CHP Genel Başkan Eski Yardımcısı Nihat Matkap: Delegelik sistemini iptal etmeliyiz

CHP Genel Başkan Eski Yardımcısı Nihat Matkap Hatay İl kongresinde konuştu.

CHP Genel Başkan Eski Yardımcısı Nihat Matkap: Delegelik sistemini iptal etmeliyiz

CHP Genel Başkan Eski Yardımcısı Nihat Matkap Hatay İl kongresinde konuştu.

Matkap yaptığı konuşmada, “Parti Üyelerimizi gönüllülük temelinde sürekli görev yapar duruma getirmeliyiz. Delegelik sistemini iptal etmeliyiz. Bunu beş on yıl önce yapamazdık ama günümüzdeki teknolojik gelişmeler ve dijital sistem buna imkan veriyor”

CHP Genel Başkan Eski Yardımcısı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Nihat Matkap’ın yaptığı konuşmanın satır başları şöyle:

KONGRELERİMİZİN İKTİDAR KONGRELERİ OLDUĞUNA İNANIYORUZ

“Tam bir yıl önce Mart sonunun bahar olacağına inanmıştık, Mart’ın sonu Bahar oldu. Her şeyin güzel olacağına inanmıştık, Her şey güzel oldu. Şimdi de kongrelerimizin iktidar kongreleri olduğuna inanıyoruz, bütün gelişmeler de bu inancımızda haklı olduğumuzu gösteriyor.

Bildiğiniz gibi son aylarda AKP’de büyük kopmalar yaşanmıştır. Kopanların bir kısmı partilerini kurmuş, diğerleri de kurmak üzeredir. Bu iki yeni partiyle birlikte ülkemizde siyaset hayatı biraz daha renklenmiş ve zenginleşmiştir.

‘MİLLET İTTİFAKI’ İSMİYLE TANIMLANAN BLOKUNUN LOKOMOTİFİ CHP’DİR

İki yeni partinin mutlaka muhtelif özellikleri vardır ancak bizi ilgilendiren en temel özellikleri kurucu kadrolarının ülkemizi 18 yıldır yönetmekte olan AKP’nin önemli görevlerinde bulunmuş kişiler olmalarıdır.

Yine bildiğiniz gibi siyaset alanımız iki bloklu yapıya dönüşmüştür. ‘Cumhur İttifakı’ olarak tanımlanan iktidar blokunun lokomotifi AKP, ‘Millet İttifakı’ ismiyle tanımlanan blokunun lokomotifi CHP’dir.

Gerek Cumhur ittifakında yer alan siyasal partiler gerekse Millet ittifakında yer alan siyasal partiler il kongrelerimizi dikkatle izlemektedirler.

Daha önemlisi 28 Mart tarihinde yapılacak 37. Olağan kurultayımızı yalnız Türkiye değil bütün dünya izleyecektir. Çünkü hem Türkiye’de hem de dünyada ülkemizde yapılacak ilk genel seçimde bir iktidar değişikliği beklentisi vardır. Bu nedenle 37. kurultayımızda genel başkanımızın sunacağı güncel hedef, iddia ve projeler ABD, Rusya, Avrupa Ülkeleri Uzakdoğu ve Ortadoğu Ülkeleri tarafından dikkatle izlenecektir. Çünkü Türkiye’de gerçekleşecek iktidar değişimi tüm dünyanın ekonomisi, demokrasisi ve barışı açısından büyük önem arz etmektedir.

Genel başkanımızın kurultayımızda sunacağı yol haritasına 81 il kongrelerimizde yapılan değerlendirmeler ve sunulan öneriler önemli ölçüde kaynaklık edecektir. Bugün seçilecek il başkan ve il yöneticilerimizin ilk işi bugünkü kongremizde gerek Türkiye gerekse partimizin geleceğine ilişkin konuşulan hususları bir rapor halinde genel merkezimize iletmek olmalıdır.

Bu çerçevede CHP’nin kritik kademelerinde görev yapmış bir arkadaşınız olarak sizlere tespit ve önerilerimi sunmak istiyorum.

KUVVETLER AYRILIĞI PRENSİBİ YERLE BİR OLMUŞTUR

Tek adam rejimiyle birlikte devlet yapımız çöküntüye uğramıştır.

Bürokrasi öz güvenin kaybetmiş, Kamu kurumları görev yapamaz hale gelmiştir.

Demokrasimiz ağır yara almıştır.

TBMM işlevini kaybetmiş şekli bir kurum haline dönüşmüştür.

Üniversitelerimiz özerkliğini kaybetmiştir

Yargı bağımsızlığını kaybetmiştir.

Kuvvetler ayrılığı prensibi yerle bir olmuştur.

Dış politikamız tanınmaz haldedir.

Ekonomi üretken özelliğini kaybetmiştir.

İşsizlik, yoksulluk ve mülteci sorunları sosyal hayatı felce uğratmıştır.

Uzun yıllardır hayat tarzı, inanç yapısı ve etnik kimlik üzerinden yürütülen kutuplaştırma siyaseti toplumsal dayanışma duygularını köreltmiştir.

ÖNÜMÜZDEKİ 28. MİLLETVEKİLİ DÖNEMİ ‘RESTORASYON’ DÖNEMİ OLARAK İLAN EDİLMELİ

Parti sözcülerinin değerlendirmelerine bakıldığında yeni kurulan iki parti dâhil muhalefet blokunun bu sorunlar üzerinde mutabakatı görülmektedir. Sorunlar üzerinde mutabakat olması çok önemlidir. Çünkü sorunlar üzerindeki mutabakat çözümler konusunda mutabakatı kolaylaştırır.

Benim yol haritası veya eylem planı konusundaki önerilerim şunlardır;

1.İki yeni parti dâhil Muhalefet blokuna mensup partiler kendi aralarında acilen çözüm önerileri üzerinde uzlaşma arayışı için çalışma gurupları kurulmalıdır.

2.Önümüzdeki 28. Milletvekili dönemi ‘restorasyon’ dönemi olarak ilan edilmeli.

3.Restorasyon dönemi için bazı temel konularda mutabakatlara varılmalıdır;

a. İlk mutabakat, parlamenter demokrasiye yeniden geçiş üzerinde sağlanmalı.

b. İkinci mutabakat, tarafsızlığına güvenilir siyaset deneyim ve birikimi olan ortak bir Cumhurbaşkanı adayı üzerinde sağlanmalı. Muhalefet Blok’unda yer alacak partiler ayrı ayrı Cumhurbaşkanı adayı çıkarırlarsa tek adam rejimine güç katar. Şimdi ki Cumhurbaşkanının ekmeğine de yağ sürer.

c. Üçüncü mutabakat, yürürlükte olan siyasal sistem gereğince seçilecek Cumhurbaşkanı tarafından atanacak bakanların blokta yer alan partilerin oy oranlarına göre dağılımı olmalıdır.

d. Dördüncü mutabakat, bu amaçlar ve sorunlara dönük anayasal ve yasal değişiklikler üzerinde uzlaşma sağlanması olmalıdır.

PARTİ ÜYELERİMİZİ GÖNÜLLÜLÜK TEMELİNDE SÜREKLİ GÖREV YAPAR DURUMA GETİRMELİYİZ

CHP olarak muhalefet blokunun lokomotifi pozisyonunda olmamız çok önemli. Bu pozisyonumuzun korunması açısından kurumsal işleyiş konusunda parti olarak bazı atılımlar yapma ihtiyacımız vardır. Katılabildiğim İlçe kongrelerinde bu konudaki düşüncelerimi açıklamıştım. Huzurunuzda bir kez daha açıklamak istiyorum.

CHP, yapısal olarak üye-örgüt-kadro ve program partisidir. Ancak kurumsal işleyişimiz bu tanıma yeterince uymamaktadır. Üyelerimizin birikim ve enerjilerinden sınırlı şekilde yararlanmaktayız. Üyeler iki yılda bir ilçe kongre delegelerini seçerken görev yapmakta seçilen delegelerde iki yılda bir kongrelerde oy kullanarak görev yapmaktadır.

Parti Üyelerimizi gönüllülük temelinde sürekli görev yapar duruma getirmeliyiz. Delegelik sistemini iptal etmeliyiz. Bunu beş on yıl önce yapamazdık ama günümüzdeki teknolojik gelişmeler ve dijital sistem buna imkan veriyor.

Bunu sağlamak için sistem önerim şöyledir;

Parti içi iletişim, denetim ve aidat ödeme kriterleri ile üyelerimizin statüsünü yeniden belirleyeceğiz. Öncelikle tüm üyelerimize kendileriyle elektronik ortamda iletişim kurmak için şifre vereceğiz. Şifre verdikten sonra üyelerimize zaman zaman bazı konularla ilgili görüşlerini soracağız. Örgütler, Belediye Başkanları ve Milletvekillerinin çalışmalarından memnuniyetlerini periyodik aralıklarla soracağız. Bu sorulara elektronik ortamda şifrelerini kullanarak peş peşe üç defa cevap vermeyen üyelerin şifresini bloke edeceğiz. Aynı şekilde peş peşe üç ay aidatını ödemeyen üyelerin de şifresini bloke edeceğiz.

ÜYELER: “ŞİFRESİ BLOKE OLANLAR VE OLMAYANLAR DİYE İKİ STATÜDEN OLUŞACAK”

Böylelikle genel merkez üye kayıt kütüğümüz, şifresi bloke olanlar ve olmayanlar diye iki statüden oluşacak. Diğer bir ifade ile uzun zamandır partimizin gündeminde olan aktif üyeler pasif üyeler kütüğü oluşacak. Aktif üye sayımız ilk etapta toplam üye sayımızın belki de yüzde kırkı oranında olacak ama hiç önemli değil. Sonraki aşamada şifresi bloke olmayan üyelerimizi motive etmek ve sayılarını çoğaltmak için onları parti içi kararlara katmayı kurumsal hale getireceğiz. Örgüt seçimlerini onlar yapacak. %5 yasal kontenjan adayları haricindeki tüm milletvekilleri adaylarını kendileri seçecek. Belediye başkan adaylarını kendileri seçecek. Üyelerimizin birikim ve dinamizminden yararlanacağımız bu sistemi kurmamız halinde partimize büyük bir güç katmış oluruz.

Tüzüğümüzün 7. Maddesindeki asgari üye aylık aidat miktarını 1 TL. den 10 TL .ye çıkarmalıyız. Bu artışlardan kaynaklanan geliri de il ve ilçe örgütlerimize aktarmalıyız. Bu konudaki tüzük değişikliğini 37. Olağan kurultayımızda yapabiliriz

Etiketler
Hatay Kongre