizi bir defa daha uyarıyoruz. Yargıya intikal eden bu olayın adli mercilerce en kısa zamanda tüm yönleriyle aydınlatılacağına ve hak ettiği en ağır cezanın verileceğine olan inancımız tamdır” denildi.

***

Tarikatların sicili epey kabarık

Cemaatlerin ve tarikatların neden olduğu istismar ve can kaybı vakalarına her yıl yenileri ekleniyor. Çocukların tarikat ve cemaatlerin elindeyken yaşadığı olaylardan bazıları şunlar:

♦ Geçen yıl Denizli’de Süleymancılar tarikatına ait yurtta kalan 12 yaşındaki erkek öğrenci, bir “hocanın” defalarca tecavüzüne uğradı, yurt müdürü olayın üstünü kapatmaya çalıştı. Yaşananlar, öğrencinin intihar notunun bulunmasıyla ortaya çıktı.

♦ İzmir’in Dikili İlçesi’nde 2017 yılında bir tarikat yurdunda 7 öğrenci temizlik görevlisi tarafından cinsel istismara uğradı. Temizlik görevlisi suçunu itiraf etti.

♦ Maraş’ta 2016 yılında Hamidiye Erkek Öğrenci Yurdu’nda kalan dört çocuk, çalışan bir öğretmen tarafından cinsel istismara uğradı.

♦ 2012 ve 2015 yılları arasında Karaman’da Ensar Vakfı ve Karaman Anadolu İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği’ne ait evlerde kalan çok sayıda çocuk cinsel istismara ve tecavüze maruz kaldı.

♦ Bursa’da 2011 yılında tarikat şeyhi Uğur Korunmaz, dergahına gelenlere cennet vaat ederek cinsel ilişkiye girdi. 47 yaşındaki “şeyh” tutuklandı. Onlarca müridinin şeyhe hem kendilerini hem de eşlerini sundukları ortaya çıktı. Şeyh, 188 yıl hapis cezası aldı.

***

Fırsat eşitliği ve laik eğitim sağlanmalı

Ülkede tarikatların durumuna ilişkin görüşlerini BirGün’e aktaran Profesör Dr. Esergül Balcı şu değerlendirmeyi yaptı:

Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması’na ilişkin yasa doğrultusunda konuya “Tarikatlar Kapatılsın” diyerek toptan çözüm önerebilirim. Bu önerinin uygulanması, bir yandan çok kolay, bir yandan da çok zor olabilir. Ancak bir akademisyen olarak bu noktaya nasıl ve neden gelindi, sorularına cevap vermek gerekir diye düşünüyorum. Tarikatların yasak olmasına rağmen, bu kadar gelişmesi çok partili hayata geçiş, siyasal İslam’a yönelme ve neoliberal ekonomi politikaları sonucu olmuştur. Siyasi partiler, tarikatları oy deposu olarak görmüşler, önce el altından işbirliği yapmışlar, ardından tamamen görmezden gelmişler, hatta iktidar paydaşı olmalarına neden olmuşlardır. Üstelik tarikatlar, giderek eğitim politikalarını da etkilemişlerdir. Tarikatların iktidar paydaşı olmalarının sonuçlarını 15 Temmuzda yaşadık, tarikatlar serpilip geliştikçe benzer sorunlarla tekrar karşılaşmayacağımızı kim garanti edebilir. Ekonomik durumu bozuk olan ve neoliberal politikalarla durumu giderek kötüleşen aileler, çocuklarını öğretmene duyulan güvenle, ya imam hatip okullarına ya da hiç değilse biraz eğitilsin ve evden bir boğaz eksilsin diyerek tarikatlara yönlendirdiler.

Tarikat ve cemaatler, güvenli olmayan bir dünyada güvenlik arayışı olup, girenlere sıcak, rahat, şiddetli yağmurda fırtınada sığınılan bir yer gibi gelmektedir. Bu, dünyada da böyledir. Ancak zamanla durum anlaşılır. İkna yolu ile toplu intiharlar, tecavüzler, tarikat yurdunda yanarak ölen çocuklar, kölelik düzeni. Kısaca sonuçta dini yozlaştırma ve dinden uzaklaştırma ortaya çıkar. Nitekim imam hatip okullarında deizmin artması buna kanıt olarak karşımıza çıkıyor. Gün geçmiyor ki bir tarikat mensubunun çocuklara yaptığı tecavüz haberi duyulmasın. En büyük mağdurlar, ne yazık ki savunmasız olan çocuklar ve kadınlar. Ezilenler her zaman zayıf ve güçsüzler oluyor, her türlü insanlık dışı davranışa maruz kalıyorlar. Çözüm olarak öncelikle yoksul ailelerin tarikatların eline düşmemesi için sosyal adalet ve fırsat eşitliği ile laik eğitim sağlanmalı, gerçek din öğretilmeli, Devlet çocuklarına sahip çıkmalıdır.

Etiketler
İYİ Parti HDP Tarikat