Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'tan 'Yeni Anayasa' Çıkışı: 'Değişmesi Lazım'
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 12 Eylül darbesinin 45. yıl dönümünde AKP Çanakkale İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, "Darbe anayasasıyla yönetilmekten memnun değiliz. Bu anayasanın değişmesi lazım" diyerek yeni anayasa çağrısı yaptı. Tunç, demokratik ve sivil bir anayasaya geçişin Cumhuriyet'in ikinci yüzyılı için şart olduğunu vurguladı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin 45. yıl dönümünde, AKP Çanakkale İl Başkanlığı'nda gerçekleştirdiği basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Tunç demokrasi tarihi, anayasa reformu ve terörle mücadele gibi gündem maddelerini değerlendirdi. 12 Eylül darbesini "demokrasimize kara bir leke" olarak nitelendiren Tunç, darbeler döneminin sona erdiğini belirterek, anayasa değişikliği ihtiyacını vurguladı.
DARBE ANAYASASI ELEŞTİRİSİ VE YENİ ANAYASA ÇAĞRISI
Tunç, mevcut 1982 Anayasası'nı eleştirerek şu ifadeleri kullandı: "Demokrasimize kara bir leke çalındı 12 Eylül'de. Maalesef siyasi demokrasi tarihimize baktığımızda adeta bir darbeler tarihi. Bu darbeler tarihini biz tarihe gömdük ve sona erdirdik."
Anayasa reformlarına değinen Bakan, "Anayasamızda gerçekleştirdiğimiz reformlarla yüksek standartlı demokrasiye kavuşmanın mücadelesini verdik. Bugün 12 Eylül'ün yıl dönümü, darbe anayasasıyla yönetilmekten memnun değiliz. Bu anayasanın değişmesi lazım. Demokratik, sivil, katılımcı bir anayasaya Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına başlarken kavuşmamız lazım. Bu anlamda bütün siyasi partiler, yeni bir anayasada aslında mutabık ama maalesef yol ve yöntem olarak, uzlaşma anlamında bugüne kadar bir başarı sağlanamadı. Girişimler oldu, belli bir noktaya kadar getirildi, Mecliste uzlaşma komisyonları kuruldu ancak bu, yeni bir anayasaya dönüşme noktasında ilerleyemedi. Darbecilerin yaptığı bir anayasa ile yönetilmek, Türkiye Yüzyılı'nda Türkiye'ye yakışmıyor" ifadelerini kullandı.
Tunç, siyasi partilerin uzlaşma eksikliğine dikkat çekerek, yeni anayasa çalışmalarının Meclis'te ilerletilmesi gerektiğini ifade etti.
TERÖRLE MÜCADELE VE SİLAH BIRAKMA SÜRECİ
Bakan Tunç, terör örgütünün kendini feshetmesi ve silah bırakması sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu:
"Terör örgütünün kendini feshetmesi ve silahları yakmasıyla Türkiye'de terörün sona erdirilmesi konusunda önemli bir aşamaya geçildi. Şu anda TBMM'de Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokratikleşme Komisyonu çalışmalarını sürdürüyor. Milletvekilleri, bu önemli konuda istişareler yapıyor. Silahların bırakılmasının kalıcı hale gelmesi noktasında siyasi parti temsilcileri, milletvekilleri, görüşlerini ifade ediyor ve bu anlamda Meclisin iradesi, bu konuya el atmış olması da sürecin kalıcı olması anlamında çok önemli. Bu süreçte provokasyonlar, sürecin kalıcı olmasını istemeyenler, gerek içeride gerek dışarıda, bu provokasyonlara hazırlıklı, duyarlı ve uyanık olmak lazım. Bu anlamda devletin tüm kurumları, başta istihbarat teşkilatı, ilgili bakanlıklar, tam bir koordinasyon içerisinde süreci bugünlere kadar getirdi. Bundan sonra da sürecin büyük bir titizlikle kalıcı hale gelmesi, Türkiye'nin terörsüz bir Türkiye'ye kavuşması noktasındaki çabayı da hep beraber sürdürmenin gayreti içerisindeyiz."
CHP KONGRE DAVALARI
Toplantıda, CHP içindeki kongre iptali davalarına da değinen Tunç, yargı bağımsızlığına vurgu yaptı:
"Burada yargılamayı ilgilendiren bir konu söz konusu. Burada dün parti sözcümüz de ifade etti, CHP'li delegelerin açtığı davalar, yargıya verdiği dilekçeler, suç duyuruları, kongre iptalleriyle ilgili verdikleri dava dilekçeleri, tüm bunlar, CHP'nin mensupları tarafından başlatılan süreçler. Dolayısıyla yargı, bu dilekçeleri alıp bu davaları görmek durumunda. Şu anda görülen, bağımsız ve tarafsız yargı tarafından görülmekte olan davalar. Hem İstanbul İl Kongresi hem de Genel Merkez kongreleriyle ilgili devam eden davalar var. Bu davaların nasıl neticeleneceğiyle ilgili bizim buradan bir şey ifade etmemiz söz konusu olamaz. Yargı, bağımsızdır, tarafsızdır ve bu iddiaları inceleyecektir çünkü kamuoyuna yansıyan iddialar var biliyorsunuz. Bu kongrelerde kongreyi etkilemek için menfaat teminine, delege iradelerinin etkilendiğine yönelik birtakım iddialar var, deliller sunuluyor. Bu delilleri araştıracak olan yargı makamlarımızdır, mahkemelerimizdir. Araştırıyorlar ve sonuçta en doğru kararı yargı verecektir. Yargının kararına uymak da hukuk devletinin bir gereğidir."