Hayatını kaybeden akademisyenin son günlerinde mobbingi araştırdığı ortaya çıktı!

CHP Gençlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, vefatından günler önce mobbinge maruz kaldığı belirtilen Beykent Üniversitesi öğretim görevlisi Merve Biçer Yumak ile ilgili açıklama yaptı.

Gökçen, “Merve Hoca’nın yaşamının son günlerinde yaşadığı mobbing, Türkiye’de akademinin çok konuşulmayan fakat vahim bir sorununu açıkça ortaya koydu. Bilim üreten, gençlerine yatırım yapan, dünya sıralamasına giren üniversitelere sahip bir Türkiye için akademide mobbing ve güvencesizlikle mücadele edeceğiz” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Beykent Üniversitesi öğretim görevlisi Merve Biçer Yumak’ın hayatını kaybetmesi ile açıklaması yaptı. Gökçen’in konuyla ilgili bugün yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“BAŞKA VAKIF ÜNİVERSİTELERİNDE DE BENZER DURUMLARIN YAŞANDIĞI AÇIKLANDI”

“Vakıf Üniversiteleri Dayanışma Meclisi’nin açıklamasına göre Öğretim Görevlisi Merve Biçer Yumak’tan ölümünden bir hafta önce giriş çıkışları kontrol edilerek savunma istenmiş, bu durum sağlık raporu olmasına rağmen gerçekleşmiştir. Yumak’ın, ölümünden günler önce üniversitede yaşadığı mobbingden rahatsızlığını dile getirdiği ve maaş eşitlenmesinin yapılmamasını haklı fesih nedeni olarak sayıp sayamayacağını araştırdığı ortaya çıktı. Bu paylaşımın ardından başka vakıf üniversitelerinde de benzer durumların yaşandığı açıklandı.

“AKADEMİDE MOBBİNG VE GÜVENCESİZLİKLE MÜCADELE EDECEĞİZ”

Vakıf üniversitelerinde kanunun açık hükmüne ve YÖK’ün göstermelik uyarısına rağmen devlet üniversiteleriyle eşit ücret verilmemesi sorununu defalarca gündeme getirmiştik. Bunun yanında bazı üniversitelerde hakkını arayan akademik personelin sözleşmelerine son verilmesi ve Merve Hoca’nın yaşamının son günlerinde yaşadığı mobbing, Türkiye’de akademinin çok konuşulmayan fakat vahim bir sorununu açıkça ortaya koydu. Akademide ifade özgürlüğü ve siyasi baskı sorunu kadar akademisyenlerin birer çalışan olarak yaşadığı hak ihlalleri, özellikle vakıf üniversitelerinde güvencesiz çalışma koşulları da siyasetin ele alması gereken problemler. Bilim üreten, gençlerine yatırım yapan, dünya sıralamasına giren üniversitelere sahip bir Türkiye için akademide mobbing ve güvencesizlikle mücadele edeceğiz.” (ANKA)

ÜNİVERSİTEDEN AÇIKLAMA

Beykent Üniversitesi, konuyla ilgili bir düzeltme metni paylaştı. Üniversite, yazılanların gerçeği yansıtmadığını belirterek şunları kaydetti:

“Olayın aslı şu şekildedir. 4 Temmuz’da yıllık iznini memleketi Trabzon’da kullanan Meslek Yüksekokulu’nda öğretim görevlisi olarak çalışan merhume Öğr. Gör. Emsal Merve Biçer Yumak’ın yıllık izni süresinde nükseden sağlık sorunları ile ilgili yönetimin bir bilgisi olmadığı ve kendisinin izin süresi de 19 Temmuz’da sona erdiğinden, 21 Temmuz’da kendisinin yönetime ilettiği rapor sonrası iş başı yapmadığı anlaşılmış ve nedeni ile ilgili yazılı olarak soru iletilerek bilgi istenmiştir. İletilen soru raporun doğruluğunu sorgulamak için yapılmamıştır.

Yumak, üniversite yönetimine yaptığı yazılı açıklamada 13 Temmuz günü rahatsızlığı sebebiyle hastaneye gittiğini, doktor tarafından kendisine yatış önerildiği halde kabul etmediğini ve tedavisini ayakta devam etmek istediğini, ilettiği raporun ise heyet raporu olduğunu ve çıkmasının 1 günü aldığını ifade etmiştir. Bu yazı üzerine Yönetim, Yumak’ın sağlık problemlerinin nüksettiğini öğrenmiş ve herhangi bir sorgulamada bulunmamıştır.

Beykent Üniversitesi sağlık sebebiyle rapor alan hiçbir akademik veya idari personelini sorgulamamış ve her zaman yanında olmuştur. Merhume Emsal Merve Biçer Yumak’a da geçmiş yıllarda sağlık sorunları sebebiyle, ders dönemleri de dahil olmak her zaman destek olunmuştur. Geçtiğimiz yıllarda geçirdiği ameliyat sonrası, kendisine sadece online dersler tanımlanmış, üniversiteye gelmeden görevine devam etmesine olanak sağlanmıştır.

Nükseden sağlık problemi sonrası 1 Eylül ve 31 Ocak tarihleri arasında da ücretsiz izne çıkmak istediğini MYO yönetimi ile yüz yüze yaptığı görüşmede ileten merhume Biçer’e olumlu cevap verilmiş ve kendisine gereken kolaylığın sağlanacağı iletilmiştir.

Gerçeği yansıtmaya, asılsın iddialarla maksatlı kasıtlı özel olarak hazırlanan haberler ile karalama kampanyası başlatılmak istenmiş olup, bu durumun kurumumuzun toplum nezdinde kurumsal itibarını zedelemekte ve üniversitemizin kişilik ve tüzel haklarına ağır bir saldırı niteliği taşımaktadır.”