İslamcıların hedefindeki İBB sergisi: Saldırdıkları üç eser, aslında ne anlatıyor? 'Şövalye dediler, keçi çıktı'

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından düzenlenen sergide eserleri yer alan sanatçılar, İslamcıların saldırdığı işlerinde verdikleri mesajları anlattı.

İslamcıların hedefindeki İBB sergisi: Saldırdıkları üç eser, aslında ne anlatıyor? 'Şövalye dediler, keçi çıktı'

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından Feshane'de düzenlenen ve İslamcılar tarafından geniş bir yelpazede her türlü din düşmanlığının yapıldığı ileri sürülerek protesto edilen sergideki eserlerin aslında hangi mesajları verdiği ortaya çıktı.

İçerikle ilgilenmedikleri anlaşılan protestocular, 'ecdat yadigarı' olarak adlandırdıkları, ancak II. Mahmut döneminde 'fes fabrikası' olarak kullanılmak dışında herhangi bir 'kutsallık' taşımayan Feshane'de 'cemiyet ahlakına dinamit atan' eserleri paylaşmıştı. 300 sanatçının, 400'den fazla eserinin olduğu sergide saldırı, üç eser üzerinde yoğunlaşmıştı.

Cumhuriyet Barış Terkoğlu, 'LGBTİ+', 'paganizm', 'ahlaksızlık' gibi suçlamaların hedefi olan işlerle ilgili olarak eser sahipleriyle konuştu:

'ŞÖVALYE DEDİLER KEÇİ ÇIKTI'

İslamcıların hedefindeki İBB sergisi: Saldırdıkları üç eser, aslında ne anlatıyor? 'Şövalye dediler, keçi çıktı' - Resim : 1

Birincisi; serginin girişinde yer alan heykellerdi. Protestoculara göre 'Tapınak Şövalyeleri’nin taptığı şeytanı' temsil ediyordu.

Heykeli buldum. Eserin adı 'No man’s land' yani 'Sahipsiz toprak'. Hazırlayan sanatçı, Gönül Nuhoğlu. Gönül Hanım’la konuştum. 'Ben bir enstalasyon (yerleştirme) sanatçısıyım, eserin sergileneceği mekâna göre iş yapıyorum' diye söze başladı Nuhoğlu. Bu eserini, İtalya-Milano’da bir şatoda düzenlenen sergi için yapmıştı. Şato, sınırları savunma için oluşturulmuş mekânlardan biriydi. Ortamın havasını, dışarıyı gözetleyen, keçilerle tamamlamıştı.

Keçilere yakından bakıldığında, ayakları, mühendislerin harita hazırlarken kullandığı aletlerin ayaklarından oluşmuştu. Nuhoğlu, eserin mesajını şöyle anlattı: 'Dağ keçileri sınır tanımıyorlar. İnsanların çizdiklerinden bağımsız olarak, doğal sınırları onlar belirliyorlar.' Söyledikleri gayet açıklayıcıydı...

'Herkesi İtalya’ya götürmek mümkün değil. Mekânın dışına çıkınca anlaşılmıyor olabilir. Ama herkes anlamak zorunda da sevmek zorunda da değil. Ama birlikte yaşayacaksak en azından anlamaya çalışmak, saygı göstermek zorunda.' 'Sığlığın kendisiyle derinlik ölçülmez' diyen Nuhoğlu, yaşananların sebebinin cehalet olduğunu düşünüyordu.

'SEVİŞMİYOR, SAVAŞIYOR'

İslamcıların hedefindeki İBB sergisi: Saldırdıkları üç eser, aslında ne anlatıyor? 'Şövalye dediler, keçi çıktı' - Resim : 2

İkinci eserin sorunu LGBT idi! Protestocular, çırılçıplak iki erkeğin, kucak kucağa seviştiğini söylüyordu. O eseri de buldum. Dikkatli bakınca, sevişen değil savaşan iki canavar resmedilmiş gibi duruyordu.

Sanatçı Sema Maşkılı’yı buldum. Maşkılı, 'O resim hâlâ devam eden kişisel sergimin bir parçası. Serginin adı ‘Güç Canavarlar Yaratır’' diye söze başladı. 'Bu resimlerin hiçbirinde sanıldığı gibi cinsellik yok. İnsanlar birbiriyle güç mücadelesi yapıyorlar. Onları dövüşürken, boğuşurken resmediyorum.'

Canavarlar neden çıplak? Maşkılı anlatıyor: 'Onları medeni olarak göstermek istemiyorum çünkü kıyafet medeniyetin temsilidir.'

Maşkılı, 'Ben insanlığın sorunlarına eğiliyorum' derken sanatının siyasete alet edilmesini istemediğini ifade etti. Gerçekten de Maşkılı’nın aynı tema üzerine bir dizi eseri vardı.

'ALATURKALIĞI ANLATIYOR'

İslamcıların hedefindeki İBB sergisi: Saldırdıkları üç eser, aslında ne anlatıyor? 'Şövalye dediler, keçi çıktı' - Resim : 3

Hedefteki üçüncü eser ise mahyasında 'Ala Turca' yazan minarelerin olduğu, şehir silüetinin göründüğü resimdi. Resimde rakı masası ve dansöz olması, İslamcı cenahı kızdırmıştı. Ressam Mevlüt Akyıldız’ın 2001 tarihli 'Ala Turca' isimli eseriydi. Resme bakınca, sayamadığım kadar çok insan gördüm. Asker de aşçı da vardı. Protestocuların gözü ise dansöze ve rakıya takılmıştı. Ben ise onları çok zor seçebilmiştim.

Akyıldız’ı aradım. Adı üstünde, bizim alaturkalığımızı anlatmaya çalışıyordu. Osmanlı’dan bugüne tarihimizin farklı öğelerini yan yana getirmişti. 'Arkada bir kantocu kadın, önde yerel bir şarkıcı, öbür yanda bir dansöz, yanına hem gelini hem sevgilisini oturtmuş bir damat, bir tarafta rakı içenler bir tarafta güreşenler...' diyerek resimdeki unsurları sıralamaya başladı Akyıldız. Bir tür kültürel karmaşa serüvenimizdi. Resimlerinde ironiyi sevdiğini anlatan Akyıldız, 'Sanat öyle bir şey ki 80 yıl sonra resmime bakan belki de bambaşka yorumlayacak' ifadelerini kullandı. Ona göre sorun, dini bile tanımayan cahil insanlardan kaynaklanıyordu. (...)"

Yazının tamamı.

Etiketler
İslam sergi İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul