Artık bildiri dağıtmak bile suç: Suruç anmasına çağrı yapan gençlere dava açıldı

EGEMEN İSAR

Suruç Katliamı üzerinden 8 yıl geçti.

IŞİD tarafından yok edilen Suriye’nin Kobane kentini ayağa kaldırmak için bir araya gelen, genci, kadını işçisi, Suriye’ye geçmeden önce Şanlıurfa’nın Suruç ilçesindeki Amara Kültür Merkezi’nde toplanmıştı.

Basın açıklaması için toplanan kalabalığın arasına giren 2 IŞİD militanı, bombalı bir intihar saldırısı düzenlemişti. Saldırıda 34 kişi hayatını kaybetti, 100’den fazla kişi de yaralandı.

BİLDİRİ DAĞITTIKLARI İÇİN TUTUKLANDILAR

Her sene olduğu gibi bu yıl da Suruç için adalet arayan gençlik örgütleri, 20 Temmuz’da yapılacak anma için 17 Temmuz’da Kadıköy’de bildiri dağıtımına çıkmıştı.

Emniyet güçleri, bildiri dağıtan gençlerden 44’ünü işkenceye varan yöntemlerle gözaltına aldı.
Savcılık, gözaltına alınan 44 kişiden 9’unu ‘2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet’ suçlamasıyla tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etmiş, 9 gençten 6’sı tutuklanmıştı.

Tutuklanan 6 genç, 15 Ağustos’ta ara mahkemeyle serbest bırakılmıştı.

BİLDİRİ DAĞITMAK SUÇ SAYILIYOR

17 Temmuz’da gözaltına alınıp ertesi gün savcıya ifade verdikten sonra serbest bırakılan gençlere de dava açıldığı ortaya çıktı.

Dava 22 Mart 2024 tarihinde İstanbul Kartal’da bulunan Anadolu Adliyesi’nde, 55. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Mahkemenin açılmasının sebebi olarak ‘2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ettikleri belirtildi.

2911 NEDİR?

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 3. maddesi “herkesin önceden izin almaksızın, silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olduğu” hükmünü içermektedir.

SURUÇ DAVASI

Suruç Katliamı'nın dava süreci, 5 Mayıs 2017 tarihi itibarıyla başladı.

Katliama ilişkin hazırlanan iddianamede saldırıyı gerçekleştiren Şeyh Abdurrahman Alagöz'ün yanı sıra, Gaziantep’te üzerindeki bombayı patlatarak ölen Yunus Durmaz, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’ne bombalı saldırıda ölen Halil İbrahim Durgun ve Ankara Gar saldırısı şüphelilerinden tutuklu Yakup Şahin, örgütün Türkiye-Suriye sınır sorumlusu Deniz Büyükçelebi ve örgütün Suriye’deki "emiri" İlhami Balı da saldırının failleri olarak yer aldı.

Olaya ilişkin Şanlıurfa Savcılığının 15 kişiyle başlattığı soruşturma üç kişi ile devam etti ve hazırlanan iddianamede, üç kişi hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürme" suçlarından 104'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.

Davadaki tek tutuklu sanık, Ankara Garı Saldırısı davasından da tutuklu bulunan Yakup Şahin ve Hilvan Cezaevi kampüsünde görülen yargılamada Şahin bir kere bile mahkemeye getirilmedi.

22 Ekim 2021’de görülen oturumda, mahkeme Yakup Şahin’e 34 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi ve yargılama firari sanıklar Deniz Büyükçelebi ve İlhami Balı yönünden hala devam devam ediyor.

Suruç Aileleri, avukatlar ve Suruç için adalet arayan yurttaşlar, davanın etkin ve adil bir şekilde yürütülmediği için 8 yıldır adalet arıyor.

Katliam için adalet arayanlar, o dönemin yetkililerinin de yargı önüne çıkarılmasını talep ediyor.