Sezai Karakoç'un 'Mona Roza' şiirini yazdığı Muazzez Akkaya ilk kez konuştu

88 yaşında yaşamını yitiren Türk edebiyatının önemli şairlerinden olan Sezai Karakoç'un "Mona Roza" şiirini yazdığı Muazzez Akkaya, ilk kez konuştu.

Sezai Karakoç'un 'Mona Roza' şiirini yazdığı Muazzez Akkaya ilk kez konuştu

Muazzez Akkaya, "Hay Allah üzüldüm. Evlenmemiş olmasına üzüldüm açıkçası keşke o kadar bağlı olmasaydı. Yani ben sebep olmadım İnşallah. Kader, kısmet mi diyelim bilmiyorum, nur içinde yatsın. Ben onun mutlu olmasını isterdim" dedi.

Türk edebiyatını acı kaybının ardından Sezai Karakoç'un Mona Roza şiirinde adına akrostiş yaptığı platonik aşkı Muazzez Akkaya konuştu.

Odatv'ye açıklamalarda bulunan Muazzez Akkaya çok üzgün olduğunu belirtti. Akkaya "Hay Allah üzüldüm. Evlenmemiş olmasına üzüldüm açıkçası keşke o kadar bağlı olmasaydı. Yani ben sebep olmadım İnşallah..." ifadelerini kullandı.

"Onun mutlu olmasını isterdim"

Mülkiyede tanıştıklarını, tek fotoğraflarının da Mülkiye'nin geleneksel İnek Bayramı'nda olduğunu söyleyen Akkaya "İyi bir insandı, ikinci sınıftan arkadaşımdı. Kader, kısmet mi diyelim bilmiyorum, nur içinde yatsın. Ben onun mutlu olmasını isterdim" ifadeleriyle son kez veda etti.

"Yakınlık duymadım"

Sezai Karakoç'un akrostişler yazdığı o günleri Akkaya şöyle anlattı:

"Mono Roza şiirinden ikinci sınıfta haberdar olmuştum. Aynı sınıfı paylaştığım Altan Öymen'in eşi Aysel Öymen çok güzeller şiirler yazan biri var demişti. Şiir gecesi olmuştu, o şiiri okumuştu. Valla yakınlık duyamadım. Çalışkan bir arkadaştı. Ama pek düşünmüyordum aynı sınıftan biriyle... Cemal Süreya ile aynı sınıftaydık. O da cebime şiirler koyuyordu. Evlendi yuva kurdu."

Mona Roza şiiri

Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek...
Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ellerin ellerin ve parmakların;
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat on ikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Akşamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sarı
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları
Ki ben Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvelar sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki kapalı gece ve güne
Altın bilezikler o kokulu ten
Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza siyah güller, ak güller