Mehmet Ocaktan: İnsanları Allah’la aldatanlardan şikayetim var

Karar yazarı Mehmet Ocaktan, "İnsanları Allah’la aldatanlardan şikayetim var" başlıklı yazısında, "Allah’la insanları aldatmayı ‘dindarlık gösterisi’ gibi sunmalarından çok canım yandı." diye yazdı.

Mehmet Ocaktan: İnsanları Allah’la aldatanlardan şikayetim var

Mehmet Ocaktan, bugünkü yazısında, "Kendimi bildiğim ilk günden buyana dindar bir mahalle içinde yer almaktan ve hayatımın böyle bir atmosferde şekillenmesinden hiç şikayetçi olmadım. Zaman zaman ciddi eleştirilerim, hatta hayal kırıklıklarım oldu, zaman zaman da bu mahalledeki dindarların, Allah’la insanları aldatmayı ‘dindarlık gösterisi’ gibi sunmalarından çok canım yandı. Ancak şimdi içim acıyarak görüyorum ki bu dindar yapılanma ahlakın, vicdanın sükut ettiği bir mahalleye dönüşmüş durumda. Kuşkusuz ahlaki çürümeyi sadece bir mahalleye indirgemek çok hakkaniyetli bir yaklaşım değil. Esas itibariyle bugün yaşadığımız yozlaşma, ahlaki çürüme hemen bütün toplum kesimlerini içine alan topyekun bir vicdansızlığa dönüşmüş durumda. Ama bugün, meselenin bir dindar olarak beni de ilgilendiren çok daha vahim bir boyutu var ve bu hali sorgulamak, dindar olmaktan öte insani bir sorumluluk gerektiriyor. Çünkü siyasal düzlemde bu çürümeyi derinleştiren, bir bakıma teşvik eden bir iktidarla karşı karşıyayız." ifadelerini kullandı.

Ocaktan, "Şu anda Türkiye, her vesileyle dindar-muhafazakar kimliğini ön plana çıkaran AK Parti iktidarı tarafından yönetiliyor. Ve ne hazindir ki bu iktidar döneminde hukuktan ekonomiye, eğitimden dış politikaya ve tarım politikalarına kadar her alanda kelimenin tam anlamıyla bir iflas hali yaşanıyor. Çünkü bu iktidar ülkeyi kurallı bir hukuk devleti anlayışıyla değil, dini değerleri kuralsızlığının üzerini örten bir aparat gibi kullanarak yönetiyor. Doğal olarak kurumların içi boşaltıldığı için de hiçbir iktidar yetkilisi hesap vermekle mükellef değil. Hemen belirtelim, evet derin bir yönetim krizi yaşıyoruz ve bu ülkede yaşayan herkes bu krizden fazlasıyla payına düşeni alıyor. Ama bu iktidarın dindarlık anlayışında yaptığı tahribatın faturası o kadar ağır ki bunu düşünmek bile insana gerçekten acı veriyor." diye yazdı.

"Belli çevrelerde hakim olan dindarlık anlayışının, bütün dindarları yaralayan nasıl bir kirliliğe dönüştüğünü anlayabilmek için galiba şu günlerde yaşanan ‘pis’ bir örneğe yakından bakmakta yarar var." diyerek İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yunus Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızını evlendirmesi örneğini veren Ocaktan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Maalesef ‘dindarlık’ kisvesi altında öyle kötücül bir tablo ile karşı karşıyayız ki bu durumu tarif etmek için kelimeler bile kifayetsiz kalıyor. Ama onlar hiç utanmıyor… 6 yaşındaki kızına bu kötülüğü yapan adam zerrece bir utanma duygusu bile yaşamadan, kötülüğün eleştirilmesini “İslami değer ve yargılara sahip insanları tahkir etmeye yönelik tezgahlanmış bir projenin ürünü” diyerek, bana göre açıktan bir din düşmanlığı yapıyor. Kim ne derse desin, bu tasarlanmış bir din ticaretidir."