Otel Faciası, İmamoğlu, Gezi, Teğmenler... Adalet Bakanı'ndan Flaş Açıklamalar

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kartalkaya'daki otel faciasından, Ekrem İmamoğlu, TSK'dan ihraç edilen teğmenler ve Gezi davalarına kadar birçok konuya dair açıklamalarda bulundu.

Otel Faciası, İmamoğlu, Gezi, Teğmenler... Adalet Bakanı'ndan Flaş Açıklamalar

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, CHP Milletvekili Cemal Enginyurt, Kartalkaya'daki otel faciası, DEM Parti-İmralı görüşmeleri ve TSK'dan ihraç edilen teğmenlerin durumuna dair değerlendirme yaptı.

OTEL FACİASI SORUŞTURMASI

Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtlayan Bakan Tunç, Kartalkaya'da yaşanan otel faciasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç, facianın ardından başlatılan soruşturmanın derinlemesine yapılacağını ve tüm detayların araştırılacağını söyledi. Yangın güvenliği önlemlerinin eksik olup olmadığı konusunun da soruşturma kapsamında değerlendirileceğini belirten Tunç, sorumluların kim olursa olsun adalet önünde hesap vereceğini vurguladı.

'KİME DOKUNURSA DOKUNSUN...'

"Kim olursa olsun, ucu nereye dokunursa dokunsun; ister otel sahibi, şirket yetkilileri, isterse ihmali olan kamu görevlileri, bakanlıkta, özel idarede olsun, bu konuda yargının birisini koruması söz konusu olamaz Milletimize ve vefat edenlerin ailelerine büyük acıyı yaşatanlara yargı hesap sorulacak" dedi.

İMAMOĞLU'NA AÇILAN DAVALAR

Yılmaz Tunç, kendisinin Adalet Bakanı olarak, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na açılan davalara ilişkin yorum yapmasının doğru olmayacağını söyledi. Bakan Tunç, "Yargı bağımsız ve tarafsız şekilde kararını verecek" dedi.

GAZETECİLERE BİLİRKİŞİ SORUŞTURMASI

Bakan Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca gazeteciler hakkında başlatılan 'bilirkişi soruşturması'na ilişkin şunları söyledi:

"Telefon görüşmesinin ifşası ve televizyonda yayınlanması söz konusu oldu. Bilirkişi ya da herhangi şahısla yaptığınız telefon görüşmesinin ondan izinsiz ifşa edilmesi TCK'nın 131. maddesinde açıktır. Basın yayın yoluyla olursa daha da ağırlaştırıcı sebep haline getirmiştir. Bilirkişiyi etkileme suçu düzenlenmiş. Savcılığın yayın yapıldıktan sonra başlattığı soruşturma söz konusu oldu. Hem görüşmeyi yapan gazeteci ile yapıldı. Bir kısmı serbest bırakıldı bir kısmı tutuklandı. Neden serbest kalamazdı dediğinizde yargının vereceği karar. Hangi halde tutuklama yapılacağı belli. Suç işlediğine dair delil bulunan kişi tutuklama olur deniyor. Burada telefon görüşmesinin ifşası ve yayınlanması söz konusu. Burada elbette tutuklama bir tedbir. Verilen karar kesin değil.

Suçun işlendiğine dair somut delil var. Savcılık sorguya gönderiyor. Sulh ceza hakimliği tutuklama sınırı içerisinde gördüğünde yetki mahkemede. Burada özellikle bir gazetecilik faaliyeti söz konusu değil. Gazeteciliğin kuralları var, meslek ilkeleri var. Bunlar neyin yayınlanıp, yayınlanmayacağı, neyin kişilik haklarına saldırı olup olmayacağı hem gazetecilik kurallarında hem de kanunda var. Bunun suç teşkil edip etmeyeceğine yargı karar verecek. Sulh ceza hakimliği burada böyle bir karar vermiştir. Tutuklama bir tedbirdir. Tutuklama sebepleri kanunumuzda tek tek yazılıdır. Karar tamamen mahkemenin takdirinde. Burada mahkemeye arayıp 'gazeteci, neticede kaçmayacak, tutuklamayın' diye bir talimatımız söz konusu değil. Bir gazeteci arkadaşımız gazetecilik faaliyeti nedeniyle gözaltına alındı, diye sorulduğunda ben de dedim ki 'gazetecilik nedeniyle tutuklanan birisi yok'. Dolayısıyla yapılan budur."

Bakan Tunç, açıklamalarına şöyle devam etti:

12 YIL ARADAN SONRA GEZİ NEDEN GÜNDEME GELDİ?

Gezi Parkı'nda 2 ağacın yer değiştirilmesiyle başlayan protesto eylemi maalesef yakma, yıkma olarak başka bir şeye dönüştürüldü. 12 yıl sonra ne oldu da tekrar soruşturma başlatıldı? Burada zaman aşımı süresi söz konusu değil. Anayasal düzene karşı işlenen suçlar bakımından zaman aşımı işlemez. 12 yıl geçti aradan bundan sonra soruşturma mı olur diyemeyiz. O olayların çıkarılmasında, yönlendirilmesinde etkisi varsa, deliller varsa elbette yargı burada soruşturma başlatır. Burada yargının başlatmış olduğu, elde ettiği somut deliller olduğu kanaatinde ki böyle bir süreci başlatmış. Soruşturma etkin bir şekilde yürütülür. Davaya dönüştürülüp, dönüştürülmeyeceği önümüzdeki süreçte görürüz.

5 TEĞMENİN TSK'DAN İHRACI

Biz hukukçuyuz, Adalet Bakanıyız. Devam eden soruşturmalarla ilgili yönlendirici olamayız. Bir taraftan siyasetçiyiz. Teğmenlerle ilgili konu disiplin konusu. Orada attıkları slogan ya da kendi aralarında gösteri nedeniyle değil. Bir yemin metni var, mevzuat değişikliği ile değişmiş. Mevzuata uygun şekilde törende yemin yapılmış. Tören bittikten sonra mevzuattan çıkarılan eski yemin metni ezberletilerek tören yapılmış sanki. Yetkililerin ısrarlarına rağmen yapıldığı şekilde bilgimiz var. Teşvik edildiğine yönelik de karar onu gösteriyor. O yemini organize eden teğmen ve komutanlarıyla ilgili disiplin kararı verildi. Yürürlükteki metni okudunuz, eski metni ısrarla okumanız askerlik açıdan disiplin suçu olduğuna MSB Yüksek Disiplin Kurulu karar verdi. Bu kararı idari yargı değerlendirecek. Burada bir disiplin suçu var mıdır, yok mudur bunu değerlendirecek olan idari yargıdır. Tamamen askerlik disiplini ile alakalı durum söz konusudur.

ZENGİN'İN HAKİM SAVCI ATAMALARINDA YEĞENİNİ TANIŞTIRMASI

Özlem hanımın yeğeni de kuraya gireceği için. 2 yıllık dönemi bitirdi ve törene davet etti. O törende yeğenini Cumhurbaşkanımızla tanıştırmak istemesinden ibaret bir durum. Orada tabii ki milletvekillerimize yönelik davetiye çıkarmadık. Özlem hanım kendi yeğeninin o gününde yanında olmak istedi, görmek istedi, orada spontane gelişen bir durum söz konusu.

DEM PARTİ-İMRALI GÖRÜŞME TRAFİĞİ

Sayın Bahçeli'ye geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Geçmiş olsun, Allah şifalar versin. Sayın Bahçeli'nin grupta yaptığı konuşmadan sonra tartışma başladı. İmralı ile DEM Partililerin görüşmeleri oldu. Heyet iki kere gitti. Bütçe görüşmeleri biter bitmez o görüşmeler gerçekleşti. Hedefimiz terörsüz Türkiye. Sayın Bahçeli'nin grup konuşmasında, kararlılığı ifade etmesi, terörün bittiğinin açıklanmasını istenmesi noktasındaki açıklamalarından sonra İmralı ile DEM Partililerin gelişmesi oldu. Bu açıklama devlete yönelik açıklama değil. Buradaki muhatap terör örgütü. Açıklamayla ilgili muhatap tamamen terörist elebaşının kurmuş olduğu terör örgütüne yöneliktir. Bu açıklamanın ne zaman yapılacağı, açıklanıp açıklanmayacağı, içeriğinin ne olacağı tamamen muhatabı değerlendirir. Muhatap burada devlet değil. Terörle mücadelede kararlılığımızı sayın Cumhurbaşkanımız ve sayın Bahçeli ifade ediyor.

'AL VER SÜRECİ DEĞİL'

Terörle mücadelede bugüne kadar başarı sağladık. Ülke içinde terörün bitirilmesi noktasındaki çalışmaları, çabaları görüyoruz. Sınırımızın dışında PKK/YPG ile mücadelemiz, orada terör devleti kurulmasına yönelik mücadelemiz devam edecek. Oradaki açıklamaların muhatabı devlet değildir, burada pazarlık söz konusu değil. Şehit ailelerimizi incitecek, onları üzecek bir adım kesinlikle atmayız, atamayız. Biz şehitlerimizin sayesinde burada sizinle program yapabiliyoruz. Şehit ailelerimiz, milletimiz, müsterih olsun. Bu bir pazarlık süreci, al-ver süreci değil. Burada terörsüz Türkiye'ye adım atılması. Tekrar görüşmeyle ilgili şu anda bir talep yok. Talep olursa elbette ki değerlendirilir.

CHP'Lİ BELEDİYELERE SORUŞTURMA

AK Partili ya da CHP'li belediyeler diye ayrılmaz. Bir suç varsa kanun ihmali varsa elbette yargı soruşturur. Bir gözaltı ve tutuklama kararı verilmişse somut delil elde edilmiştir. Burada parti ayrımı söz konusu olmaz. Hangi belediyede hangi usulsüzlük yapılmışsa. Fiillere ilişkin deliller elde edilmişse yargı harekete geçer. Orada savunmasını yapar. Kamuoyun iddianameyi görecek, kişinin hangi suçları işlediğini kamuoyu görecek. Bizim üç dereceli sistemimiz var. İlk derece var, istinaf var, sonra Yargıtay'ı var. Bu süreçleri kendimize, partimize yönelik bir kasıt var şeklinde yorumlamak doğru değil. Kendinizi savunursunuz. Kamuoyuna 'ben şu gerekçeyle suçlanıyorum buna ilişkin dosyada bir şey yok' dersiniz. Afaki suçlamalar değil de somut delili ortaya koyarsanız. Onunla ilgili soruşturmalar yapılır."

Kaynak: Habertürk

Etiketler
Yılmaz Tunç Ekrem İmamoğlu