'Marka değeri yüksek şirketlerimizin olması gerekiyor'

“Türkiye’nin aslında katma değeri yüksek ürün ihracına doğru yönelmesi, dünyaya mal olmuş markalarının, marka değeri yüksek şirketlerinin olması gerekiyor."

'Marka değeri yüksek şirketlerimizin olması gerekiyor'

CHP’li Polat, marka, patent ve tasarımın ticari malların değerini artırmak açısından büyük önem taşıdığını belirterek, “Türkiye’nin aslında katma değeri yüksek ürün ihracına doğru yönelmesi, dünyaya mal olmuş markalarının, marka değeri yüksek şirketlerinin olması gerekiyor. TURQUALİTY’nin de bu amaçla kullanılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

İhracatçının teşvik edilmesinin önemine dikkat çeken Polat, “İhracatçının üzerinden alınan vergiler, sosyal güvenlik primleri, dolaylı vergiler gibi vergilerin aşağıya çekilmesi, bir teşvik paketi uygulamasının Türkiye ihracatını geliştireceğine inanıyorum” diye konuştu.

TBMM Çevre Komisyonu Üyesi ve CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, ihracatın artması için marka, patent ve tasarımın büyük önem taşıdığını belirterek, “Türkiye’nin aslında katma değeri yüksek ürün ihracına doğru yönelmesi, dünyaya mal olmuş markalarının, marka değeri yüksek şirketlerinin olması gerekiyor. TURQUALİTY’nin de bu amaçla kullanılması gerektiğini düşünüyorum” dedi. İhracatçının teşvik edilmesinin önemine dikkat çeken Polat, sosyal güvenlik primleri, dolaylı ve doğrudan vergilerin aşağı çekilmesi, bir teşvik paketi uygulaması gerektiğini vurguladı.

“KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜN İHRACINA YÖNELMELİYİZ”

CHP’li Polat, Ticaret Bakanlığı’nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada, Türkiye’de her şeyin güllük gülistanlık olmadığını, pazarın da bunu gösterdiğini belirterek, şöyle devam etti:

“İhracatımızda ciddi bir artışın olduğu söyleniyor. Evet, ihracatınızda bir artışın bu tarz dönemlerde olması gayet doğaldır. Çünkü yurt içi girdi maliyetleriniz belli bir oranda yükselirken, dövizin yükselmesiyle birlikte ihracatçının yurt dışı pazarda rekabet gücü daha da artar, buna paralel olarak ithalatçının alım gücü zayıflar, bununla birlikte bir şekilde dış ticaret açığı belli bir oranda düşme gösterir. Bizim aslında burada ihracatın artmasından konuşacaksak katma değeri yüksek ürün ihracına doğru yönelmemiz gerektiğini düşünmekteyim. Marka, patent ve tasarım aslında ticari mallarımızı değerlendirmek açısından, değerini, kıymetini daha da yukarıya çekmek açısından çok önemli bir yaklaşım. ‘TURQUALİTY’ kapsamında maalesef bunun çok iyi uygulandığını dünyaya çıktığımız zaman göremiyoruz. Türkiye’nin dünyaya mal olmuş markalarının olması gerekiyor, marka değeri yüksek şirketlerinin olması gerekiyor. TURQUALİTY’nin de bu amaçla kullanılması gerektiğini düşünüyorum.”

İHRACATÇI TEŞVİK EDİLMELİ

ABD ile uygulanan karşılıklı yaptırımlara dikkat çeken Polat, Türkiye’nin bu tarz yaptırımları aşabilmesi için alternatifsiz ürünlere doğru yönelmesi gerektiğini vurguladı. Polat, koruma önlemleriyle, yani ek vergiler ve gözetim uygulamalarıyla dış ticaret açığının azaltılamayacağını ifade eden Polat, “İhracatçının teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum, ihracatçının üzerinden alınan vergiler, sosyal güvenlik primleri, dolaylı vergiler gibi vergilerin aşağıya çekilmesi, bir teşvik paketi uygulamasının Türkiye ihracatını geliştireceğine inanıyorum” diye konuştu.

“KOMŞULARLA TİCARET ARTMALI”

Polat, Ticaret Bakanlığı’nın gümrüklerle ilgili veri transferleri ve işlemlerinin gayet başarılı olduğunu, ancak bazı eksiklikler bulunduğunu belirterek, özellikle mükellef veri giriş salonlarının ilgili derneklere yaptırılmasının doğru olmadığını, daha modern veri giriş salonlarının yapılması gerektiğini vurguladı. Birçok yeni kapı açıldığını, bunlardan birinin de kendisinin doğduğu Gaziantep’teki Karkamış Sınır Kapısı olduğunu ifade eden Polat, şöyle devam etti:

“Dua ediyoruz ki barış içerisinde bir Suriye’de o kapı daha çok ihracat için kullanılsın. Fakat en iyi ihracat, en verimli ihracat komşularınızla yaptığınız ihracatlardır. Çünkü lojistik anlamında ve pazar bulma anlamında orada çok daha rahatsınızdır, yakındır, zaman tasarrufunuz vardır, nakliyeden tasarruf edersiniz. Sizden daha önceki bir bakanımız Türkiye’nin komşularının nüfuslarını hesaplayarak bir ekmek satarsak ihracatı fırlatabileceğimizi anlatmıştı. Bugün biz komşularımıza ekmek satmayı bırakın, selam verecek komşu dahi bulamayacak noktadayız.”

“ASGARİ FİYAT UYGULAMALARI HAKSIZ REKABET YARATIYOR”

Denizlerdeki kontrollerin artırıldığını, ancak Aliağa’da yük taşıyan geminin çevre felaketine neden olmasının önüne geçilemediğini, sorumluların uzunca süre tespit edilemediğini anımsatan Polat, bununla ilgili önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı. Gümrük personellerinin fazla mesai ücretlerinin silsile yoluyla Bakanlık bürokratlarına kadar gittiğini, bunun haksızlık yarattığını belirten Polat, bu paraların doğrudan emek veren kişilere gitmesi gerektiğini söyledi. Polat, Gümrük Müşavirliği hizmetleriyle ilgili asgari fiyat uygulamalarına da dikkat çekerek, şöyle devam etti:

“Bu asgari fiyat uygulamalarıyla ilgili maalesef, Rekabet Kurulu Başkanı da burada, haksız rekabete sebep olmakta. Bir asgari fiyat uygulaması alıyorsunuz, onun denetlemesi yapılmıyor, birtakım şirketler fiyat kırarak özellikle dev şirketler daha küçük şirketleri ezip yok etmekte, bununla ilgili isterseniz ihbar kaydı geçin Rekabet Kurulumuz incelesinler. Yine, ithalat ve ihracat ürünlerinin denetiminde kısmi olarak çok başarılarınız var, onu yadsımıyoruz fakat canlı hayvan ve et konusunda şarbonlu ürünlerin girmesinde Bakanlık denetimleri konusunda bence bir şekilde sınıfta kaldı.”

Polat, kooperatifçiliğin bir kalkınma modeli olarak ele alınmasının önemine dikkat çekerek, Ticaret Bakanlığı’na İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Tire ve Küçük Menderes bölgelerinde uyguladığı kooperatifçilik modellerini incelemesini önerdi.

Etiketler
Türkiye