Üniversite öğrencilerine yönelik ÖGB saldırıları: Güvenliklerin şiddet uygulaması yasal mı? Avukatlar Gerçek Gündem'e konuştu

Üniversitelerde öğrencilere dönük özel güvenliklerin uyguladığı şiddet, kamuoyunun tepkisini çekiyor. Bunun bir örneği geçtiğimiz gün İstanbul Üniversitesi'nde yaşandı. Gerçek Gündem'in sorularını yanıtlayan Av. Direnç ve Av. Dilan, güvenliklerin yetki sınırlarını aştıklarını belirtti.

Üniversiteler, geçtiğimiz yıllarda sosyal bir alan, öğrencilerin eğitimleri dışında kendini var ettiği yerlerden biriyken şimdilerde dershane mantığıyla öğrencilerin derslerine girip çıktığı bir yer olarak görülüyor.

Fakültelerin içinde polis ve özel güvenliğin yerleştirilmesiyle, atanan rektörlerin talimatlarıyla öğrencilerin bir arada bir faaliyette bulunması, okul içindeki sorunları protesto etmesi engelleniyor.

Özellikle Özel Güvenlik Birimleri(ÖGB), öğrencilerin faaliyetlerine karşı şiddete varan müdahalelerde bulunuyor.

Boğaziçi Üniversitesi'nde rektör atamasına direnen öğrencilerin gördüğü güvenlik şiddeti hafızalarda kalırken, Ege ve Dicle Üniversitesi'nde genç intiharlara karşı protesto hakkını kullanan öğrenciler, güvenlik birimlerince şiddete maruz kalmıştı.

Ayrıca rektörlükle ve polis ile de iş birliği içinde çalışan ÖGB şeflerinin öğrencilere ajanlık dayatmasında bulunduğu da öne sürülmüştü.

Geçtiğimiz gün İstanbul Üniversitesi'nde yeni yıl için ağaç süslemek isteyen sayısı 20 kadar olan öğrenci, okulun güvenlik birimlerince engellenmiş, güvenliklerin küfürlerine ve şiddetiyle yüz yüze gelmişlerdi.

Okulun güvenlik amiri Kenan Arslan, öğrencileri tartaklayıp hakaret etmiş, kadın öğrencilere de şiddet uygulamıştı.

Arslan'ın, geçmişte de bu tarz şiddet olaylarıyla öğrencileri hedef aldığı, onlara ajanlık, iş birliği dayatmasında bulunduğu biliniyor.

Birçok üniversitede yaşanan öğrencilere dönük özel güvenlik şiddeti, toplumun tepkisini çekerken, vatandaşlar, "güvenlikler bu yetkileri" nereden aldığını merak ediyor.

Gerçek Gündem'in sorularını yanıtlayan, Çağdaş Hukukçular Derneği'nden Av. Dilan Eski ve Direnç Yüksel, güvenliklerin yetki alanları, bağlı oldukları yükümlükler ve düzenlemeler hakkında bilgi verdi.

'İDARİ İZNİ ÖNE SÜRÜP YAPTIKLARI SALDIRI KANUNUN OLDUKÇA DIŞINDA'

Avukat Dilan Eski, üniversitelerdeki özel güvenlik saldırılarının, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunu’nu oldukça aştığının altını çizerek şunları söyledi:

“Özel güvenliğin zor kullanabileceği alanlar kanunla sınırlı. Öyle kafasına göre gidip zor kullanayım diyerek müdahalede bulunamaz. Ancak kanunda sınırlı olan yetkilerini kullanabilir. İstanbul Üniversitesi’nde ağaç süsleyen öğrencilere yaptıkları şey zor kullanma değil saldırı. Kanunla belirtilen sınırı aşıyorlar. Öğrencilere saldırıyorlar. Onları yaralayıp hakaret ediyorlar. İstanbul Üniversitesi’nde yaşanan saldırıda idari iznin alınmamasını öne sürüyorlar. İdari iznin yokluğundan bahsediyorlar. Bu koşulda idari izni öne sürüp yaptıkları saldırı, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunu’nun oldukça dışında.”

'TAMAMEN POLİTİK BİR DURUM'

Özel güvenliklerin varlık amacının tamamen politik olduğunu belirten Avukat Direnç Yüksel, özel güvenliğin temelinin 1981 yılında 2495 sayılı kanun ile atıldığını, Yüksek Öğretim Kurumu’nun (YÖK) kuruluşu ile yakın zamanlara tekabül ettiğini ve darbe ürünü olduğunu belirtti.

Direnç Yüksel, güvenliklerin kanunda belirtilen zor kullanma yetkilerini düzenleyen ve sınırlayan bir mevzuat olmadığı gerekçesiyle, güvenliklerin yasa boşluğundan faydalanıp öğrencilere şiddet uyguladığını söyledi.

Yüksel’in ifadeleri şöyle:

“Normal şartlarda bunlar öğrencilere el kaldırmamalı, kaldıramaz. Ama kanundaki boşluklar, yönetmeliklerdeki boşluklar derken bir hak tanınıyor bunlara. Tamamen politik bir durum. Bunu şöyle okumak gerekiyor, YÖK’ün kuruluşu ile çok bağdaşık bir durum. Üniversitelerde öğrencilerle polisi halk nezdinde karşı karşıya getirmek çok hoş karşılanmaz. Ama özel güvenlik yetkilisi dediğin zaman sular biraz durur. Onlar sanki üniversitenin yetkilileri ve sadece taşkınlık olduğunda müdahale ediyormuş gibi bir algı var. Burada hukuki bir sorun yok, politik bir sorun var. Yarın bir düzenleme bile gelse güvenliklerin hareket alanı çok daralmayacak. Bugün polislerin alanlarını sınırlayan çok sayıda kanun var. Polis Vazife ve Sâlahiyet Kanunu gibi ama uymuyorlar.”

ÖZEL GÜVENLİK HİZMETLERİNE DAİR KANUN

26 Haziran 2004 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 5188 sayılı kanunun 7. maddesinde özel güvenliklerin yetki alanlarını belirten bazı maddeler yer alıyor.

Bununla birlikte bu kanunda, Türk Medeni Kanunu'nun 981. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 52. maddesi, Türk Ceza Kanunu'nun 24 ve 25. maddeleri ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 168. maddesi dayanarak güvenliklerin belirli durumlarda zor kullanma yetkisi var.

İşte o kanunlara göre güvenliklerin zor kullanma yetkileri.

Türk Medeni Kanunu'nun 981. maddesi: Zilyet(sahibi kendisi olsun olmasın, bir malı kullanmakta olan, uzun süre elinde bulunduran kimse), her türlü gasp veya saldırıyı kuvvet kullanarak defedebilir. Zilyet, rızası dışında kendisinden alınan şeyi taşınmazlarda el koyanı kovarak, taşınırlarda ise eylem sırasında veya kaçarken yakalananın elinden alarak zilyetliğini koruyabilir.

Türk Ceza Kanunu'nun 24. Maddesi: Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez. Yetkili bir merciden verilip, yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan sorumlu olmaz. Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur. Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin kanun tarafından engellendiği hallerde, yerine getirilmesinden emri veren sorumlu olur.

Türk Ceza Kanunu'nun 25. Maddesi: Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 168. maddesi: Olay yerinde görevine ait işlemlere başlayan adlî kolluk görevlisi, bunların yapılmasına engel olan veya yetkisi içinde aldığı tedbirlere aykırı davranan kişileri, işlemler sonuçlanıncaya kadar ve gerektiğinde zor kullanarak bundan men eder.

ÖĞRENCİLER, GÜVENLİKLERİN ZOR KULLANMASINI GEREKTİRECEK BİR DURUM YAŞATTI MI?

Avukatlar, ağaç süslemek isterken özel güvenlik şiddetine maruz kalan öğrencilerin kanunda belirtilen zor kullanma durumunu gerektirecek bir davranışta bulunmadığını vurguladı ve zor kullanma tanımının ötesinde bir davranışta bulunduğunu belirttiler.

Avukat Eski son olarak, "Birincisi öğrenciler ağaç süslemek istiyor. İdari izin verilmemesi ayrı bir tartışma. Ağaç süslemek isteyen öğrencilere saldırılması üniversite yönetimine yazan bir durum. İdari izni geçersek ne olursa olsun ÖGB'nin zor kullanmasını gerektirecek bir durum yok. Videolarda görüldüğü ve öğrencilerin zor kullanmayı gerektirecek bir harekette bulunmuyor. Kaldı ki ÖGB öğrencilere saldırıyor. Bunu zor kullanma olarak tariflememek gerekiyor. ÖGB'nin bir görevi ifa ettiği de yok. ÖGB, rektörlük gözetiminde öğrencileri hedef alarak saldırıyor. Burada yaşanan durum politik bir yere bağlanıyor" dedi.

Kaynak: Gerçek Gündem

Etiketler
ÖGB Özel Güvenlik Saldırı Şiddet