'Teğmenler kavgası': Avukatlara soruşturma dosyası verilmedi, 'büyük bir haksızlık olduğu açık'

İstanbul'daki Tuzla Piyade Okulu'nda yaşanan 'teğmenler kavgasına' ilişkin yeni detaylar ortaya çıktı. Atatürk fotoğrafı takmayan teğmene tepki gösteren üç teğmenin avukatları, soruşturma dosyasının kendilerine verilmediğini belirtti ve gelinen aşama için "büyük bir haksızlık" ifadesini kullandı.

'Teğmenler kavgası': Avukatlara soruşturma dosyası verilmedi, 'büyük bir haksızlık olduğu açık'

İstanbul'daki Tuzla Piyade Okulu'nda düzenlenen 10 Kasım Atatürk'ü anma etkinlikleri sırasında bazı teğmenlerin yakalarına Atatürk fotoğrafı takmaması üzerine başlayan tartışma sürüyor. Muhalefet itirazın tarikatçılara yönelik olduğunu belirtirken, iktidara yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gibi kimi gazeteler ise 'cunta' nitelemesiyle aleni bir şekilde öğrencileri hedef gösteriyor.

Son olarak Milli Savunma Bakanlığı'ndan (MSB) yapılan açıklamada Yüksek Disiplin Kurulu'nun (YDK) gerekli inceleme / araştırmayı tamamlamasına müteakip "en doğru ve objektif kararın verileceği", ardından kamuoyu ile paylaşılacağı belirtildi.

Bugün ise Sözcü yazarı Aytunç Erkin, edindiği yeni bilgileri okurlarıyla paylaştı. Dün üç teğmene "Savunma konusunda son gün" diye emir gittiğini dile getiren gazeteci, şunları kaydetti:

"(...) Ancak... Teğmenlerin avukatlarının 'savunmaya dayanak için soruşturma dosyasını istedikleri ama alamadıklarını' bunun için de karşı bir dilekçe verdikleri bilgisine ulaştım. Dilekçede, 'Talep edilen belgeler verilmediği için savunma yapmamız mümkün değil. Bu anayasal hakların kısıtlanmasıdır' denildi.

Avukatlara göre; dosya, ocak ayının ilk haftasında yapılacak Yüksek Disiplin Kurulu'na yetiştirilmek isteniyor ve alelacele teğmenlerin savunmaları isteniyor. Yaşananlar üzerine görevden uzaklaştırılan ve 'Atatürk'ü savunan' üç teğmenin avukatları bir açıklama yaptı.

10 avukatın yaptığı ortak açıklamada çarpıcı tespitler var.

Diyorlar ki: 'Müvekkillerimizin görevleri gereği yazılı ve görsel medyada süregelen tartışmalarda öne sürülen haksız iddialara cevap vermeleri mümkün değildir. Bu durum işin gerçek mecrasından çıkmasına yol açmaktadır.'

Ve arkasından da eklemişler:

'Öncelikle belirtmek isteriz ki Anayasa'nın metnine dahil olan başlangıç bölümüne göre; Atatürk, 'Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahramandır'. Anayasamızın eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevini düzenleyen 42'nci maddesinde; 'Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır' hükmü yer almaktadır.

Keza Anayasamızın Başlangıç Bölümünde ve 2'nci, 42'nci, 58'inci, 81'inci, 103'üncü ve 134'üncü maddelerinde Atatürk ilke ve inkılaplarına birçok kez atıfta bulunulmuştur. Anayasada yapılan bu kuvvetli atfa nazaran; Atatürk, Türk Milleti'nin siyaset üstü değeridir, O'nun ilkeleri devletin kuruluş ideallerini ve temel felsefesini yansıtmaktadır.'

'MÜVEKKİLLERİMİZİN HİÇBİR BİÇİMDE BÖYLE BİR YÖNELİŞİ OLMADI'

Üç teğmenin avukatları, Harp Okulları'nın 4566 sayılı kanunu da hatırlatmış:

' (...) Diğer yandan, 4566 sayılı Harp Okulları Kanununa göre; 'Harp Okulu... Milli Savunma Bakanlığı kuruluşunda, Atatürk ilkelerine bağlı ve askeri değerleri haiz muvazzaf subay yetiştiren; eğitim ve öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan, bilimsel özerkliğe sahip bir yükseköğretim kurumudur' ve 'Harp Okullarında; öğrencilere Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve Atatürk milliyetçiliği, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerine bağlı hizmet bilincinin ve mesleki değerlerin kazandırılması sağlanır.'

Harp Okulları Yönetmeliği hükümleri de bu normlarla aynı doğrultudadır. Özetle, Harp Okulu mezunu teğmenlerin Atatürk ilke ve devrimlerine olan bağlılıkları; aldıkları eğitimin, anayasaya sadakatlerinin, akıl ve vicdanın bir gereği olmasının yanında hem onlar hem de onları yetiştirenler için yasal bir sorumluluktur. Bu kapsamda ifade etmek gerekirse, Atatürk ilkelerine bağlılığın, yine Anayasamıza göre temel hak ve özgürlüklerden olan din ve ibadet özgürlüğüne engel teşkil etmediği tartışmasızdır. Müvekkillerimizin hiçbir biçimde böyle bir yönelişi de olmamıştır."

'BÜYÜK BİR HAKSIZLIK'

Yapılan açıklamada 'teğmenlerin Atatürk hassasiyetine' dikkat çekildi:

'(...) Subayların yetiştirilmesinin çerçevesini belirleyen her derecedeki kuralda tezahür eden Atatürk'e derin hürmet ve Atatürk ilkelerine bağlılığa yapılan vurgular dikkate alındığında; müvekkillerimiz olan genç teğmenlerin hassasiyetlerinin anlaşılması gerektiğini düşünüyoruz.

Bu hassasiyete başka anlamlar yüklemenin, bağlamından koparmanın, genç teğmenleri siyasi bir tartışmanın tarafıymış gibi görmenin ve göstermenin büyük bir haksızlık olduğu açıktır.'

'... Tartışmaların kamuoyunda basın ve ifade özgürlüğü sınırlarını aşar şekilde sürdürülmesi, soruşturmanın gizliliği kuralına aykırılık oluşturduğu gibi müvekkillerimizin kişilik haklarını alenen ağır bir biçimde ihlal etmekte, kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesine ve bu suretle genç teğmenler üzerinden toplumda kutuplaşmaya yol açmaktadır.

Bunun, devam eden adli ve idari soruşturma süreçlerine, olayın taraflarına, ailelerine ve ortak değerimiz Türk Silahlı Kuvvetleri'ne büyük zararlar vermekte olduğu da kuşkusuzdur. Bu itibarla, adli ve idari sürecin sonucunun sağduyu ve soğukkanlılıkla beklenmesi gerektiği düşüncesindeyiz.' (...)"

Yazının tamamı.

Etiketler
Asker Soruşturma Mustafa Kemal Atatürk