Kışanak ve Tuncel davasında yeni gelişme!

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Gültan Kışanak ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in yargılandığı davada karar çıktı.

Kışanak ve Tuncel davasında yeni gelişme!

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Gültan Kışanak ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in yargılandığı ve Malatya 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada Kışanak'a 14 yıl 3 ay, Tuncel'e ise 15 yıl hapis cezası verildi.

Malatya Adliye Sarayı'nda sabah saatlerinde 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan duruşmayı, HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel, HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş ve partililer izledi. Duruşmaya Kocaeli'deki Kandıra Cezaevi'nde kalan Sabahat Tuncel sağlık problemleri nedeniyle katılmazken, aynı ceza evindeki Gültan Kışanak ise salonda hazır bulundu.

İddianamede, Kışanak hakkında 'silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek', 41 kez 'terör örgütü propagandası yapmak' ve 'kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmamak' suçlarından 57 yıl 6 aydan 230 yıl 6 aya kadar, Tuncel hakkında da 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 16 kez 'terör örgütü propagandası yapmak' suçlarından 23 yıl 6 aydan 95 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.

'YAPTIĞIM HER ŞEY DEMOKRATİK SİYASET ÇERÇEVESİNDEDİR'

Duruşmada son savunmasını yapan Kışanak, iki yılı aşkın süredir tutuklu olduğunu, 11 celse ve 21 aydır süren duruşmaların hepsinin gıyabında yapıldığını ileri sürerek, şunları söyledi:

"11 duruşmadır huzurda bulunma talebim var. Bu yargılamaya gölge düşürüldü. Bugün karar duruşması görülüyor, 'hadi gelsin' deniliyor. Tek taraflı, gıyabımda bir prosedür yürütüldü.

Sözümü söyleyemedim, kendimi ifade edemedim, savunma hakkım gasp edildi. Usulün yerine getirilmesi için getirildim. Bunu bile bile geldim çünkü benim başta kadınlar olmak üzere halka karşı sorumluluğum var. Yaptıklarım doğru, hukuki, meşru, insani olduğu için buradayım.

İki yıl boyunca savunma hakkım gasp edildi. Savunma hakkıma yönelik yapılan kısıtlamaları kabul etmiyorum. Ben inanmadığım hiçbir şeyi yapmam, birçok şeyi yapmışsam inanarak yapmışımdır, onu da savunurum. Yaptığım her şey demokratik siyaset çerçevesindedir."

'HİÇBİR SUÇLAMAYI KABUL ETMİYORUM'

Partinin programına göre hareket ettiğini savunan ve suçlamaları kabul etmeyen Kışanak, "Bu partinin bir programı var. BDP'nin programı ve tüzüğünü isteyelim. O programa bağlı olarak konuştum. Halkta inandı ve bana oy verdi. Halk, bu parti programına oy veriyor, benim kaşıma gözüme oy vermiyor.

Biz milletin bir parçası mıyız değil miyiz? Oy veren 6 milyon kişi milletin bir parçası mı? Birine, 'senin oyun kıymetli, senin oyun kıymetsiz' diyemezsiniz. 4 yıl BDP'nin eş genel başkanlığını yaptım. Her kongreye gittim. Bugün burada nasıl suçlama konusu olabilir? Hukukta moda oldu, cümlenin içerisindeki iki kelimeyi alıyor. Demokratik siyasetin önü tıkanıyor.

Bu ülkede bir vatandaş olarak nasıl eşit yurttaş olduğuma inanacağım? Herkes kadar benim de söz söylemeye hakkım olmalı. 'Ölüm istemiyorum' demişim, suç mu? Binlerce genç hayalleriyle toprak altında, çözebileceğimiz bir sorunu neden çözmüyoruz? Bunun konuşulacağı yer burası değil, parlamentodur. Demokratik siyaset mahkeme salonuna tıkılmaya çalışılıyor. Bunu suçlama konusu olarak kabul etmiyoruz.

Çözüm sürecinde söylediklerimiz suç değildi, şimdi 'vazgeçtim, niye yaptın? Suçlu ol' Parti kongresinde yaptığım konuşmalar suç unsuru taşımamaktadır. Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Hiçbir savaş ve kavga ilelebet sürmez, elbet barış olacak, bir an önce olsun" dedi.

'SEÇME VE SEÇİLME HAKKIMI ELİMDEN ALDILAR'

Kışanak, 2014 yılında belediye başkanı seçildiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bakanlar, parti genel başkanları beni ziyaret etti. 2015'te çözüm süreci bitince, başladılar belediyeye müfettiş göndermeye. Üçer gurup gitti beşer gurup geldi. En az 100 müfettiş gönderildi. Belediyenin bütün evraklarını farklı müfettişler defalarca incelediler, usulsüzlük bulamadılar.

Hizmeti aksatmamak için elimizden gelen her türlü gayreti gösterdik. 3 yıl boyunca müfettişler bir şey bulamadı. İdari ve mali kusur bulamadıkları için bu suçlama yapıldı. Benim, belediye çalışanlarına 'çalışmayın' diye bir talimatım yoktur. Kent merkezinde aksayan bir hizmet yoktu, sadece belirli noktalarda aksama oldu. Ben kendimi ve yaptığım siyaseti biliyorum. 2015'te çözüm sürecinden vazgeçildikten sonra belediyeye her gün müfettiş gönderdiler. Belediyeyle ilgili yalan, yanlış açıklamalar yapıldı.

Karşı siyaset kampanyası yürüttüler. Haftanın her günü belediyeyle ilgili konuşup, bu davaya siyasi atmosfer oluşturdular. Bu ısmarlama bir dava. Bu davayı belediyeye kayyum atamak, el koymak için yaptılar. 2 yıldır belediye meclisi neden toplanmadı? Belediyede niye bir tane seçilmiş irade yoktur? Ben cezaevindeyim belediye meclis üyeleri ve encümenler nerede?

Kayyum 2 yıldır bütçe yapmış mı? Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin ne suçu var? Yeniden sandık geliyor, halkın ne cevap vereceğini göreceğim. Bana, 'oy kullanamayacaksın' deniliyor. Seçme ve seçilme hakkımı elimden aldılar."

Mahkeme heyeti, daha sonra avukatları dinledi. Avukatların savunmaları uzun sürdüğü için Kışanak, saat 20.30'da kalkacak uçağa yetişmesi için jandarma tarafından Elazığ Havalimanı'na götürüldü. Mahkeme heyeti akşam saatlerinde duruşmaya kısa bir ara verdikten sonra Kışanak ve Tuncel hakkındaki kararını açıkladı.

Heyet Sabahat Tuncel'e 'Terör Örgütü Üyeliği'nden 9 yıl 9 ay, 'terör örgütü propagandasın'ndan ayrı ayrı, 1 yıl, 24 ay ve 1 yıl 15 ay olmak üzere toplamda 15 yıl hapis cezası verdi. Gültan Kışanak'a ise 'terör örgütü üyeliği'nden 10 yıl 15 ay, 'terör örgütü propagandasından 1 yıl ve 24 ay olmak üzere toplamda 14 yıl 3 ay ceza verildi.

Etiketler
Diyarbakır