Rasim Ozan Kütahyalı: O gün Ahmet Çakar bana tuhaf seksüel bir video gösterdi

Güneş gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, 16 Aralık'ta kaleme aldığı yazısında 17 Aralık 2013 sürecinde yaşadıklarını anlattı.

Rasim Ozan Kütahyalı: O gün Ahmet Çakar bana tuhaf seksüel bir video gösterdi

Güneş gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, 16 Aralık'ta kaleme aldığı yazısında 17 - 25 Aralık sürecinde yaşadıklarını anlattı.

Kütahyalı, 16 Aralık akşamı Beyaz Futbol programında yaşadığı olayı "Çakar “Seninle ilgili Twitter’dan bir şeyler yaydılar ama sana benzeyen bir adam, sen değilsin. Sana karşı bir komplo var” diye bir tuhaf seksüel bir video gösterdi." diyerek anlattı.

İşte Kütahyalı'nın 16 Aralık'ta yayımlanan köşe yazısı:

Bugün 16 Aralık... 7 sene öncesi Türkiye’nin kaderini ve siyasi rotasını değiştiren 17 Aralık 2013 FETÖ darbe teşebbüsünden 1 gün öncesi...

*

Hiç unutmuyorum 16 Aralık 2013 pazartesi günüydü. O aralar Gülenistlerden bir hareket, bir girişim bekliyorduk.

*

Nitekim 14 Aralık 2013 günü de köşemde bir taarruz beklediğimi yazmıştım ben.

*

16 Aralık günü Beyaz Futbol vardı. Tam 17 Aralık geceyarısı program bitimine doğru Ahmet Çakar’ın gözleri faltaşı gibi açıldı. Yanında oturan Ümit Özat’a birşeyler gösterdi.

*

Ümit de şaşırdı ve ikisi de şok olmuş biçimde bana baktılar. Henüz canlı yayın sürüyordu. Elleriyle bir işaretler yaptılar.

*

Program bitti. Çakar “Seninle ilgili Twitter’dan bir şeyler yaydılar ama sana benzeyen bir adam, sen değilsin. Sana karşı bir komplo var” diye bir tuhaf seksüel bir video gösterdi.

*

Bana benzeyen yada benzetilmiş ama benden daha şişmanca çıplak bir adam, bir elinde sigara öbür elinde 2.5 litre kolayı dikerek içiyor. Tuhaf bir bilekliği var.

*

Sözde gizli yatak çekimi yapılmış. Bu 2.5 litre kola ve sigara içen adamın karşısında erkek mi kadın mı belli olmayan biri var. Tam klasik FETÖ tarzı kumpas.

*

Eve geldim, saat epey ileriydi. Nagehan tam uyumamıştı. O’na da durumu anlattım. 16 Aralık gününü 17 Aralık’a bağlayan geceyarısındayız.

*

Dedim ki... “Bu saçmalık büyük bir taarruzun öncülü olabilir. Bunlar beni oyalamak ve kendilerine karşı taarruzumu frenlemek için böyle bir kumpasa giriştiler muhtemelen. Büyük bir bomba patlayabilir”

*

17 Aralık 2013 sabahı uyandığımızda ise o büyük bomba patlamıştı. FETÖ’nün sivil hükümeti indirmeye yönelik Emniyet-Yargı darbe teşebbüsü başlamıştı.

*

Aynı 16 Aralık 2013 gününün sabahı ise ben gazete köşem için bir yazı kaleme almıştım...

*

Aslında gelmekte olan ama henüz muhtevasını bilmediğimiz FETÖ darbe teşebbüsünü haber veriyordu kaleme aldığım yazı.

*

16 Aralık 2013 günü kaleme aldığım yazının başlığı şuydu: “Devlet Adamı değilsin Devlet memurusun ey polis şefi”

*

Bu yazı başlığı askeri vesayeti bitirme sürecinde bir seri halinde kaleme aldığım “Devlet Adamı değilsin devlet memurusun İlker Paşa” başlıklı yazılara göndermeydi.

*

O zaman mücadele ettiğimiz askeri vesayet zihniyeti yerine şimdi karşımıza Gülenist polis-yargı vesayeti zihniyeti çıkmıştı.

*

16 Aralık günü darbeden önce yazıp yolladığım ve 17 Aralık’ta Salah’ta yayınlanan yazım şöyleydi...

*

“ Emniyet-Yargı cuntası meselesi çok kritik... Bu arkadaşlar bu aralar öyle coştu ki artık kendilerini kamufle etme ihtiyacı duymadan bazı gazetelerden doğrudan Başbakan'a ve sivil hükümete saldırabiliyorlar.

*

Sonuna kadar bu mücadelesinde meşru ve seçilmiş Başbakan Tayyip Erdoğan'dan yana olduğum için de bana da dalıyorlar.

*

Talimatla attırdıkları manşetlerin ve yaptırdıkları kara propaganda haberlerinin hepsinin tespit edildiğini anladılar besbelli. Artık açıktan oynuyorlar ve açıkça kara propaganda yaptırıyorlar.

*

Hepsi devlet memuru olan ve hâlâ görevde olan bu polis şefleri açıkça demokrasiye meydan okuyor artık.

*

Bu duruma karşı da çok az kişi sesini çıkarabiliyor. Bir memurun seçilmiş hükümet ve Başbakan aleyhine faaliyet yürütmesinin suç olduğunu unuttu galiba bu polis şefleri ve yargı mensupları.

*

Ey adı bende saklı polis şefleri. Devlet adamı değil devlet memurusunuz.

*

Haddini bilmeyen generallere seslendiğim şekilde şimdi de aynen size sesleniyorum: Herkesi susturabilirsiniz ama ben susmam.

*

Kafamı da kesseniz ben sivil siyasetin yanında olacağım. Dağıtın şu kurduğunuz Emniyet-Yargı cuntasını.

*

Cin şişeden çıktı. Türkiye bir daha vesayet günlerine dönmeyecek.

*

Evet o gün yani tam 7 sene önce bugün 16 Aralık 2013 günü kaleme aldığım ve 17 Aralık 2013 günki Sabah gazetesinde yayınlanan yazım böyle bitiyordu.

*

Türkiye’nin kaderini değiştirecek o FETÖ polis-yargı darbe teşebbüsü ise henüz o gün başlıyordu. 17 Aralık 2013...

*

Bu hikayenin detaylarını anlatmaya ileriki yazılarda devam edeceğiz...

Etiketler
Rasim Ozan Kütahyalı Kütahya