Cumhurbaşkanlığı da Erdoğan'a mülk değildir

Anayasa Mahkemesi Başkanı (AYM) Prof. Dr. Zühtü Arslan'ın, yeni üye Muhterem İnce'nin and içme töreni konuşmasını davetli olduğum salonda dinledim. İşte...

Anayasa Mahkemesi Başkanı (AYM) Prof. Dr. Zühtü Arslan'ın, yeni üye Muhterem İnce'nin and içme töreni konuşmasını davetli olduğum salonda dinledim.

İşte AYM'nin yeni üyesi Muhterem İnce:

Cumhurbaşkanlığı da Erdoğan'a mülk değildir - Resim : 1

Başkan Arslan konuşurken eski Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) olan KKTC Büyükelçisi Prof. Dr. Metin Feyzioğlu'nun 10 Mayıs 2014'te Danıştay'ın 146'ncı yıldönümünde yaptığı konuşma aklıma geldi.

Tarih: 10 Mayıs 2014

-TBB Başkanı Prof. Dr. Feyzioğlu; konuşmasında tam 14 kez, "Adalet" vurgusu yaptı.

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan daha konuşması bitmeden Feyzioğlu'na "Edepsizlik ediyorsun" diyerek bağırarak salonu terk etti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de maalesef tıpış tıpış takip etti…

Tarih: 17 Ekim 2022:

-AYM Başkanı Prof. Dr. Arslan konuşmasında; tam 15 kez, "Adalet" vurgusu yaptı.

Eyvah dedim Erdoğan kızıp salonu terk edecek.

Çünkü AYM Başkanı Arslan, eski TBB Başkanı Feyzioğlu'ndan adalet ve anayasa konularında çok daha ağır eleştiriler yaptı.

Terk etmek elbette kolay değil çünkü AYM'nin "Yüce Divan" gibi anayasal bir görevi de var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Amasra'da 41 maden işçisinin vefatını "Kader Planı" olarak "dini" değerlendirme yapmasından etkilendiğini düşündüğüm AYM Başkanı Prof. Dr. Arslan, konuşmasının giriş bölümünde "3 kutsal dinin" ortaya koyduğu "Adalet" vurgusunu şöyle anlattı:

-"Nitekim Tevrat'a göre Hz. Musa halkına;

*'Adaleti, yalnızca adaleti izleyeceksiniz' diye öğüt verir.

-Yeni Ahit'e yani İncil'e göre Hz. İsa kavmine;

*'Görünüşe göre yargılamayın, yargınız âdil olsun' diye seslenir.

-Kur'an-ı Kerim'e göre de;

*'Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.'

AYM Başkanı Arslan şair Sadi Şirazi'nin şu sözlerini de Erdoğan'a hatırlattı:

"Sayın Cumhurbaşkanım,

Bu yüzden hemen her medeniyette adaletsiz ve haksız şekilde hükmetmenin ağır bir vebal olduğuna dair kuvvetli bir inanış vardır.

Söz gelimi Sadi Şirazi yaklaşık sekiz asır önce hükmetmek ve adaleti tesis etmekle yükümlü olanları şöyle uyarmıştır:

-'Kulaktaki pamuğu çıkar, halka adaletini göster,

Yoksa o büyük adalet günü açıkta kalırsın.'

Aslında bu sözler adaletin söylem değil, eylem meselesi olduğunu, gerçekleşmesi ve gerçekleştiğinin de görülmesi gerektiğini bize bir kez daha hatırlatmaktadır."

Değerli okurlarım,

-"Yargı bağımsızlığı" konusunda Başkan Arslan dedi ki;

"Sayın Cumhurbaşkanım,

Anayasa Mahkemesi üyeleri olarak göreve başlarken Anayasa'yı ve temel hakları koruma görevimizi, 'her türlü etki ve kaygıdan uzak olarak' yerine getireceğimize dair yemin ediyoruz.

Korumayı taahhüt ettiğimiz Anayasa bağımsızlık ve tarafsızlığı yargının vazgeçilmez nitelikleri olarak kabul etmektedir.

Gerçekten de yargıya yönelik güven ve inancın sarsılması, bir demokratik hukuk devletinin başına gelebilecek en büyük felaketlerden biridir."

-"Yargı bağımsızlığı" konusunda Prof. Dr. Feyzioğlu da şunları söylemişti:

"Hukukun üstünlüğüne inanan, insan onurunun korunmasını gözeten, şeklen değil, özde adalet dağıtmayı esas alan bağımsız ve tarafsız bir yargı, demokrasinin ve hukuk devletinin asli unsurudur.

Böyle bir yargı, herkeste saygı uyandırır, hukuka uygun davranan herkese güven aşılar. Unutmayalım ki adaletin tecelli ettiği mahkemeler, hepimizin son sığınağıdır, umut kapılarımızdır.

Adaletsiz demokrasi olmaz.

2010 sonrası oluşan yapı da maalesef bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlayamamıştır."

Değerli okurlarım,

AYM Başkanı Arslan ile eski TBB Başkanı Feyzioğlu'nun, "Bağımsız ve tarafsız yargı" konusundaki vurguları hiç de farklı değil.

Ancak 2014'ten 2022'ye "Bağımsız ve tarafsız yargı" Erdoğan'ın umurunda oldu mu?

16 Nisan referandumu sonrası sürekli yazarak Türk siyasi hayatına kazandırdığım şu sözlerimi biliyorsunuz:

- Kuvvetler Ayrılığını ortadan kaldıran ucube Tek Adam Rejimi"

Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak Zühtü Arslan'ın şu önemli hukuki yorumu yazdıklarımdan farklı mı?

-"Yargı bağımsızlığı, anayasal kimliği oluşturan kuvvetler ayrılığının da bir gereğidir.

-Yargının ve yargıcın bağımsız olmadığı yerde kuvvetler ayrılığından, kuvvetler ayrılığının olmadığı yerde de temel hak ve özgürlükleri güvenceye alan bir anayasanın varlığından söz etmek zordur."

"Tek Adam Rejimi" bundan daha net şekilde Erdoğan'a anlatılamazdı.

Arslan'ın konuşmasının son bölümündeki şu çok çarpıcı sözlerden acaba Erdoğan ders alır mı?

"Malumları olduğu üzere, yemin törenleri mahkemenin kadıya mülk olmadığını hatırlatan anlardır.

Sayın Cumhurbaşkanım, Şirazi diyor ki:

-'Asıl mutlu kişi, şöhretini ilmiyle adaletine borçludur. Gelen, gider; eken, biçer. İnsana iyi ya da kötü bir ad kalır geride'.

Önemli olan giderken şu kubbede hoş bir sadâ bırakabilmektir."

Sayın Arslan,

Söylemeliyim ki;

-Cumhurbaşkanlığı da Erdoğan'a mülk değildir,

-Giderken de şu kubbede hoş bir sadâ bırakmayacaktır…

Etiketler
Cumhurbaşkanlığı