Faik Öztrak'tan Erdoğan'a IMF hatırlatmalı yanıt: Görmemiş ata binince bey oldum sanır...

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, IMF’den ülkelere sağlanan 650 milyar dolar tutarındaki SDR’den Türkiye’ye tanımlanan 6.3 milyar dolar hakkında AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarına yanıt verdi.

Faik Öztrak'tan Erdoğan'a IMF hatırlatmalı yanıt: Görmemiş ata binince bey oldum sanır...

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı sonrasında ekonomi gündemi hakkında değerlendirmelerde bulundu.

AKP iktidarının ekonomi yönetimindeki hataları hatırlatan Öztrak, IMF’den ülkelere sağlanan 650 milyar dolar tutarındaki SDR’den (özel çekme hakkı) Türkiye’ye tanımlanan 6.3 milyar dolar hakkında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarına yanıt verdi.

Faik Öztrak, "Düne kadar, “IMF defteri kapanmıştır, bir daha açılmayacaktır” diyen Kerameti kendinden menkul “IMF bizden beş milyar dolar istedi” hikâyeleriyle övünen Erdoğan, Şimdi çıkmış, IMF’den gelen 6,3 milyar dolar parayla caka satıyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? IMF tüm ülkelere destek verdi. Ama IMF parasıyla övünen, Bir tek AK Parti Genel Başkanı Erdoğan oldu. Ne diyelim, “Görmemiş ata binince bey oldum sanır, Şalgam aşa girince yağ oldum sanır.” Bunların durumu da ne yazık ki bu…" ifadelerini kullandı.

Faik Öztrak'ın açıklamaları şöyle oldu:

Yarın, 2021’in ikinci üç ayına ilişkin milli gelir rakamları açıklanacak. Geçtiğimiz yılın ikinci yarısı, Salgının ekonomimizi en sert vurduğu dönemdi. Geçen yıl ikinci çeyrekte, Milli gelirimiz yüzde 10,3 gerilemişti. Top yere ne kadar sert çarparsa, O kadar da yükseğe çıkar.

Ekonomide buna “baz etkisi” denir. Hem baz etkisiyle hem de, Pandemi döneminde olağanüstü kredi genişlemesinin etkisiyle, Büyümede, geçen yıla göre, ciddi bir sıçrama göreceğiz. Ama ekonomik faaliyet hacmini, Bir önceki çeyrekle mukayese ettiğimizde, Farklı bir tablo, bir yavaşlama göreceğiz. Saman alevi gibi büyüme, Sürekli ve sürdürülebilir büyümeden farklıdır. Erdoğan ne yazık ki 19 yılda, Bu ikisi arasındaki farkı bir türlü öğrenemedi.

Pandemide milleti borca batırdılar. G-20’nin gelişen ekonomileri içinde, En çok kredi veren ekonomi Türkiye. Buna karşın aynı grupta, En az doğrudan gelir desteği veren üçüncü ekonomi de Türkiye. Bol kepçeden verilen kredilerle, Büyümenin sürekliliğine Ve sürdürülebilirliğine büyük darbe vuruldu. Şimdi bireysel kredilerdeki hızlı genişleme, Ve tahsilattaki sıkıntılar, Ekonomi yönetimini de kaygılandırmışa benziyor.

Bireysel kredilere sınır getirmekten bahsediyorlar. Yine başta esnafımız olmak üzere, Çiftçilerimiz, KOBİ’lerimiz, pandemi döneminde aldıkları borçların, Nasıl geri ödeneceğini kara kara düşünüyorlar. Hiç kimse merak etmesin. İktidara geldiğimizde pandemi nedeniyle alınan borçların, Kolaylıkla ödenebilmesi için, gereken her tedbiri alacağız.

Borçları mutlaka ödenebilir hale getireceğiz. Borçlardaki hızlı genişleme, Sadece büyümenin sürdürülebilirliğine değil, Kalitesine de çok ciddi darbe vurdu. Hem fiyatlar seviyesi sıçradı. Hem de konut başta olmak üzere bazı sektörlerde, Ciddi balonlar oluştu.

Eurostat verilerine göre son bir yılda, tüm Avrupa’da, Konut fiyatlarının en hızlı arttığı ülke, Türkiye. Başta İstanbul olmak üzere, Büyük şehirlerdeki konut fiyatları ve kiralarda, Çok ciddi sıçramalar var. Yüz yüze eğitim başlıyor. Özellikle üniversite öğrencileri ve öğrenci aileleri çok büyük sıkıntıda…

Diğer tarafta da, Son bir yılda inşaat girdi maliyetlerindeki olağanüstü artış, Ve ekonomideki belirsizlikler, Yeni konut yapımlarını tehdit ediyor. İşte İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu, Çimento fiyatlarındaki fahiş artışlara dayanamayarak, 2 Eylül’de “Harç bitti, yapı paydos” demeye hazırlanıyor. Türkiye tarihinde, böyle bir durumla ilk kez karşılaşıyoruz. TÜİK’in makyajlı verileriyle bile enflasyon yüzde 19. Dünya üzerinde en yüksek enflasyona sahip 12. ekonomiyiz. Ama turpun büyüğü de heybede.

Kuraklık bu yıl sadece ormanlarımızı yakmakla kalmayacak. Mutfaklarımızı da kavuracak. Gıda fiyatları üzerindeki baskı kışın daha da artacak. Hidroelektrik üretim düştüğü için, Ötelenen enerji zamları da dikkate alındığında, İlerleyen günlerde elektrik fiyatları da hızla artacak. Türkiye’de, hâlihazırda 2,1 milyon aile, Elektrik faturalarını ödeyemiyor. Bunu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı istemeden itiraf etti. Anlaşılan önümüzdeki günlerde bu sayı daha da artacak. İstihdam derseniz.

O cephede de değişen bir şey yok. Pandemi döneminden hemen önce, 2019’un son çeyreğinde, Gerçek işsiz sayımız 6,4 milyondu. Bugün 9 milyon. Onca krediye rağmen, İşsizlik zirvede dolaşmaya devam ediyor. Bu arada kamuda engelli memur açığı bir türlü doldurulmuyor. Engelli yurttaşlarımız bu kadrolara atama bekliyor. Bir yandan artan hayat pahalılığı, Bir yandan artan işsizlik milleti yoksulluk girdabında bunaltıyor.

Erdoğan Türkiye’yi, “İstihdamsız büyüme” kavramıyla tanıştırmıştı. Şimdi de “yoksullaştıran büyüme” kavramıyla tanıştırdı. Ama Erdoğan’a sorarsanız, Türkiye “yeni bir şahlanış” içindeymiş. Ne demiş atalarımız, “Olsayı bulsaya vermişler, hiç doğmuş.” Erdoğan’ın durumu tam da bu. Türkiye ekonomisinde büyümenin sürdürülebilirliğini sağlamak için, Büyümenin kalitesini artırmak için son 10 yılda, Hangi adımı attınız? Hangi yapısal reformu gerçekleştirdiniz?

Tersine, ekonomideki kırılganlıkları daha da artıracak, Ne kadar yanlış adım varsa, hepsini birer birer attınız. Milletin 128 milyar dolarını, Siyasi ikballeri için, Yerel seçimi kazanmak için, Boş yere buharlaştırdılar. Merkez Bankası’nın araç bağımsızlığını tamamen ortadan kaldırdılar. Düne kadar, “IMF defteri kapanmıştır, bir daha açılmayacaktır” diyen Kerameti kendinden menkul “IMF bizden beş milyar dolar istedi” hikâyeleriyle övünen Erdoğan, Şimdi çıkmış, IMF’den gelen 6,3 milyar dolar parayla caka satıyor.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? IMF tüm ülkelere destek verdi. Ama IMF parasıyla övünen, Bir tek AK Parti Genel Başkanı Erdoğan oldu. Ne diyelim, “Görmemiş ata binince bey oldum sanır, Şalgam aşa girince yağ oldum sanır.” Bunların durumu da ne yazık ki bu…

Etiketler
Faik Öztrak Türkiye