Tunç Soyer: 'Hükümete çağrımız, müteahhitlik müessesinin tümüyle yeniden yapılandırılması'

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Hükümete çağrımız, müteahhitlik müessesesinin tümüyle yeniden yapılandırılması. Uzmanlığı, eğitimi olmayan kişilere müteahhit unvanının verilmesini derhal engellemek zorundayız

Tunç Soyer: 'Hükümete çağrımız, müteahhitlik müessesinin tümüyle yeniden yapılandırılması'

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bugün İzmir Afet Planı Toplantısı’nın kapanış bölümünde konuştu.

Soyer, “Hükümete çağrımız, müteahhitlik müessesesinin tümüyle yeniden yapılandırılması. Uzmanlığı, eğitimi olmayan kişilere müteahhit unvanının verilmesini derhal engellemek zorundayız. Şehirlerimizi bir grup müteahhitin değil, halkımızın menfaatleri için inşa etmek hükümetin asli görevi olmalı” dedi. Soyer, “İzmir’in hangi ilçesinde olursa olsun başvuran her vatandaşımıza binalarının deprem karnesini çıkarmak için ücretsiz destek vereceğiz" açıklamasında bulundu.

Soyer’in konuşması şöyle:

“6 Şubat gecesi sabaha karşı yaşadığımız o büyük felaket, 10 binlerce canımızı aldı. Öylesine büyük bir yıkım yaşadık, insan uygarlığının öylesine büyük bir kırılma anından geçtik ki, bundan sonra yolumuza eskiden olduğu gibi devam edemeyiz. Tıpkı pandemi sonrasında olduğu gibi, birçok alışkanlığımızın değişeceğini şimdiden biliyoruz. Görüyoruz.

“BU YOLU, HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ YİNE BİRLİKTE AÇACAĞIZ VE BİRLİKTE ADIMLAYACAĞIZ”

Bugün, cesaretimizi toplayarak, olası bir deprem karşısında İzmir’in hazırlıklarının ne aşamada olduğunu sizlerle paylaşmak için bir araya geldik. İzmir, faylar üzerinde inşa edilmiş bir şehir. Biz, üzerinde yaşadığımız fayları değiştiremeyeceğimize göre onlarla uyumlu yaşamayı öğrenmek zorundayız. Doğayla inatlaşmadan, onunla uyum içinde büyüyen bir İzmir inşa etmekle mükellefiz. İnsan uygarlığının binlerce yıl içinde edindiği tecrübeler, bilim ve teknoloji pekala buna imkan veriyor. Bizim vizyonumuzun ufku tüm bunları içine alacak kadar geniş. Fakat geçmişte açılan yaraları, yapılan hataları sihirli bir değnekle bir gecede çözeceğiz dersem, sizlere yalan söylemiş olurum. İzmir’i sağlıklı ve huzurlu bir şehir haline getirmek için önümüzde uzun bir yol var. Bu yolu, her zaman olduğu gibi yine birlikte açacağız ve birlikte adımlayacağız.

“BULUŞMAMIZIN AMACI İZMİRLİLERE BİR REÇETE SUNMAK DEĞİL. O REÇETEYİ EN SAĞLIKLI ÇÖZÜMLERİ ORTAYA KOYMAK ÜZERE BİRLİKTE YAZMAK”

Bugün bu toplantıya katılan herkesin bu yolculuk konusundaki fikirlerini duymak istiyoruz. Fakat biliyorum ki zamanımız buna yetmez. Bütün içtenliğimle söylemek isterim ki dirençli bir İzmir’i, aklımızı, fikrimizi, enerjimizi, gücümüzü birleştirirsek ortaya çıkarabiliriz. İşte bu yüzden bu buluşmamızın amacı İzmirlilere bir reçete sunmak değil. O reçeteyi en sağlıklı çözümleri ortaya koymak üzere birlikte yazmak.

“EZBERLERİMİZİ TEKRAR EDEREK YENİ CÜMLELER KURAMAYIZ”

Bu buluşma, İzmirlilere ve İzmir’e gönül veren herkese yapılan bir açık davettir. Bugünkü beraberliğimiz, uyanışa ve değişime yapılan bir davettir. Çünkü, değerli katılımcılar, ezberlerimizi tekrar ederek yeni cümleler kuramayız. Alışkanlıklarımızdan hiçbir taviz vermeden, dünyaya sadece kırıntılar vererek, yaşamı iyileştiremeyiz. Çocuklarımız ve torunlarımız için daha adil bir gelecek inşa edemiyoruz.

“KENDİMİZE ASLA BİR KURTARICI ARAMAYALIM”

Kabul edelim veya etmeyelim… Değişmek zorundayız. Değişmenin gücüne, güzelliğine ve bereketine inanmak durumdayız. Biz bu gök kubbenin altında göreceğimizi gördük. Sevinciyle hüznüyle, geldik, gidiyoruz. Fakat bizim çocuklarımız, torunlarımız da bu güzelim şehirde huzurla, sağlıkla, güven içinde bir hayat yaşasın istiyorsak… Bunu başarmak zorundayız. Düşünme biçimimizi, sevinç kaynaklarımızı, değerlerimizi, kurumlarımızı, sistemlerimizi ve nihayetinde iş görme biçimlerimizi değiştirmek zorundayız. Bunun başka hiçbir yolu yok. Kendimize asla bir kurtarıcı aramayalım. Biz hepimiz, birlikte iyileşeceğiz. Tıpkı dün akşam Halk TV’deki yayında başardığımız gibi. Ülkemizin ve dünyanın dört bir yanından katkılarla gerçekleşen BirKiraBirYuva imecemizle 30 binden çok deprem mağdurunu bir gecede yuva sahibi yaptık. Halktan halka uzanan bir dayanışma köprüsü kurduk. Biliyorum ki bu köprü bundan sonra hiç yıkılmayacak ve yaşamı iyileştirmemiz için bize yepyeni yollar açacak.

“ZORLU VE ACILI BİR TATBİKATI ZORUNLU OLARAK YAŞADIK”

8500 yıldır bu topraklarda, İzmir’de yaşıyoruz. Bildiğimiz kadarıyla İzmir bugüne kadar 6.5 üzerinde 14 deprem görmüş. Her birinden dersler çıkarmışız. Kimini hatırlamış değişmişiz, kimini ise yazık ki unutmuşuz. Benim başkanlık dönemimde de bu yıkıcı depremlerden biri yaşandı. 30 Ekim 2020’de gerçekleşen 6.9 büyüklüğündeki deprem, hem İzmir’i hem de tüm Türkiye’yi derinden etkiledi. Ülkece birbirimize kenetlendiğimiz bu felakette 117 canımızı kaybettik. Depremin ardından İzmir ve Türkiye tek yürek olduk. Çok kısa zamanda büyük işleri, hatta mucizeleri başardık. Olası bir deprem öncesinde, depremden sonraki saatler içerisinde ve sonrasında yapılması gerekenler konusunda büyük deneyim kazandık. Zorlu ve acılı bir tatbikatı zorunlu olarak yaşadık. Tüm bu yaşananlar doğrultusunda İzmir için depreme hazırlık konusunda üç ayaklı, kapsamlı bir yol haritası belirledik."

Etiketler
Deprem İzmir Tunç Soyer Ağrı