Neresinden tutulsa elde kalıyor... Gezi tebliğnamesinde Hrant Dink anması da suç sayıldı

Yargıtay Başsavcılığı'nın yayınladığı Gezi tebliğnamesinden yeni detaylar gelmeye devam ederken, 19 Ocak Hrant Dink anması için yapılan konuşmalar suç delili sayıldı.

Neresinden tutulsa elde kalıyor... Gezi tebliğnamesinde Hrant Dink anması da suç sayıldı

Yargıtay Başsavcılığı'nın Gezi davasıyla ilgili hazırladığı tebliğnamede Osman Kavala’ya verilen müebbet hapis cezasıyla Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Mine Özerden ve Hakan Altınay’a verilen 18’er yıl hapis cezasının onanması istenirken, 19 Ocak Hrant Dink anmalarını da suç sayıldı.

Mahkemenin hükmüne yapılan itirazları önce istinaf mahkemesi inceledi. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3’üncü Ceza Dairesi, kararı yerinde bulduktan sonra dosya Yargıtay’a taşındı. Nihai karardan önce Yargıtay başsavcılığı, tebliğnamesini 7 Temmuz’da hazırladı. Tebliğnamede iddianamede yer alan suçlamaların yinelendiği ve duruşmalardaki beyanların dikkate alınmadığı göze çarptı.

Agos’ta yer alan habere göre, tebliğnamede, Gezi tutuklusu Çiğdem Mater’in Çiğdem Mater’in 19 Ocak Hrant Dink anmalarını organize etmek için yaptığı telefon görüşmeleri de suç unsuru olarak sayıldı.

Tebliğnamede Çiğdem Mater Utku’nun Şerafettin Can Atalay ile 14 Ocak 2014’te yaptığı telefon görüşmesine yer verildi. Mater’in Atalay ile yaptığı görüşmede şu ifadeler geçti:

“ÇMU; Ben niye aradım 19 Ocak’a çağrı yapacak mısınız, yapıyorsanız biriniz akşam
beşte toplantıya gelir mi..
ŞCA; Akşam beşteki toplantı arayayım söyleyeyim arkadaşlara ben gelemem de ... bir
şey soracağım beşte bu toplantı nerede
ÇMU; Babamın ofisinde orası nerede diyeceksin Tünel’de.”

Tebliğnamede Çiğdem Mater Utku’nun Mehmet Osman Kavala ile 13 Ocak 2014’te yaptığı görüşmenin kaydı da yer aldı. Görüşme şöyle:

“ÇMU; Ondan sonracığıma üçüncü söyleyeceğim şey 19 ocak için bir küçük bütçeniz olur mu acaba Anadolu Kültür’den
MOK; Bakalım ... şey yaparız ayarlarız bir şeyler”

Tebliğnamede bu görüşmeler, “Konuşmalardan, Açık Toplum vakfından süreklilik arz eder mahiyette Anadolu Kültür A.Ş'ye gezi olayları sırasında da para aktarımı olduğu, bu sürecin iştirak içerisinde yürütüldüğü, sanık Şerafettin Can Atalay'ın da bütün süreçten haberdar olduğu görülmüştür” ifadesiyle yer aldı.

DİNK AİLESİNDEN TEBLİĞNAMEYE TEPKİ

Dink ailesi 19 Ocak anmaları için yapılan çalışmaların tebliğnamede suç unsuru gibi gösterilmesine tepki gösterdi. Dink ailesi konuya ilişkin bir açıklama yayınladı.

Dink ailesinin açıklaması şöyle:

“Öyle görülüyor ki Gezi’nin yargılanmaya çalışıldığı davada, 19 Ocak anma ve adalet arayışıyla ilgili görüşmeler kriminalize edilmeye çalışılmış. Yargılama sürecinde muhataplarına sorulmuş ve basit açıklaması alınmış, sorulması bile ayıp olan özel telefon görüşmeleri ‘tebliğname’ye kadar taşınmış. Bu durum ellerinde doğru düzgün bir kanıt olmadığını, çünkü ortada zaten bir suç olmadığını kanıtlamak dışında bir şey ifade etmez.

Çiğdem Mater Hrant’ımızın öldürülmesinden önce de sonra da her zaman yanımızda olan, en çok emek döken arkadaşlarımızdandır. Hrant’ın Arkadaşları’ndandır. Osman Kavala da aynı şekilde emeği, insanlığı, maddi manevi desteğiyle sürecin başından itibaren yanımızda olmuş dostlarımızdandır.

Hrant’ın Arkadaşları, bir kaç kişi değildir. Binlerce, yüzbinlerce vicdanlı insandır. Elbette adalet talebini gerek mahkeme önlerinde, gerek 19 Ocak’larda alanlarda sürdürülmesinde belli sayıda insanın emeğiyle gerçekleşiyor. Hrant’ın arkadaşları, başından beri 19 Ocak’ların maddi külfetinden, afiş hazırlamak, lolipop bastırmak, ses sistemi gibi külfetli maliyetleri kendi aralarında imece usulü halletmeye çalışıyor. Prensipleri gereği ailemizi bu maddi yönün dışında tutmaya çalışıyorlar. Tebliğnamede yer alan telefon görüşmelerinden biri bununla ilgili. Diğer birkaçı da 19 Ocak çerçevesinde düzenlenen toplantılar ve etkinliklerle ilgili.

Tüm bilirkişi raporlarına, akla, mantığa rağmen Hrant Dink’i hedef haline getirmek konusunda yargının nasıl araçsallaştırıldığını ve etkin rol oynadığını aile olarak yakından yaşadık. Cinayet sonrası 16 yıldır süren adalet arayışımızda yargının performansı maalesef yine aynı çizginin devamı. Maalesef, savcının Gezi davası denen bu ucube davadaki mütalaasındaki iddialar da akla, mantığa, vicdana sığmayacak derecede saçma olmaya devam ediyor.

Yargıladıkları insanlar bu ülke için demokrasi, adalet ve eşitlik dışında hayalleri olmayan insanlar. Adaletin tecellisini umuyor ve talep ediyoruz.”

HRANT’IN ARKADAŞLARI İNİSİYATİFİ’NDEN DE AÇIKLAMA GELDİ

2007’den bu yana 19 Ocak anmalarını, Dink Cinayeti davasındaki duruşma öncesi basın açıklamalarının tertipleyen ve tüm duruşmaları izleyen Hrant’ın Arkadaşları İnisiyatifi de tebliğnamede anmaların suç unsuru gibi gösterilmesine tepki gösterdi. Hrant’ın Arkadaşları şu açıklamayı yaptı:

“Yargıtay Başsavcılığının Gezi Davası tebliğnamesi hukuki bir metin olmaktan oldukça uzaktır. Senaryolar ve mesnetsiz iddialarla cezalandırılması istenenler arasında arkadaşımız Çiğdem Mater de var.

Çiğdem Mater, Hrant’ın Arkadaşları’ndandır. 2007’den bu yana, Hrant Dink’i andığımız 19 Ocak’lara ve adalet nöbetlerine en çok emek verenlerdendir. Hrant Dink’i anmak ve adalet talebiyle davasını takip etmek bir insanlık görevi ve vicdan meselesidir. Çiğdem Mater’e yönelik zorlama suç isnatları ve delil yaratma gayretinin hiçbir hukuki karşılığı yoktur. Arkadaşımız daha önce beraat ettiği davadan yargılanıyor ve hakkında hiçbir somut delil de yok.

Çiğdem Mater’in tutukluluğu hemen sona erdirilmelidir. Onun yeri cezaevi değil bizim yanımızdır.”

Etiketler
Hrant Dink Gezi davası Can Atalay Çiğdem Mater