6 Şubat Depremlerinde Bir İlk! 'Belediye Başkanı Asli Sorumlu' Kararı

Abone ol

6 Şubat depreminde hayatını kaybeden Havva Özyurt'un kızı Kübra Özyurt, annesinin dosyasının bilirkişiye gönderildiğini ve heyetin tespitlerine göre binanın yıkılma nedeninin niteliksiz malzeme ile imal edilmesi olduğunu söyledi. Bilirkişi, ilk kez binanın müteahhidi ve yaptıranı olan Şakir Tahiroğlu’nu asli kusurlu buldu. Hatta aynı gerekçelerle belediyenin en üst amiri olan belediye başkanın da asli kusurlu sayıldığını savcılığa iletti.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri 11 ili yerle bir ederken, Kübra Özyurt’un verdiği mücadele yaşananları, unutmak isteyenlere hatırlatmaya devam ediyor. Hatay’ın Antakya ilçesi Cebrail Mahallesi'nde bulunan Özyurt apartmanının depremin ilk dakikalarında yıkılmasıyla hayatını kaybeden Havva Özyurt’un kızı Kübra Özyurt, annesinin enkaz altında yaşadığını ancak yardım gelmemesiyle yaşamını yitirdiğini anlatmasıyla akıllara kazındı.

T24'ten Gökçen Tahincioğlu'nun haberine göre Özyurt, deprem sabahı, kardeşinin bir arkadaşını buldu. İş makinesi operatörü Burhan Polat, bunun üzerine hemen yola çıktı ve ikinci günde, Hatay girişinde, yüzlerce araçla birlikte, bugün sebebi hala belirsiz biçimde, Topboğazı’nda durduruldu. Geçişine AFAD ve valilik kararıyla izin verilmedi. Burhan Polat, enkaz başına beşinci gün gelebildi. Anneyi, gönüllülerin yardımıyla çıkardı. Ceset torbası, kefen, tabut, cenaze aracı, görevli yoktu. Anne Havva Özyurt, depremzedelerin yardımıyla defin alanına götürüldü. Askerler dahil herkes, araçla taşımayı reddetti. 9 Şubat’ta anne Havva Özyurt, Karlısu Mezarlığı’na defnedildi.

YARALIYA PARA KARŞILIĞI MÜDAHALE

Özyurt, bu kez kardeşlerinin tedavisi için harekete geçti. Özel transporter kiraladı ve İstanbul’a getirdi kardeşlerini. Geldiği özel hastanede, “depremzede belgesi” istendi. Belge alacak kimse olmadığı yanıtını verdiğinde, “Ambulansla getirselerdi o zaman” yanıtı verildi. Ablasını ancak randevu alarak ve ücret ödeyerek muayene ettirebildi. Oysa televizyonlarda bütün muayenelerin ücretsiz yapılacağı söyleniyordu.

KENTSEL DÖNÜŞÜM YOK

Özyurt, hayatını hesap sormaya adadı. Bina yıkılmıştı, müteahhit suçluydu ama onunla sınırlı değildi. Binadan kurtarma skandallarına uzanan bir sorumluluk vardı. Binanın geçmişi de bunu gösteriyordu. Uygun olmayan bir zeminde inşa edilmişti bina. Kentsel dönüşüme sokulmak istendiğinde, belediyenin kapılarından dönülmüştü. Belediyenin önerdiği müteahhitlerden biri arka apartmanı dolandırıp Rusya’ya kaçmış diğeri fahiş rakamlar istemişti. Kentsel dönüşüm yapılamamıştı.

Depremden sonra hayatlarını Ankara’ya taşımak kararı aldı Özyurt. Depreme dayanıklı ev bakıyordu. Bir ev kiraladı arkadaşı vasıtasıyla. 10 yıllık denilen bina 15 yıllık, giriş kat denilen daire kot 2 çıktı. Taşındığında mahalledeki evlerin kira bedeli 2-3 bin lirayken, kendisinden 7 bin lira alındığını öğrendi. Depremzedelerin taşınacak olması bazılarının fahiş zamlar yapmasına yol açmıştı.

Depremzedeler için Antakya’daki evlerin yeniden yapılıp teslim edileceğini öğrendiklerinde harekete geçtiler. Ancak hem akrabalarıyla hisseli bir ev yıkılmışsa ve içlerinden birinin sağlam evi varsa yeni ev alamayacaklarını öğrendiler, hem de verilecek evlere 18-20 yıl boyunca kira gibi kredi ödemek zorunda kalacaklarını.

'DESTEK ÖDEMESİ' NE?

Özyurt’un deprem sabahından Ankara’da yeni bir ev kiraladığı döneme kadar başına gelenler bununla da sınırlı değil… Kübra Özyurt, savcılığa yaptığı başvurularla birlikte, Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvurarak hem evleri hem de yaşamını yitiren annesi nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesini istedi.

AFAD’tan gelen yazı ilginçti. 2025 tarihli yazıda, evle ilgili durum aktarıldıktan sonra “destek ödemesi” adı altında, ölen annesi için hesabına 20 bin lira yatırıldığı söylendi. Özyurt’un diğer dört kardeşinin hesabına da aynı miktar yatırılmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden sonra acil ihtiyaçları için ölenlerin ailelerine 100’er bin lira verileceğini açıklamış, bu ödemeler de o yüzden yapılmıştı. Ancak kimse bunun “destek ödemesi” adı altında yapıldığını ve neredeyse “tazminat” gibi yorumlandığını bilmiyordu.

BİLİRKİŞİ RAPORU USULSÜZLÜĞÜ GÖSTERDİ

İşin yargı boyutunda ise, depremin ardından başlatılan soruşturmalar kapsamında, yıkılan tüm binalardan karot örneği alınmaya başlandı. Ancak Havva Özyurt’un hayatını kaybettiği bina, karot almaya bile elverişli değildi. Dosya bilirkişiye gönderildi. Beş kişilik bilirkişi heyetinin tespitleri, tabloyu net biçimde ortaya koyuyor:

- Yapının yıkılma nedeninin karot almaya elverişli betonarme eleman bulunmayacak kadar niteliksiz yapı malzemesi ile imal edilmesinden kaynaklı olduğu saptanmıştır.

- Antakya ilçesi, Cebrail mah. 2059 ada 3 parselde deprem esnasında hasar gören yapının oturduğu zemin, kuvaterner alüvyonuna ait çok zayıf bir zemindir. Faya 1,10 km. mesafede olduğu saptanmıştır. Binadaki yıkıcı hasarın, zeminin jeolojik ve jeofizik deprem risklerine karşı hiçbir geoteknik önlem alınmadan imal edilen yapıdan kaynaklanmış olabileceği görüş ve kanaatine varılmıştır.

BELEDİYE BAŞKANI ASLİ KUSURLU BULUNDU

Bilirkişi, sorumluları tek tek belirlerken bir ilke de imza attı. Binanın müteahhidi ve yaptıranı olan Şakir Tahiroğlu’nu asli kusurlu buldu. Bununla yetinmedi. Karot almaya elverişli betonarme eleman bulunmayacak kadar niteliksiz yapı malzemesi kullanılmasını denetlemeyen ilgili belediyeye bildirimde bulunmayan, soruşturmaya konu binanın Fenni Sorumlusu İnşaat Mühendisi Süreyya Emir’i de asli kusurlu olarak saptadı.

Aynı gerekçeyle belediye İnşaat Kontrol Amirliği yetkililerinin, İnşaat Kontrol Amirliği’nin bağlı olduğu müdürlük yetkililerinin, bahse konu müdürlüğün bağlı olduğu belediye başkan yardımcısının da asli kusurlu olduğu sonucuna vardı.

Ve en önemlisi, aynı gerekçelerle belediyenin en üst amiri olan belediye başkanın da asli kusurlu sayıldığını savcılığa bildirdi. Savcılık, ilk etapta, müteahhit hakkında dava açtı. Savcılık sorgusunda, inşaatı kendisinin yapmadığını, belgelere hatır için imza attığını söyledi ancak savcı bunu inandırıcı bulmadı.

Ancak bütün bulgulara rağmen dava “taksirle öldürme”den açıldı. Olası kast maddesinin uygulanması halinde müebbete varan ceza verilmesi söz konusuyken, bu yol izlenmedi. Hatta öylesine düşük bir ceza ve sevk maddesi belirlendi ki dava ağır cezada değil asliye cezada açıldı.

İKİNCİ DURUŞMA 30 EYLÜL'DE

Davanın ikinci duruşması, 30 Eylül’de Antakya’da yapılacak. Müteahhit Tahiroğlu tutuksuz. Bilirkişi raporunda sorumluluğu tespit edilenler hakkında bugüne kadar açılmış bir dava yok. Ancak bilirkişi raporundaki, “belediye başkanı” dahil, sıralı isimlerin asli kusurlu sayılması yönündeki tespit önemli.

Kazandere Barajı Tamamen Kurudu Güncel Merdiven Altında 600 Yıllık Sır! Konya'dan Çalınan Eser 50 Yıl Sonra Antalya’da Ortaya Çıktı Güncel Yerlikaya Açıkladı; Son 6 Ayda 144 Mağara ve Sığınak İmha Edildi Güncel Hollandalı Süper Model 'Bir Vuruşluk Serveti' Nerede Harcadı? Güncel