İmralı Çağrısı Sonrası Selahattin Demirtaş'tan İlk Açıklama: Çağrıya Mesafeli Duranlara Cevap Verdi
Cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısını değerlendirdi. Sürece destek vereceğini ve elinden geleni yapacağını ifade eden Demirtaş, "Ben, Gabar’da nöbetteki asker kardeşimin de Kandil’deki öz kardeşimin de ölmesini istemiyorum. İkisi de birbirine kurşun atmayı bıraksınlar" dedi.

Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın silah bırakma ve örgütün kendisini feshetme çağrısının ardından cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'tan ilk açıklama geldi.
Demirtaş, Gazete Duvar'da kaleme aldığı yazısında bu sürecin, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) gerekli hukuki ve siyasi alt yapının oluşturulması kaydıyla ilerletilmesi gerektiğini vurguladı. Barış çağrısı yapan Demirtaş, sürecin sadece silahların susmasıyla sınırlı olmadığını, aynı zamanda siyasal çözümün de önemli olduğunu belirtti. Demirtaş, "Ben, Gabar’da nöbetteki asker kardeşimin de Kandil’deki öz kardeşimin de ölmesini istemiyorum. İkisi de birbirine kurşun atmayı bıraksınlar. Önce bin yılın hatırıyla doya doya Türk, Kürt birbirimize sarılalım, sonrası siyasi mücadelenin, siyasetçilerin işidir, bizim işimizdir" ifadelerini kullandı.
'ELİMDEN GELENİN FAZLASINI YAPACAĞIM'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın bu süreçte inisiyatif aldığını ifade eden Demirtaş, "Allah hepsine uzun ve sağlıklı ömür versin ama hayatlarının son dönemecinde Orta Doğu barışı, tarihi Kürt - Türk barışı için inisiyatif almış bu üç liderin başarılı olabilmeleri için ben elimden gelenin fazlasını yapacağım" dedi.
ÇAĞRIYA TEMKİNLİ YAKLAŞANLARA CEVAP VERDİ
Bazı kesimlerin bu çağrıya temkinli yaklaşmasına dair de açıklamalarda bulunan Demirtaş, "Bu benim için yeterli değil" diyenlere şu şekilde cevap verdi:
"Değerli kardeşim, silahı ellerinde tutanlar artık savaşı bitirmeye karar veriyorsa sen bunun tam olarak neyinden rahatsız oluyorsun?
Yola siyasi, sivil mücadeleyle devam edilecekse kendine güvenmiyor musun? PKK veya devletin silahına güvenerek siyaset yapıyorsan elbette savaşın bitmesinden tedirgin olursun. Fakat her savaşın bir sonu vardır, kendini buna hazırlayarak barışı desteklemen en ahlaki, en doğru olanıdır.
'Ben Kürt'üm, benim haklarım ne olacak?' diyorsan önce kendine güveneceksin. Deneyimlerine, birikimlerine, örgütlü ve politik halkına güveneceksin.
'Ben Türk'üm, ‘teröre’ taviz verilirse ülkem, devletim bölünmez mi?' diye korkuyorsan sen de önce kendine ve sonra da bin yıllık kardeşin Kürt’e güveneceksin."
'BU İŞ BU KADAR BASİTTİR AMA...'
Sürecin ciddiyetle ele alınması gerektiğini belirten Demirtaş, "Bu iş bu kadar basittir. Ama bu 'basit' şeyi gerçekleştirebilmek çok ciddi bir çalışmayı, çabayı ve planlamayı gerektirir. Çünkü burası Orta Doğu’dur, eller halen tetiktedir, halen kan akmaktadır. Ciddidir çünkü ölüm ciddidir ve ölümden daha ciddi tek bir şey varsa o da yaşamdır. Bu iki ciddi şeyden yaşamı egemen kılmaya çalışmak, dışarıdan göründüğü kadar kolay değildir" diyerek sürecin zorluklarına da değindi.
Kaynak: Gazete Duvar