Beyin jimnastiği niyetine…

Sayıları 2.3 milyonu bulan tarım işçisi çocuklar 5 yaşından itibaren günde 12 saat tarlada çalışıyor, okula gidemiyor, Çoğunda eklem romatizması görülüyor, kolları yanık içinde.

Ortalarda uçuşan duygusal tema ve bağlara, tepkisel öfkelere, sert esen rüzgârlara dünyanın doğal kaynaklarının hoyratça tüketildiği döneme bakınca; Kendi gerçeklerimizin farkına varmak için sanki sık sık rakamların dilini okumalıyız. Sırayla gidersek;

Ülkemizde 2022 sonu itibariyle 14 milyona yakın emekli var. En yakınlarıyla çarparsak 28 milyon eder. Durumları ortada…

Bir tarım ülkesi olarak bilinen Türkiye’de; pek çok nedenden ötürü tarlalarından, seralarından, bağlarından, ekip biçtiklerinden elde ettikleriyle geçinemeyen çiftçilerin sayısı 2 milyondan 500 bine kadar inmiş. Defterden silinen tarımın başına gelenler, çayın, fındığın, buğdayın, meyve sebzenin ağız uçuklatan fiyatları ve geldiği yer ortada…

Ülkemizde 2 milyon 338 bini sendikalı olmak üzere emek ve alın teriyle geçimini sağlayan 16 milyon işçi var. Şantiyeler, devasa inşaatlar, duvarlar, tuğlalar, hafriyat kamyonları, ustalar, emekçiler her yerde. Maden ocaklarında çalışanların başlarına gelenler ortada…

Ülkemizde geniş tanımlı işsiz sayısı 8.5 milyona yaklaşmış. Üniversite mezunu olanların sayısı yabana atılacak gibi değil. Yurtdışını tercih etmelerinin nedenleri ortada…

Kamu kurum ve kuruluşlarında, sözleşmeli personel olarak, işçi statüsünde istihdam edilen toplam memur sayısı 5 milyona yakın. Durumları ortada…

2022 verilerine göre kadın nüfusla erkek nüfus neredeyse eşit! Masa üstünde, işyerinde, siyasette, akademide, ücrette eşit mi? Durum net ve ortada…

Ülkemizde 131’i devlet, 75’i vakıf, Sahil Güvenlik Akademisi ve Polis Akademisi ile birlikte 208 üniversite var. 185 bin akademisyen var. 2022-2023 verilerine göre 208 yükseköğretim kurumunda okuyan öğrenci sayısı 7 milyona yakın. İş olanakları, hayalleri, umutları ortada…

Hava parçalı bulutlu değil. Havaya grilik ve duman hâkim…

Özetle; 42.5 milyon kadın, 42 milyon erkek, 16 milyon işçi, 8 milyon işsiz, 14 milyon emekli, 7 milyon üniversiteli, 500 bin çiftçinin; O hiçbir yere ait olamayanların sade ve yalın hayatlarına bakınca! Emeklerine eşlik edip, yaptıklarına ve yapacaklarına tanıklık edince! Üretime, yatırımlara, ekonomiye, kalkınmaya, emekçinin, emeklinin, dar gelirlinin ve işsizlerin dramına, gelir dağılımına, istihdama, ihracata, açık veren bütçeye, dış ticaret açığına, yüksek enflasyona, hayat pahalılığına bakınca!

Yaşanan, yaşatılan ve dayatılan duygusal değişimlerin bedelini ödemeye devam. Bizim öğrendiklerimizi ve hayatın bize öğrettiklerini düşünmeye devam…

Bir de not: Özel okul fiyatları yüzde 300 artınca 250 bin öğrenci özel okulu terk etti. Ama aynı artış öğretmen maaşlarına yansımayınca 20 bin öğretmen işten ayrıldı. Geriye ne mi kaldı? Zamlarla baş edemeyen veli, asgari ücret düzeyinde maaş alan öğretmen…

Tam da burada bir kayıt daha düşelim! Sayıları 2.3 milyonu bulan tarım işçisi çocuklar 5 yaşından itibaren günde 12 saat tarlada çalışıyor, okula gidemiyor, Çoğunda eklem romatizması görülüyor, kolları yanık içinde. Bir milyon yoksul öğrencinin okulunu bıraktığı ülkemizde neredeyse insanların yüzde 80’inin yoksulluk sınırının altında yaşadığını unutanlara soralım mı? Tuvaletlerden su içen çocukların, beslenme çantalarından bayat ekmek çıkan çocukların, özellikle dezavantajlı bölgelerde yalnızca evde değil okulda da yeterli beslenemeyen çocukların, risk altında olan çocukların, ücretsiz yemek desteği verilmesi şart olan çocukların, özellikle de 5 yaş altı ölümlerin yarısının açlıktan olduğu bilinen çocukların dertlerine!

Çare olamamanın ya da bulamamanın adı akıl tutulması mı? Halkın zekâsıyla alay etmek mi? Ben yaptım oldu mantığı mı? Benden bu kadar mı? Hepsi mi?

Etiketler
Okul Roma