Turkuvaz medyayı dava eden Berna Laçin susan sanatçılara sert çıktı

Türkiye'de benzeri görülmemiş bir TV ambargosu yaşayan Berna Laçin, Turkuvaz Medya'ya dava açtı. Berna Laçin, boyun eğmeden oyununu oynuyor ama AKP medyasının ona yönelik keyfi ambargosu da sürüyor. Laçin Cumhuriyet'e konuştu.

Turkuvaz medyayı dava eden Berna Laçin susan sanatçılara sert çıktı

Hilal Köse'nin Cumhuriyet'teki röportajından ilgili bölüm şöyle:

"Bu kadar ikiyüzlülük karşısında kalbim kırıldı tabii ki ama yıkılmadım. Koronadan ülkecek sağ salim çıkabilelim diye bakıyorum. Onlar kura bakmıyor ama ben bakıyorum. Ve ülkemiz iflas edecek diye çok korkuyorum. Ebleh, şapşal troller “Beğenmiyorsan git” diyor. Ben de diyorum ki “Beğenmediğim ülke değil ki sizsiniz.” İmkanı olsa ilk önce gidecek olanlar söylüyor bunu. Gitmiyorsak bu ülkeyi sevdiğimizden, mücadelemiz bunun için" diyor.

Sizi dinlerken, bir yandan da sizi nasıl üzdüklerini düşünüyorum… Karadeniz turnesinde olanları... Tam da 30. yılınızı kutlarken. Neden?

Şahsıma ve bana (gülüyor) yapılmış bir küçük politikacı hareketiydi. Kraldan çok kralcı olanların maalesef liyakatin olmadığı ülkemizde kendilerini gösterme çabalarının çirkin bir tezahürüydü. Bunu yapanlar üç gün sonra Allahlarından buldu. Samsun’da sahneyi vermediklerinde, “Şimdi kadın direnişi göreceksiniz” dedim onlara ve oynadım. Kadının gücü başka bir şey. Koronada bile kadınlar o kadar kötü olmuyor anacım. Sepilleştirme beni. Bizde iki x var (gülüyor).

Sonra Ordu’da aynı şeyi yaşadınız...

Ordu’da Baro’ya oynayacağım. Bana dediler ki “Yasaklandık.” Kadına şiddete karşı olan oyunumu, kadınlar gününde oynamaya giderken bir kadın olarak engelleniyorum. Ordu milletvekili Cemal Enginyurt, çıktı “Kim reisçi kendini göstersin” diye tweetler döşendi belediye başkanına.

Ordu’da da bir düğün salonunda oynadım. Seyirci beni görsün diye sandalyenin üzerine çıktım, bin küsür kişi var, bende mikrofon yok… Enginyurt’a “Ben 30 senedir geliyorum buralara, dün başka parti vardı, bugün başka parti var, yarın başka parti olacak ben yine gelirim ama sen burada olmayacaksın” dedim. Enginyurt’u üç ay sonra ihraç ettiler. Bu kadar hızlı olacağını düşünmemiştim. “Doğruları söyleyince böyle oluyor acı bir şekilde öğrendim” dedim ona. Oh olsun demedim.

AMBARGOYU YENİ MAHKEMEYE TAŞIDIM

O dönem yoğundunuz ama sonradan düşününce en çok neye kırıldınız?

Bütün bunlar beni kırmadı. Çabuk yara almam, yoksa ölmem lazım, troller neler yazıyor. “Roket at böyle ölmem” diyor ya gençler, çok seviyorum bu lafı. Trol deyince başı boş insanlar akla gelmesin, onları yöneten resmi görevde insanlar var.

Havuz medyasının ambargosu geldi bir süre sonra...

Pandeminin göbeğinde, tarihimizdeki ilk resmi ambargo uygulandı bana. Turkuvaz Medya, bir sürü iftira atarak, yalanları alt alta sıralayarak basın bildirisi yayımladı. “Ne sesi, ne görüntüsü kanallarda yayımlanmayacak” diye. Bunu tarih yazdı. Ancak bugün onları ispata davet ediyorum dava açarak, çünkü mahkemeler yeni açıldı. Ben bir insanı düşmanım belleyeceksem de onu sırtından vurmayı kendime yakıştırmam. Karşılıklı düelloyu tercih ederim.

Bütün insanların maddi ve manevi zayıf düştüğü, herkesin kilitlendiği bir zaman. Sokağa çıkamıyorsun, mahkemeler kapalı, hakkını arayamıyorsun… Pandeminin ortasındaydık, can derdindeydik. Sen koskoca bir grupsun, ben tek başına bir kadın oyuncuyum. Bir orduyla saldırıyorsun ve elinin en kıstırılmış anı bekliyorsun… Kimin aklıysa bu, bunu kendine yakıştırabildi.

"Ben bana iş versinler demiyorum ama özel kanal da olsan her işin etik kuralları vardır. İstediğim kişi hakkında istediğim yalanı uydurabilirim diyemezsin. Etrafa da şöyle bir şey yaydılar “Yukarıdan emir aldık.” Yok böyle bir şey.

Ülkenin şu durumunda kimsenin Berna’nın sesini takip edecek durumunun olduğunu zannetmiyorum. Bu gerçekten, hazır korku imparatorluğu yaratılmışken, bunu kullanıp egosunu tatmin etmek isteyenlerin işi… Bu kadar güçsüz zavallı olmamalı kimse..."

BU ZİMBABVE’DE BİLE OLMAZ

Şimdi de devam ediyor mu ambargo?

Bana iş versinler demiyorum ama özel kanal da olsan her işin etik kuralları vardır. İstediğim kişi hakkında istediğim yalanı uydurabilirim diyemezsin. Etrafa da şöyle bir şey yaydılar “Yukarıdan emir aldık.” Yok böyle bir şey. Ülkenin şu durumunda kimsenin Berna’nın sesini takip edecek durumunun olduğunu zannetmiyorum. Bu gerçekten, hazır korku imparatorluğu yaratılmışken, bunu kullanıp egosunu tatmin etmek isteyenlerin işi… Bu kadar güçsüz zavallı olmamalı kimse. Diğer kanallar da korkudan kestiler benim yayınları. Benim içinde olduğum hiçbir görüntüyü yayımlamıyorlar şu an. Çok büyük bir ambargo. Büyük kanallardan bir tek FOX yayımlıyor. Yüzde 80’i uydu. Bir medya grubu basın bildirisi yayımlıyor ve tamamı uydurma. Bu olacak bir şey değil. Bu var ya Zimbabve’de bile olmaz, buna ülkem adına üzülüp, utanıyorum.

BİR DURUŞ SERGİLEYEMEDİNİZ YUH BE!

Ya kırgınlık? En çok neye şaşırdınız bu süreçte?

Kuruluşlarında yıllarca çalıştığım, en büyük reytinglerle işlerimi döndür döndür yayımlayan kanallar da korkudan ambargoya uyduklarında “Kalbim kırıldı” dedim. Bu kadarını nasıl yapabiliyor insanoğlu? Yapımcı arkadaşlar “tam senlik bir şey var ama ambargolusun” diyorlar. Çok çirkin... Birlikte yıllarca çalıştığım, yemek yediğim insanlar, buna boyun eğdiler ya ona kalbim kırıldı. Kazandırdığın, kolladığın kişilerin aczini gördüğümde, “elimiz kolumuz bağlı” dediklerinde kalbim kırıldı. İncinmedim ama kalbim kırıldı. “Yuh be”, dedim, “Bunca senedir bu kadar insan bana o saygıyı gösterdi, siz bir duruş sergileyemiyorsunuz. Bunlar yalan diyemiyorsunuz.” Şimdi yavaş yavaş çözülmeler var. Bu böyle kalmayacak hayatım. “Bülent Ersoy sahneye çıkamaz” diyenler, gazinolarda onu dinlemek için kuyruğa girdiler.

Ben yanlış bir şey yapmadım, hiç suç işlemedim. Her söylediğim doğru. Haklıyım. Bu kadar ikiyüzlülük karşısında kalbim kırıldı tabii ki ama yıkılmadım. Koronadan ülkecek sağ salim çıkabilelim diye bakıyorum. Onlar kura bakmıyor ama ben bakıyorum. Ve ülkemiz iflas edecek diye çok korkuyorum. Ebleh, şapşal troller “Beğenmiyorsan git” diyor. Ben de diyorum ki “Beğenmediğim ülke değil ki sizsiniz.” İmkanı olsa ilk önce gidecek olanlar söylüyor bunu. Gitmiyorsak bu ülkeyi sevdiğimizden, mücadelemiz bunun için. Ülkem daha iyi bir yer olsun diye uğraşmak istiyorum. Kimsenin de kimseyi bir yere yollamaya hakkı yok. Bunlar beni linç ederlerken, iki gözüm iki çeşme ağladığımı zannediyorlarsa söyleyeyim, Netflix’ten dizi açıyorum ya da kitap açıp okuyorum!

LAİK BİR ÜLKEDE YAŞIYORUM

Ne yazıyorsunuz ki troller coşuyor bu kadar?

Ben koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin koskoca vatandaşıyım ve bu çok kıymetli bir şey. Bu da bir makam, buna da saygı duyulmasını istiyorum. Kimseye hakaret etmiyorum. “Vergi vermiştik nerede vergi diyorum.” Nasıl sorarsın? Anayasal hakkım. “Dini özgürlüklerin yanındayım çünkü laik bir ülkede yaşıyorum. Anayasamız bunu gerektiriyor” diyorum beni mahkemeye veriyorlar, asıl onlar suçlu. Laik bir ülkede laiklik karşıtı konuşamazsın. En modern dediğin ülkeler bile buna izin vermiyor. Bu ülkenin temel prensipleri var. Bu ilkeleri söylüyorum, hatırlatıyorum diye suçlu oluyorum ama ben söylemeye devam edeceğim. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım.

"Kuruluşlarında yıllarca çalıştığım, en büyük reytinglerle işlerimi döndür döndür yayımlayan kanallar da korkudan ambargoya uyduklarında “Kalbim kırıldı” dedim. Bu kadarını nasıl yapabiliyor insanoğlu? Yapımcı arkadaşlar “tam senlik bir şey var ama ambargolusun” diyorlar. Çok çirkin... Birlikte yıllarca çalıştığım, yemek yediğim insanlar, buna boyun eğdiler ya ona kalbim kırıldı"

Etiketler
Berna Laçin Türkiye