Bakan 'Okullarda alarm verilecek bir durum yok' dedi ama işin aslı farklı: 'Çocuklar takip edilemiyor, sınıfın üçte biri raporlu!'

GERÇEK GÜNDEM / MİRAY TAMER - Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını tüm dünyada etkisini sürdürürken, omicron varyantının hızla yayılması nedeniyle Türkiye'de vaka sayılarında artış yaşanıyor. Sağlık Bakanlığı'nın son açıklamasına göre yalnızca dün 66 bin 467 vaka tespit edildi, 143 kişi hayatını kaybetti.

Maske, mesafe ve temizliğe yönelik uyarılarını sürdüren uzmanlar, çocuklar içinse ayrıca parantez açıyor. Bunun başlıca nedenleri, çocukların maske ve mesafeye uyum gösterme oranlarının daha düşük olması ve okul gibi topluca bir arada bulunulan ortamlarda temasın fazla olması.

Koronavirüs ve varyantlarına ek olarak okullarda grip salgınının da yoğunlaşması, yeni tedbirlerin alınıp alınmayacağını gündeme getirdi. Bu noktada bazı illerde yoğun bir şekilde sınıf karantinalarının yapıldığını hatırlatmakta yarar var.

'OKULLARIN KAPATILMASI SÖZ KONUSU DEĞİL'

Ancak Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in buna yanıtı "Omicron varyantı nedeniyle ilgili okullarımızda şu an alarm verebileceğimiz durum yok. Şu anda okulların kapatılması söz konusu değil, süreci yakından takip ediyoruz" oldu.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın "Omicron varyantı, İstanbul’daki vaka sayılarının toplam vaka sayısının yarısını aşmasına neden oldu" şeklindeki uyarısından yola çıkarak okullardaki son durumu Eğitim-Sen İstanbul 1 No'lu Şube Başkanı Barış Uluocak'la konuştuk.

Uluocak, sınav haftası olmasına rağmen sınıf mevcutlarında azalma olduğunu söyledi. Omicronla influenzanın birbirine karıştığını dile getirerek şunları anlattı:

"Biz daha önce ders saatlerinin azaltılabileceğini söylemiştik. Sınıf mevcutlarının azaltılması gerektiğini söylemiştik. Öğretmen atamalarının yapılması, derslik sayılarının artırılması, sınıf mevcutlarının azaltılması ve virüs yükünün buna bağlı olarak azaltılabileceği yönünde uyarılarımız vardı.

'ÖNERİLERİMİZ DİKKATE ALINMIYOR'

Buna mukabil yine belki çok acil önlem olarak ders sürelerinin 30 dakikaya indirilebileceği ve çocukların sınıfta daha az vakit geçirebileceğine dair önerilerimiz vardı. Ancak bu öneriler hiç dikkate alınmıyor. Salgının seyriyle eğitim öğretimin işleyişine ilişkin herhangi bir ilişki kurulmuş değil. Vaka sayıları artmış ya da azalmış, bakanlık buna bakmıyor. Ders programının, ders döneminin aynı şekilde devam etmesinden yana."

'SEMPTOM TAKİBİ OKUL PERSONELİNE YIKILDI'

Uluocak'ın dikkat çektiği bir nokta, çocukların kontrol edilmesinin zor olduğu.

"Semptom takibi vesaire okul personeline yıkılmış olduğu için ve bu profesyonel sağlık ekipleri tarafından takip edilmediği için, çok rahatlıkla hafif belirtiler gösteren bir çocuk okula gelip, okulda bunu bulaştırabilir" diyen Uluocak, bu tip durumlara sıklıkla rastladıklarını söyledi. Ardından şunları kaydetti:

'BAKANLIĞIN KENDİ AÇIKLADIĞI ASGARİ TEDBİRLER DAHİ LAYIĞIYLA YAPILAMIYOR'

"Okulda bir sağlık görevlisi yok. Okulun yardımcı personelinin elinde bir ateş ölçer görebilirsiniz o semptom takibi yapıyor güya. O da büyük oranda yapılamıyor. Rehbere göre bunun yapılması gerekiyor. 'Bakanlığın kendi açıklamış olduğu asgari tedbirler dahi layığıyla yapılamıyor' desek doğru olur."

'GÖRDÜĞÜM KADARIYLA BU TABLODA BİR AN ÖNCE YARIYIL TATİLİNE VARMAYI PLANLIYORLAR'

Milli Eğitim Bakanlığı'nın sendikalarla görüş alışverişinde bulunup bulunmadığını sorduğumuz Uluocak, "Pandeminin başında da çok ciddi bir bilgi alışverişi yapıldığı, bizim önerilerimize kıymet verildiğini söylemek zor. Şu anda da güncel olarak böyle bir bilgi alışverişi söz konusu değil" yanıtını verdi. "Gördüğüm kadarıyla bakanlık bu tabloda bir an önce yarıyıl tatiline varmayı planlıyor" diye de ekledi.

'30 KİŞİLİK SINIFTA 10-12 ÖĞRENCİNİN OLMADIĞI DURUMLAR SÖZ KONUSU'

Kendisinin rehberlik öğretmeni olduğunu, raporlu öğrenci sayısının bazı sınıflarda sınıf mevcudunun üçte birine ulaştığını belirten Uluocak, "30 kişilik öğrenci grubunda 10-12 öğrencinin olmadığı durumlar söz konusu. Raporlulardı" bilgisini verdi.