PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe'den Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Alevi Kardeşim' Açıklamasına Yanıt
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Alevi kardeşim, sorunun mu var? Diyalogla çözeceğiz" sözlerine yanıt verdi. Cuma Erçe, Madımak Katliamı'nı hatırlatarak, "Çok mu zordu Madımak Oteli'ne ‘Utanç Müzesi’ yazmak, tabela asmak çok mu zordu? Biz konuşmaya hazırız. En büyük endişemiz, içinde Alevi geçen ama iktidardan beslenen kimi Alevi kurumlarıyla bu süreci götüreceklerse, hiçbir şekilde biz bu süreçte yer almayız, katılmayız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün AKP'nin 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda terör örgütü PKK’nın silah bırakması sonrasında önemli açıklamalar yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine dair "Türkiye, uzun, acılı, sancılı, gözyaşlarıyla dolu bir sayfayı dün itibariyle kapatmaya başlamıştır. Bugün unutmayalım, yeni bir gündür. Bugün tarihte yeni bir sayfa açılmıştır. Bugün Büyük Türkiye'nin, güçlü Türkiye'nin, Türkiye yüzyılının kapıları ardına kadar aralanmıştır" ifadelerini kullandı.
Birlik ve beraberlik vurgusu yaptığı konuşmasında Erdoğan, "Bu ülkenin her bir vatandaşı, ister Türk olsun, ister Kürt, ister Arap, ister Sünni, ister Alevi, sağcı, solcu, zengin, fakir, her bir vatandaşı bu ülkenin, devlet karşısında birinci sınıf vatandaştır" dedi. Erdoğan’ın konuşmasının bir bölümünde Alevi toplumuna yönelik kullandığı "Alevi kardeşim, sorunun mu var? Diyalogla çözeceğiz. İnanın soframıza bereket gelecek. Geniş Türkiye hanemize huzur gelecek" sözleri de dikkat çekti.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklamalarına yanıt verdi. 2009-2010 yıllarında "Alevi Açılımı" adı altında Alevi dünyasını oyalayan bir sürecin yaşandığını, çalıştaylar ve toplantıların yapıldığını belirten Erçe, bütün çalışmalar ve temaslar sonrasında ortaya çıkanın "Size verdiklerimizle yetinin" olduğunu söyledi.
'BU KONUŞMALAR ŞOVDUR'
Alevi sivil toplumunun yıllardır konuştuğunu ve iktidarı konuşmaya çağırdığını vurgulayan Erçe, Madımak Katliamı’nı hatırlatarak şunları söyledi:
"2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Katliamı'nın 32. yılı. Hala Temmuz ayındayız. Peki 32. yılında bugüne kadar 32 yıldır talep ettiğimiz adalet gerçekleşti mi? Elbette ki hayır. Madımak Oteli, ‘Utanç Müzesi’ yapıldı mı? Çok mu zordu Madımak Oteli'ne ‘Utanç Müzesi’ yazmak, tabela asmak çok mu zordu? Hayır. Katiller nerede? Serbest. Arananlar Kırmızı Bülten'le aranmalarına rağmen bu ülkede bulunamadılar. Almanya'da bulunamadılar. Hatta Kırmızı Bülten'le aranan şahıs Sivas'ta evinde ölü bulundu. Dolayısıyla onları savunan, katilleri savunan avukatların hemen hemen hepsi devletin üst kademelerine getirildi.
Peki 'Alevi kardeşim, sorunun mu var? Konuşalım' diyorsunuz. Bugün 'Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli' nasıl bir eğitim sistemini kapsıyor? Zorunlu din dersleri kaldırılsın. Yıllardır bas bas bağırıyoruz. Bu zorunlu din derslerinin yanına yeni din derslerini, din dersi saatlerini daha da arttıran ben miyim? Alevi kurumları mı? Hayır. Elbette ki bu hükümet. 23 yıldır iktidar olan bu hükümet. Dolayısıyla bu konuşmaların büyük bir çoğunluğu sadece ve sadece şovdur, sadece ve sadece maalesef aldatmaya yönelik davranışlardır. Elbette biz diyalogdan kaçmayız, biz görüşmeden kaçmayız, biz hiçbir zaman kaçmadık.
'ÜÇ RANDEVU TALEBİMİZE DE YANIT VERMEDİLER'
Örneğin yakın zamanda AKP'nin grup başkanvekili dahil olmak üzere bütün grup başkanvekilleriyle görüştük ve Dışişleri, İçişleri bakanlıklarından randevu talep ettik. Talebimiz neydi? Suriye'de devam eden 'Alevi soykırımına' karşı biz bir gözlemci heyet oluşturmak istediğimizi ve bu katliama, soykırıma yönelik en azından Suriye ile Türkiye arasında bir insanlı yardım koridoru açılmasını talep etmiştik. Peki bu talebimiz ne oldu? Karşılanmadı. Bakanlıklar, üç defa resmi randevu talebimize rağmen yanıt vermedi.
Peki yakın zamanda Ağustos ayında Hacıbektaş Anma etkinlikleri yapacağız. Biz ısrarla diyoruz ki Hacı Bektaş dergahı bizim serçeşmemizdir, elinizi çekin, dergahlarımızdan çıkın diyoruz. Peki şu anda dergahlarımız kime bağlı? Kültür ve Turizm Bakanlığı'na. Peki Kültür Bakanlığı'nın çatısı altında kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı tanımayacağımızı, asla kabul etmediğimizi defalarca sokakta, Meclis önünde, kürsüde, her yerde söylememize rağmen bugün ne yapılıyor? Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, her geçen gün devletin de gücünü kullanarak Alevi köylerine kadar, Alevi yerleşkelerine kadar uzanıp Alevi'yi tümden yok etmeye çalışıyor.
'HÜKÜMETLE KOL KOLA AÇILIM OLMAZ'
Bütün bu meseleleri elbette ki biz yine konuşmaya hazırız. En büyük endişemiz, içinde Alevi geçen, bizzat devlet tarafından kurulmuş ya da beslenip, devletle, iktidarla yan yana gelmiş kimi Alevi kurumlarıyla, bu süreci götüreceklerse, zaten hiçbir şekilde biz bu süreci yer almayız, katılmayız. Yani onların sanırım kastettikleri, sanırım bahsetmeye çalıştıkları şey Cumhur İttifakıyla, hükümetle yan yana, kol kola girmiş, işbirlikçi kimi ayrı bir kurumdan bahsediyorsa zaten bunun adı bir açılım olmaz."