Erdoğan: Ekonomimiz güçlendikçe sözümüzün de itibarı arttı

Erdoğan, sanayide dışa bağımlılığın, milli güvenlik açısından en az siyasi bağımlılık kadar vahim bir durum olduğunu belirterek, "Ekonomimiz güçlendikçe, üretim kapasitemiz arttıkça, sözümüzün de itibarı arttı." ifadelerini kullandı.

Erdoğan: Ekonomimiz güçlendikçe sözümüzün de itibarı arttı

Kocaeli Üniversitesi Batı Kampüsü Sağlık Bilimleri Araştırma Merkezleri kapsamında Araştırma ve Uygulama Hastanesi Poliklinik ve Tıp Eğitimi Uygulama Merkezi, Semahat Aracı Onkoloji ve Palyatif Bakım Merkezi, Deneysel Tıp Araştırma ve Uygulama Birimi Merkezi ve Sağlık Bilimleri Enstitüsü Araştırma Laboratuvarları’nın açılışı gerçekleştirildi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca törende yaptığı konuşmada, "Sağlığa verdiğiniz önem ve sürekli artan desteğinizle bugün altyapısıyla iftihar ettiğimiz bir sağlık sistemine sahip bir ülkeyiz. Tüm dünyanın zor bir sınav verdiği pandemi döneminde bunu daha iyi fark ediyoruz. İhtiyaç halindeki tek bir vatandaşımızın bile vaktinde ve sağlıklı bir sağlık sisteminde sorun yaşanmayan bir Türkiye hedefine adım adım ilerliyoruz. Sağlıkta çağ atlayan bir Türkiye dönemini inşa ettik. Her geçen gün güçlenen sağlık sistemimiz 21. yüzyıla Türkiye’nin adını sağlık ülkesi olarak yazdıracaktır" dedi.

'TEDBİRLERE UYARSAK BU SALGINI BİRLİKTE YENECEĞİZ'

Salgın riskinin ortadan kalkmadığını ifade eden Bakan Koca, "İnsan gücünün niceliği ve niteliği artırılarak sağlık çalışanlarımız üzerindeki iş yükünün azaltılması, aile hekimlerimizin üzerindeki nüfus yoğunluğunun azaltılması stratejik bir alanımızdır. İlaç ve tıbbi cihazda dışa bağımlılıktan kurtulmalı, önemli oranda teknoloji ihraç eden ülke olmalıyız. Bu alanlardaki atılımlarımız üretim ve hizmet sektörünün dinamizmi yanında üniversitelerimizin akademik başarılarına bağlıdır. Birlikte bir sinerji oluşturabildiğimiz takdirde güçlü olduğumuza inanıyorum. Pandemi, etkisini tüm dünyada sürdürüyor. Bütün vatandaşlarımız risk altında olmasına rağmen mücadele ön safta olan sağlık çalışanları bu riske herkesten fazla maruz kalıyor. Bu yüzden başta doktorlarımız olmak üzere sağlık çalışanlarımızdan da kayıplarımız oldu. Salgın riski ortadan kalkmış değil. Normalleşme mücadeleden geri adım atmak anlamına gelmemelidir. Kontrollü sosyal hayat kapsamında maske ve mesafe kuralına her zamankinden fazla uymalı temizliğe her zamankinden daha fazla önem vermeliyiz. Tedbirlere uyarsak bu salgını inşallah hep birlikte yeneceğiz" diye konuştu.

'TÜRKİYE OLARAK BU SÜREÇTE SAĞLIK SİSTEMİMİZİ TEST ETME İMKANI BULDU'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, toplam yatırım bedeli 147 milyon TL'yi bulan sağlık tesislerinin hayırlı olmasını dileyerek, "Şimdiye kadar dünya genelinde yaklaşık 750 bin kişinin hayatına mal olan koronavirüs salgını, pek çok gerçeğin görülmesine sebep olmuştur. Bu salgın sağlık yatırımlarının önemini göstermenin yanı sıra, sosyal devlet anlayışının da değerini ortaya koymuştur. Salgın döneminde pek çok gelişmiş ülkenin sağlık sistemlerinin çöktüğüne şahitlik ettik. Ekonomik güçlerine rağmen tedarik zincirini devam ettiremeyen, kamu düzenini sağlayamayan devletler gördük. Bırakın vatandaşlarına, sağlık personeline dahi maske, tulum, koruyucu tıbbi malzeme temin edemeyen ülkeler oldu. Özellikle yaşlı bakım evlerinden yansıyan görüntüler bir ibret ve utanç vesikası olarak hafızalara kazınmıştır. Elbette her bir ülkenin bu yaşananlardan alacağı dersler vardır. Türkiye olarak, biz de bu süreçte sağlık sistemimizi test etme, güçlü ve zayıf yönlerimizi görme imkanı bulduk" dedi.

Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Muhalefetin sürekli eleştirdiği, gereksiz dediği sağlık yatırımlarımızın kıymeti, salgın döneminde çok iyi anlaşılmıştır. Aslında muhalefet, modern sağlık kuruluşundan ne anladığını, meşhur sahra hastanesi skandalıyla ifşa etmiştir. İstanbul’daki acil durum hastanelerimizi, Başakşehir Çam ve Sakura gibi devasa sağlık tesislerini diline dolayanlar, vatandaşlarımıza derme çatma fuar alanlarını sahra hastanesi diye yutturmaya çalıştılar. Yönettikleri mahalli idarelerde toplu taşıma hizmetlerini dahi salgın şartlarına uygun olarak sunmayı beceremediler. Şov yapmaktan, karamsarlık aşılamaktan, yalan yanlış bilgilerle evham oluşturmaktan, kendi asli görevlerini yapmaya fırsat bulamadılar. Tüm bunlara rağmen hamdolsun, güçlü sağlık altyapımız ve tüm sağlık çalışanlarımızın fedakarlığı ile en kritik evreyi başarıyla atlattık."

'SALGIN TEHDİDİ ALTINDAKİ HİÇBİR VATANDAŞIMIZI HASTANE KAPISINDAN GERİ ÇEVİRMEDİK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 83 milyonun her bir ferdine birinci sınıf sağlık hizmeti sağladıklarını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Diğer pek çok yerde yaşanan can sıkıcı, utanç verici görüntülerin hiçbiri ülkemizde yaşanmadı. Maddi imkanı ne olursa olsun, bu zorlu süreçte 83 milyonun her bir ferdine birinci sınıf sağlık hizmeti sağladık. Ne vatandaşlarımız tedavi hizmetlerine erişimde ne de sağlık çalışanlarımız koruyucu sağlık malzemelerine ulaşımda hiçbir sıkıntı çekmedi. Salgın tehdidi altındaki hiçbir vatandaşımızı hastane kapısından geri çevirmedik, hiçbir hastanın tedavisini ihmal etmedik. Bilhassa şehir hastanelerimiz salgın döneminde en çok istifade ettiğimiz, en çok gurur duyduğumuz sağlık tesislerimizden biri oldu. Sadece sağlık hizmetlerini en yaygın ve üst düzeyde vermekle kalmadık, aynı zamanda yeni yatırımlarla sağlık altyapımızı tahkim ettik. Kendi vatandaşlarımızın ihtiyaçları yanında bugüne kadar 150 ülke ve 6 uluslararası kuruluşun sağlık malzemesi desteği talebini biz karşıladık. Yurt dışında bulunan 90 binden fazla vatandaşımızı kurduğumuz hava, kara ve deniz köprüleri ile ülkemize getirdik. İnşallah bundan sonra da atamız Kanuni Sultan Süleyman’ın o veciz ifadesinde buyurduğu şekilde, ‘Halk içinde muteber nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes, sıhhat gibi’ düsturuyla çalışmayı sürdüreceğiz."

MASKE UYARISI

Cumhurbaşkanı Erdoğan koronavirüs nedeniyle maske uyarısında bulunarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Başta Kocaelili kardeşlerim olmak üzere tüm vatandaşlarıma ‘Tamam’ diyerek temizlik, maske, mesafe kurallarına riayet etmelerinin önemini hatırlatmak istiyorum. Maalesef maskesini takmayan veya maske bulundurup da çenesinin altında barındıran vatandaşlarım var. Yanlış yapıyoruz. Bütün bunlar bize bir şeyi ikaz etmeli. Allah göstermesin, bütün bu süreç içerisinde vefat edenlerin sayısını duyuyorsunuz, görüyorsunuz. Öbür tarafta hastanelerde maalesef şu anda yer alanların durumunu görüyorsunuz. Biz bu ihmallerden çok çektik. Açık plajlar, vesaire… Lütfen bu dönem içerisinde bunları bırakalım. Sabırla şu dönemi atlatmaya gayret edelim. Hiçbirimizin ihmalkar davranarak ne kendimizin, ne de sevdiklerimizin sağlığını riske atma lüksü yoktur. Bizim inancımızda önce tedbir sonra tevekkül gelir. Rehavetin, duyarsızlığın, kurallara karşı kayıtsız davranmanın sonu ya pişmanlıktır ya da hastalıktır. Vatandaşlarımdan salgına karşı tedbiri elden bırakmamalarını, hayatlarını idame ettirirken muhakkak kurallara uymalarını istirham ediyorum."