Casuslar cirit atıyor: Bu kez de Çeçen kökenli 6 Rus ajan yakalandı

Türk istihbaratının aylar süren takibiyle başlatılan ikiz casusluk operasyonunda Mossad'ın 15, Rusya'nın 6 casusu peş peşe yakalandı.

Casuslar cirit atıyor: Bu kez de Çeçen kökenli 6 Rus ajan yakalandı

İstanbul ve Antalya'da geçtiğimiz haftalarda gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ve Rusya Federasyonu hesabına çalışan dördü Rus, biri Ukraynalı, biri de Özbek, 6 casusun Türkiye'deki Çeçen muhalif bir hedefe suikast planladığı ortaya çıktı.

Sabah'tan Nazif Karaman'ın haberine göre; Casusların Türkiye'de yaşayan Çeçen muhalifleri takip edip fotoğraflayarak hedefindeki kişilere yönelik suikast planladığı saptandı. Casusların hedefinde, Türkiye'de yaşayan "Abdülhâkim" isimli Çeçen muhalif lider bulunuyordu. Bu kişi, Suriye sahasında rejime karşı muhalifler safında savaşan ve sık sık da Türkiye'de bulunan biriydi.

TALİMAT KADİROV'UN KUZENİ VE DUKUZOV'DAN

Elde edilen tespitlere göre 6 kişilik casusluk şebekesinin lideri Bislan Rasaev (33) suikast talimatını iki kişiden aldı. Bunlardan ilki Interpol tarafından aranan Çeçenistan Devlet Başkanı Ramazan Kadirov'un kuzeni ve Duma Meclisi'nde milletvekili Adam Delimkhanov'du. İkinci isim ise Delimkhanov'un suikastlarda taşeron olarak kullandığı ve 2004'ten bugüne, Avrupa'da muhalif Çeçen vatandaşlara yönelik 4 suikastın organizatörlüğünü yapan Kazbek Dukuzov'du.

Casuslar cirit atıyor: Bu kez de Çeçen kökenli 6 Rus ajan yakalandı - Resim : 1

SİLAHLAR DEAŞ'LI KAÇAKÇIDAN

Rasaev'in suikast girişimlerinde kullanacağı silah ve mühimmatları DEAŞ üyeliğinden yargılanarak ceza alan ve yasadışı silah kaçakçılığı yapan "Ebubekir" kod isimli Abdula Abdulaev'den temin etmeyi planladığı belirlendi. Şüphelilerin evlerinde yapılan incelemelerde lazerli, susturuculu silahlar ve mesafe ölçer özellikli dürbün bulundu. Susturuculu silah Abdulaev'in evindeki banyonun tavanındaki gizli bölmeden çıktı.

GÜN İÇİNDE BİRDEN FAZLA OTEL DEĞİŞTİRDİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, MİT'ten gelen tespitler doğrultusunda şüphelilere yönelik çalışma başlattı. İlk olarak Rasaev'e silah ve mühimmat temin eden Abdulaev ile seyahatlerinde kendisine eşlik eden Amir Yusupov, Ravshan Akhmedov ve bağlantılı iki kişinin kaldıkları yerleri belirledi.

Rasaev'in Antalya'da kaldığı yönündeki istihbari bilgi mevcuttu ancak tam olarak yeri tespit edilinceye kadar operasyon için düğmeye basılmadı. Çünkü Rasaev'in aynı gün içinde birden fazla otel değiştirdiği, yakalanmamak için çok sık adres değişikliğine gittiği saptandı.

Casuslar cirit atıyor: Bu kez de Çeçen kökenli 6 Rus ajan yakalandı - Resim : 2

SAHTE CASUSLUK-GERÇEK CASUSLUK

BirGün gazetesi yazarı Timur Soykan, dün kaleme aldığı yazısında casusluk suçlamaları karşısında neler yapıldığını yazdı. Soykan'ın derlemesi şöyle oldu:

Tarih: 1 Kasım 2015.

Çeçen komutan Abdulvahid Edelgiriev, Başakşehir’deki evinden çıktıktan sonra saldırıya uğradı. Silahı tutukluk yapan tetikçi, kama ile Edelgiriev’i boğazını keserek öldürdü. Cinayetin keşif, araç temini dahil tüm hazırlıklarını yapan iki Rus casus Lurii Anisimov (52) ve Aleksandr Smirnov (55) 6 ay sonra, 4 Nisan 2016’da yakalandı. İki Rus casusun, 2000-2015 yılları arasında toplam 7 Çeçen’in öldürüldüğü olaylardan hemen önce İstanbul’a sahte kimliklerle giriş yaptığı, öncü ekipte yer aldıkları tespit edildi. İddianamede ‘askeri casusluk’, ‘cinayete yardım’ gibi suçlamalar vardı. 2 Rus, 24 Ekim 2017’de serbest bırakıldı ve Rusya’ya iade edildi. İki Kırımlı siyasetçiyle takas edildikleri öne sürüldü. Elbette bu; ölçülü bir anlaşma olmazdı.

CİNAYETTEKİ CASUS BIRAKILDI

Tarih: 14 Kasım 2019.

İranlı muhalif Mesut Mevlevi Vardanjani, İstanbul Şişli’de silahla vurularak öldürüldü. İran Savunma Bakanlığı’nda insansız hava araçları, siber saldırılar konusunda mühendis olarak çalışan Vardanjani, Türkiye’ye kaçmıştı ve sosyal medyada Devrim Muhafızları hakkında skandal bilgiler yayınlıyordu. Cinayeti İranlı uyuşturucu baronu Zindaşti’nin adamı Abdulvahap Koçak’ın işlediği öne sürüldü. Vardanjani’ye tuzağı kuran İranlı Ali Esfanjani ise İran’a kaçırılmıştı. Bu kişiye İran İstanbul Başkonsolosluğu çalışanı Reza Nasırzade’nin sahte belgeler temin ettiği belirlendi ve yurtdışına çıkarken tutuklandı. Yandaş medyada Nasırzade’nin casusluk faaliyeti manşetlerden düşmemişti. Ancak 1 Nisan 2021’de savcı, İran’ın Türkiye’ye notalar gönderdiğini belirterek Reza Nasırzade’yi re’sen tahliye etti. Serbest bırakılıp İran’a gittikten sonra hazırlanan iddianamede Reza Nasırzade 2 numaralı sanıktı ve ‘cinayete azmettirmek’ten ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi.

BAE AJANI TAHLİYE EDİLDİ

Tarih: 21 Ekim 2020.

Sakarya’da MİT ve emniyetin ortak operasyonuyla gözaltına alınan Filistin asıllı Ürdün vatandaşı Ahmed Mahmoud Ayesh Al Astal, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) casusu olduğu suçlamasıyla tutuklandı. Uzun yıllar BAE’de gazetecilik yapan Al Astal, Müslüman Kardeşler örgütüne yakın görünüyordu. 2013 yılında Türkiye’ye gelmiş ve Anadolu Ajansı dahil pek çok kurumda çalışmıştı. Yandaş medyada çok geniş işlenen haberlerde Al Astal’ın Sakarya’da Müslüman Kardeşler’in toplantılarına katıldığı ve bilgileri BAE’ye ilettiği anlatılıyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, BAE’yi 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin finansörü olarak suçladığı, yandaş medyanın manşetlerden BAE’ye ağır sözler sarf ettiği günlerdi.

Ancak BAE’deki Sedat Peker’in devlet-mafya-siyaset üçgeni ifşalarından sonra iki ülke arasındaki ilişkiler birden yumuşamaya başladı. Artık Cumhurbaşkanı Erdoğan, BAE ile ilişkilerin düzelmeye başlamasını ‘müjde’ olarak duyuruyordu. 31 Ağustos 2021 günü Erdoğan, BAE Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan ile telefon görüşmesi yaptı. İlişkilerin güçlendirilmesi konuşulmuştu. Perde arkasında Sedat Peker’in iadesi için pazarlıklar yapıldığı iddiaları gündeme geldi.

Fatih Altaylı, 4 Eylül 2021’de ‘Takas’ başlıklı yazısında Türkiye’nin Sedat Peker’in iadesi karşılığında BAE casusu Al Astal’ı serbest bırakmayı teklif ettiğini anlattı. Altaylı, adını açıklamadığı kaynağa dayandırdığı haberde BAE’nin henüz yanıt vermediğini ancak Türkiye’nin olumlu bir cevap beklediğini yazmıştı.

Yandaş medyanın aylarca gündemde tuttuğu, manşetlere taşıdığı BAE casusu Al Astal, tutuklanmasından bir yıl sonra, geçen hafta sessiz sedasız tahliye edildi.

Özetle; Türkiye’de yakalanan ve ‘yabancı casus’ denilen bu kişilerin hiçbiri, Osman Kavala’nın yarısı kadar bile hapis yatmadı. Osman Kavala da gerçekten casus olsa herhalde çoktan özgürlüğüne kavuşmuştu.

Etiketler
Operasyon Rusya